Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       APO olayında önümüzde kritik günler var.
       Bu hafta beklenen gelişmelere bir bakalım: Türkiye Öcalan'ın tutukluluk halini kaldıran mahkeme kararını temyiz ediyor; bu arada onun iadesini isteyen dosyayı Roma'ya gönderiyor... Eğer aksine bir karar çıkmazsa, Galatasaray - Juventus maçı bu gergin hava içinde yapılıyor... İtalyan hükümeti Almanya'nın Apo'nun iadesine ilişkin talebini yapması için Bonn ve diğer AB başkentleri nezdinde girişimlerde bulunuyor...
       Bunlar haftanın takviminde kayıtlı, beklenen olaylar. Bir de beklenmeyenler de olabilir...
       Sorunun istediğimiz biçimde çözümlenmesi (ve arzulamadığımız mecraya dökülmemesi için) bu hafta gerçekten çok dikkatli olmamız gerek.
       Öcalan'ın Roma'ya gelmesinden itibaren uzun ve çetin bir sürenin başladığını daha önce belirtmiştik. Bu süreçte - Apo'nun artık tutuklu sayılmaması gibi - hoşa gitmeyecek durumlarla karşılaşabiliriz. Ama bu, Türkiye'nin mücadelesini sabırla ve akılcı şekilde sürdürmesine engel olmamalı. Bu kritik aşamada önemli olan, ters tepecek davranışlardan sakınmak ve karşı tarafın işine yarayabilecek hatalar yapmamaktır...
       * * *
       NE yapmamak gerektiğini bir kez daha gözden geçirelim:
      
* İtalyan hükümetinin tavrını kınamak, milletçe duyulan infiali gösteriler ve çeşitli yöntemlerle yansıtmak doğal ve yararlı. Ancak bunun ölçüsünü kaçırmamak da şart.
      
Örneğin İtalyan bayrağını yakmaktan vazgeçmeli artık. Bayrak yakmak, Türkiye'nin kültüründe yok. Atatürk İzmir'i düşmandan kurtardığı zaman dahi, Yunan bayrağına gösterdiği saygı ile takdir toplamıştı...
       Ayrıca tüm İtalyan ulusunu rencide edecek sözler ve davranışlar, bu ülkedeki dost çevrelerin de reaksiyonuna yol açar. Tepki gösterilerinin bu şekilde çığırından çıkmaması uyarısını yapmak, öncelikle hükümete düşüyor. Başbakan ve bakanlar (hatta Cumhurbaşkanı) bu uyarıları kesin ifadelerle yapmalı, buna uymayanların cezalandırılmasını sağlamalıdır.
       Tabii bu bağlamda en kritik gün, maçın yapılacağı çarşamba günüdür. Bir yetkilinin dediği gibi, Türk halkı İtalyan ekibini çiçeklerle karşılasa, "onlar utanacak, dünya da bizi takdir edecek"tir...
      
* İtalyan firmalarına ve mallarına karşı gösterilen tepkiyi doğal karşılamalı. Ancak bunda da akılcı davranmak önemli. Amaç, İtalyan yöneticilerine, bu politikalarından maddi zarar da göreceklerini hissetirmek. Ancak Türkiye'nin bu "dersi" verirken, kendi zararının ölçüsüz boyutlara ulaşmamasına dikkat etmesi lazım.
       Bu bakımdan, "boykot"un bu aşamada "halk düzeyi"nde kalması ve bir "hükümet politikası" izlenimini vermemesi yerinde olur. Örneğin İtalya'nın ortak savunma projelerinden dışlanacağına ilişkin demeçler, Türkiye'yi sıkıntıya sokabilir. Daha şimdiden İtalya'nın bunu uluslararası ticaret kurallarının ihlali saydığı ve bu yönde ilgili örgüt ve ülkeler nezdinde girişimler yapmaya hazırlandığı görülüyor...
       Bir yetkilinin deyişi ile, İtalyan mallarına karşı boykot, kişi ve firma bazında sürebilir, ama bu devletin uyguladığı bir ambargo şekline dönüşmemelidir.
      
Bir an için, İtalya'nın şu yakınlarda Apo'dan kurtulduğunu düşünelim (ki bu, mümkündür). Şimdiden ilişkilerimizi zedelersek, bunun onarılması zor olur. İşi bu noktaya getirmemek lazım...
      
* Apo olayının bir "yan etkisi" de, Avrupa düşmanlığını körüklemek eğilimidir. PKK'nın şimdi Avrupa'da siyasal bir kampanya başlatma çabasına karşı tepkilerin (sadece halk değil, bazı siyasal çevreler arasında da) böyle bir akıma dönüşmesi, Türk dış politikasını fevkalade sıkıntıya sokabilir. Özellikle sorumlu mevkilerde oturanların böyle bir akımı teşvik edecek söz ve davranışlardan sakınmaları gerekir...
       Türkiye'nin şu anda ihtiyacı, Avrupa'yı karşısına değil, aksine yanına almaktır...
       Bu vesile ile şunun anlaşılması lazım: Türkiye herkesle kavgalı bir ülke olamaz, olmamalıdır...
       * * *
       BUNLAR önümüzdeki kritik günleri selametle atlatmamız için dikkat edilmesi gereken başlıca hususlar.
       Nerede ise unutuyorduk: Bu kritik haftanın en kritik - ve talihsiz - bir olayı da, Ankara'daki hükümet krizidir...




Yazara E-Posta: s.kohen@milliyet.com.tr