Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Libyalı isyancıların Trablus’a girişleri çok hızlı oldu. Önceki sabah gelen haberler, savaşçıların başkentin büyük kesimini ele geçirdiklerini, hatta Kaddafi’nin oğullarını da yakaladıklarını iddia ediyordu. Trablus sakinleri, bu zaferi isyancılarla birlikte, Yeşil Meydan’da ve sokaklarda coşku ile kutluyor ve Muammer Kaddafi’nin de diri veya ölü ele geçirileceği anı bekliyordu...
Dün sabahki haberler ise olayların aynı hızla tersine döndüğünü ortaya koydu. En büyük sürpriz Seyfülislam Kaddafi’nin yabancı gazetecilerin kaldığı Rixos Oteli’nde birdenbire ortaya çıkması oldu. Bunu Muammer Kaddafi’nin diğer oğlu Muhammed’in de isyancıların elinden kurtulduğu haberi izledi...
Bu arada Kaddafi’ye bağlı güçler de Trablus’ta isyancılara karşı saldırıya geçti. Gün boyunca kentin kontrolü için şiddetli çarpışmalar cereyan etti. Dün akşamki haberler ise isyancıların Kaddafi’nin karargâhına girdiklerini müjdeliyordu. Ancak Kaddafi ve ailesi ortadan kaybolmuştu.
Evet, Kaddafi’lerin pes etmesi o kadar kolay ve hızlı olmayacak.
Ama Kaddafi ve taraftarlarının son çırpınışının olayların akışını değiştirmesi mümkün değil. Bu artık bir “gün meselesi”. Kaddafi rejiminin son bulması kaçınılmaz...
* * *
Türkiye dahil, uluslararası topluluk bu sonuçtan o kadar emin ki, Libya’daki yeni yönetime şimdiden yardım elini uzatıyor ve geçiş dönemi için bir yol haritası üzerinde çalışmaya başlıyor.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun, Libya Temas Grubu’nu temsilen dün Bingazi’ye gidip Geçici Ulusal Konsey ile görüşmesi bu yolda atılan ilk adımdır.
Gerçekten Libya’nın yeni dönemde toparlanması için dış desteğe büyük ihtiyacı olacaktır.
Çünkü 42 yıllık dikta rejiminden sonra, bu ülkeyi büyük zorluklar bekliyor.
1) Libya’nın çeşitli bölgelerdeki aşiretlere; etnik, kültürel ve sosyal farklılıklara dayanan mozaik bir yapısı vardır. Albay Kaddafi bir darbe ile iktidarı ele geçirdikten sonra, yıllar boyunca otokritik bir sistemle ülkeyi yönetti ve 6.5 milyon Libyalıyı bir arada tutabildi. Yeni dönemde Libya kimliği ile birlik ve beraberliği korumak oldukça zor olacak. Bunun için güçlü, karizmatik bir lider gerek. Oysa Libya’daki halk ayaklanmasından henüz böyle bir önder çıkmış değil.
2) Kaddafi’ye karşı başkaldıranlar farklı -hatta rakip- siyasal ve ideolojik grupları kapsıyor. Savaşçılar arasında El Kaide’cilerden ve İslamcılardan liberallere kadar çeşitli unsurlar var. Bu farklılıklar ve rekabet Geçici Ulusal Konsey’e de yansımaktadır. Şimdiye kadar hepsi Kaddafi’yi devirme hedefi etrafında birleşti. Ancak bundan sonra bu grupların yollarının ayrılması ve hâkimiyet kurma mücadelesinin başlaması ihtimali yüksek görünüyor.
3) Yeni dönemde ordunun ve polisin durumunun ne olacağı da endişe konusu. Bu güçler yıllarca Kaddafi’ye sadık kaldılar. Yeni yönetimin bu konuda nasıl bir tavır alacağı ve orduyla savaşan isyancıların askere karşı nefretini nasıl yatıştıracağı belli değil. (Irak’ta bu sorun Saddam’ın devrilmesinden sonra kaosa sebep olmuştu...)
4) Aynı şekilde isyancıların elindeki silahların ne olacağı, çeşitli çetelerin nasıl dağıtılacağı da önemli bir sorundur. Bu da güçlü bir siyasi otorite gerektirmektedir.
* * *
Bunlar Libya’nın Kaddafi sonrası dönemde karşılaşacağı zorlukların sadece birkaçı.
Mesela sadece bu ülkenin diktatörlükten demokrasiye geçişinden ibaret değil. Asıl sorun, yeni süreçte birliğin ve istikrarın sürdürülmesidir. Bunun aksi, Libya’nın bölünmesi veya kaosa, iç savaşa sürüklenmesidir.
Kaddafi rejimine son verenlerin esas zor işi şimdi başlıyor...