Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


ABD, olası bir Irak savaşında, Saddam’ın güçlerini hızla saf dışı etmek için, güneyden olduğu gibi kuzeyden de saldırmak konusunda kararlı. "Kuzey cephesi"nin açılması için en kestirme ve etkin yol, kuşkusuz Türkiye’den geçer. ABD bu nedenle haftalardır Ankara’nın desteğini sağlamaya çalışıyor.
Dünkü yazımızda, ABD’nin Türkiye’den olumlu yanıt alamadığı veya iş işten geçtikten sonra yanıt aldığı takdirde kuzey cephesini "başka yollardan" açmayı planladığını, güvenilir bir kaynaktan öğrendiğimizi bildirmiştik.
Washington’da bu konuyu yakından izleyen bir askeri kaynağa da şimdi bu bilgiyi teyit ettirmek fırsatını bulduk. Bu kaynağın söylediği şu: Evet, ABD kuzey cephesini mutlaka açacak. Türkiye yolu ile olsa daha iyi. Yoksa, Türkiye’siz de bunu yapacak. Havadan, bölgeye asker indirmek suretiyle bu planı uygulayacak.
Ancak bu üçüncü bir ülkenin hava sahasından geçmekle mümkün olabilir. Diyelim ki, Kıbrıs’taki İngiliz egemen üslerinden kalkan uçaklar, bu misyonu gerçekleştirecek. Peki bunlar hangi ülkenin hava sahasından geçecekler? Suriye’nin mi? Bir başkasının mı?
Kaynaklar sır vermek istemiyorlar; ama bu konu da halledildi veya halledilmek üzere imiş gibi konuşuyorlar.
Sızan bazı bilgiler, ABD’nin bir süredir bölge ülkeleri ile Irak operasyonu ile ilgili kapsamlı görüşmelerini veya en azından dirsek temaslarını sürdürdüğünü gösteriyor. Washington’da (ve Londra’da) "harekat başladıktan sonra, bölgede ve Avrupa’da birçok ülke, koalisyona katılır" şeklindeki iyimser havanın "arka planı" bu olsa gerek...
***
EĞER ABD gerçekten kuzey cephesini (Türkiye’yi "by - pass" etme pahasına) mutlaka açacaksa, Ankara’nın da değerlendirmelerini ona göre yapması gerekir. Nitekim bunu yaptığını da sanıyoruz.
Bugün varılan noktada, kuzey cephesinin Türkiye’nin gıyabında (veya Türkiye’ye rağmen) açılmasının Türkiye’nin orta ve uzun vadeli çıkarları açısından iyi mi, kötü mü olacağını düşünmek gerekiyor.
Bir miktar Amerikan askerinin Türkiye’den geçmesine (az sayıda destek birliklerinin de Türkiye’de konuşlandırılmasına) izin verilmesi Ankara’nın Kuzey Irak’ı, ABD ile eşgüdümlü olarak ve Washington’a sesini daha iyi duyurarak, daha etkin biçimde kontrol altında tutması olanağını verecektir. Bunun tersi ise Ankara için çok daha sıkıntı yaratacaktır...
***
WASHINGTON’daki askeri kaynak, Türk hükümetinin Meclis’in onayını alması için de fazla vakit kalmadığını söylerken, harekatın mart ayının ilk günlerinde başlayabileceğini, hazırlıklar için de 2 - 3 haftaya ihtiyaç olduğunu belirtti. Bu durumda hükümetin ve Meclis’in kararının bayramdan sonraya kalması, ABD’nin beklentisine karşılık vermemiş olacak.
Hükümetin üç yetki tezkeresinden, ABD askerlerinin Türkiye’den geçişi ve Türk topraklarında geçici konuşlandırılmasına ilişkin olanını Meclis’e ne zaman sevk edeceği, bu bakımdan önem taşıyor. Şimdiye kadar hükümet ve AKP çevrelerinde görülen eğilim, bunun bayramdan sonraya bırakılması yönündedir.
Bu, stratejik bir tavır mı, yoksa sıkışık bir durumu ertelemeye yönelik politik bir taktik mi? İktidara yakın bir kaynağa göre hükümet, Amerikan askerleri ile ilgili yetkiyi istemeden önce, bütün diplomatik yolların denendiğini, BM’ye bütün kanıtların, raporların sunulduğunu görmek istiyor. Ancak hükümetin bu konudaki hassasiyetinde bu "dış faktör" kadar, "iç etken"in de payı büyük olsa gerek...