Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

1992de ortaya atılan bu tasarının artık hayata geçirilme noktasına gelmesi, gerçekten büyük bir başarı.Başta bu işi üstlenmesi gereken dev petrol şirketlerinin bir kısmı ilgisiz davranmış, hatta projeye karşı çıkmıştır. Bu girişimi bir efsane sayanlar, petrol boru hattını besleyecek yeterli ham petrol bulunmadığı iddiasından yeterli mali kaynakların sağlanamayacağı savına kadar çeşitli engeller çıkarmışlardır. Bu arada Asyada enerji hattı konusundaki tekelini korumak isteyen Rusya - yakın tarihte "Büyük Oyun"daki senaryoyu anımsatan - manevralara başvurmuştur. Bir ara Azerbaycan dahi tereddüt geçirmiş, Orta Asya ülkeleri de mesafeli davranmıştır...Denilebilir ki, BTC projesinin canlı tutulması özellikle Türkiyenin kararlılığı ve ABDnin desteği ile mümkün olmuştur. Bu sayede, son zamanlarda sadece saydığımız ülkeler değil, aynı zamanda vaktiyle tekere çomak koyan BP gibi dev şirketler de tavır değiştirip, bu mega hayalin hakikat olması için çalışmaların safına katılmıştır.***BU projenin temelinde yatan fikir şu idi: Hazar bölgesi, zengin bir petrol (ve gaz) kaynağı. Bir numaralı kaynak olmaya devam eden Ortadoğu ise tehlike ve belirsizliklerle dolu. Öte yandan Rusya da Asya kaynaklı enerjide tekel kurmuş durumda. Dolayısı ile, enerji kaynaklarını çeşitlendirmek için Kafkasya - ve hatta Orta Asya - petrollerini güvenli bir yoldan, yani Bakü - Ceyhan hattından dünya piyasalarına taşımak yaşamsal önem taşıyor...Bu başta Rusyayı sinirlendirmiş de olsa, ABD kendi stratejik ve ekonomik çıkarlarını dikkate alarak, bu projeye dört elle sarılmıştır. Şirketler "Financial Times"ın deyişi ile, sonunda ticari çıkarlarına "siyasal faktörün zoru" ile gereken kılıfı uydurmuş ve bu projenin (ekonomik anlamda) yararını savunur olmuştur...Rusyaya gelince, 11 Eylülden sonra, ABDye giderek yakınlaşmış ve Putinin Bush ile - "al - ver" esprisi içinde - sağladığı birçok anlaşmanın arasına BTC projesi de girmiştir...***BU projeden en çok kazançlı çıkacak olan Türkiyedir. Ankaranın on yıldır bu fikrin gerçekleşmesi için azimle çalışmasının nedenleri şöyle özetlenebilir: STRATEJİK FAKTÖR: Türkiye bu hattı, Avrasya stratejisinin başlıca unsurlarından biri sayıyor. Bu sayede Ankara bölgesel bir güç olarak Orta Asyaya kadar uzanan coğrafyada, etkinliğini kullanabilecek. Bu Batı karşısındaki pozisyonunu da güçlendirecek...EKONOMİK FAKTÖR: Yapımı 3 milyar dolara mal olacak olan proje çeşitli dış kaynaklardan finanse edilecek (yani Türkiyenin mali bir yükümlülüğü yok). Petrol pompalamaya başladığında ilk 6 ayda 50, daha sonraki yıllarda 200 milyon dolarlık bir geçiş ücreti alınacak. Bu arada Türk müteahhitlerine ve işçilerine de iş olanakları sağlanmış olacak. Ayrıca Türkiye, Ceyhan terminalinin sahibi olarak dünya enerji politikalarında belirli bir role sahip olacak...GÜVENLİK FAKTÖRÜ: Bu Boğaz- ların can ve mal güvenliği ile ilgili. Halen Boğazlardan yılda 5500 tanker geçiyor. Eğer BTC hattı olmazsa bu sayı daha da yükselecek. Bu sayede üretimi giderek artacak olan Hazar havzası petrolünün (ve gazının) hep Boğazları kullanması da önlenmiş olacak... Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan cumhurbaşkanlarının dün Bakü - Tiflis - Ceyhan (BTC) petrol boru hattının temelini atması ile, birkaç yıl öncesine kadar hayal olarak görülen bir mega - proje artık hakikat oluyor. skohen@milliyet.com.tr Evet, mega projenin hayalden veya efsaneden gerçeğe dönüşmesi yolu çok uzun ve çok çetin idi. Nihayet engeller aşıldı ve şimdi yolun son kilometre taşına gelindi...