Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Cumhuriyetin kuruluşunun 79. yıldönümünü bu duygularla kutlamak için yeterli neden var.Dağılan ve tarihte karışan bir imparatorluğun yıkıntısı üzerinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti - zaman zaman ne kadar yakınsak, hatta karamsarlığa kapılsak dahi - bugün bütün dünyaca önemsenen ve sayılan bir devlet olarak dimdik duruyor. Laiklikten kadın - erkek eşitliğine ve modern demokratik devlet yapısına kadar, çağdaşlaşmayı yansıtan "inkılaplar", ülkeyi geriye götürmek isteyen tüm akımları bozguna uğratabilecek kadar güçlü... Cumhuriyetin bu yöndeki gidişini kimsenin frenleyemeyeceği, tecrübe ile sabit. Nitekim ülke son dönemde demokratikleşmede de attığı adımlarla, Atatürkün deyimi ile "muasır medeniyet" yolunda ilerlemeye devam etti.Aynı şekilde Cumhuriyet Türkiyesi, sürekli bir kargaşa ortamında, kimliğini ve güvenliğini koruyabilecek kadar güçlü... Yer aldığı ve hassas coğrafyada, - Rusya, Kafkasya, Balkanlar, Ortadoğu bölünmelere, savaşlara, teröre, insanlık dramlarına sahne olurken - kendisini bu belaların dışında tutmayı başaran nerede ise tek ülke... Gün, geçmişin verdiği güç ile geleceğe güven ve umutla bakmak günüdür... ***TÜRKİYEyi bugüne bu şekilde getiren olgu, Cumhuriyetin sağlam temelidir. Sonradan üstüne kurulan bina zaman zaman sarsıldı. Zaman zaman kâh kötü yönetimden, kâh da bölgedeki veya dünyadaki olaylardan kaynaklanan olumsuzluklar, hatalar, yetersizlikler, sıkıntılar yaşandı. Ama bu arada, aynı temeller üzerinde, yenilenme yönündeki hareket de başarıya ulaştı. Örneğin ülke, tek parti düzeninden çoğulcu sisteme, katı devletçilikten liberal ekonomiye, içe dönük alışkanlıklardan dışa açılma anlayışına hızla geçti... Türkiye Birleşmiş Milletlerden Avrupa Konseyine kadar çeşitli uluslararası örgüt ve kuruluşlarda yerini alırken, bunların ölçütlerine uymak için de azami çaba harcadı ve sonunda çağdaşlaşma yolunda büyük mesafe kat etti...Türkiyede kurulan şekli ile Cumhuriyet, statik değil, dinamiktir. Hedefi siyasal, ekonomik, sosyal, her alanda yenilenme, gelişme, modernleşmedir; yani evrimdir...Görüldüğü gibi de, Türkiye bu yolda yerinde saymadı, bütün sancılara ve sarsıntılara rağmen, ileri yürüyüşüne devam etti ve etmeye de devam ediyor...***BU bağlamda, Cumhuriyetin yeni "inkılaplar" gerçekleştirmesinde, AB hedefi bir "itici güç" oluşturuyor.Türkiyenin AB ile ilgili düşüncesi ve hedefi (diğer birçok adaylardan farklı olarak) "bir kulüp üyeliği"nin çok ötesinde, bir "medeniyet projesidir." Yani Cumhuriyetin temelleri üzerinde gerçekleştirilecek bir yenilenme - çağdaşlaşma programıdır.AB ile ilgili gelişmeleri izlerken, tartışmalarına katılırken, lehte veya aleyhte argümanları sayarken, gerçekten bu çok önemli hususu hiç gözden uzak tutmamak lazım.AB süreci Türkiye için Cumhuriyet değerlerinin, yeni bir ruhla yaşama geçirilmesi prosesidir. Bunu gerçekleştirecek olan da tabii bizzat Türkiyedir. Siyasal ve ekonomik standartlarını yükselten, kritik bölgesinde önemini ve rolünü sergileyen bir Türkiyenin önünü kimse - AB de - kesmek istemez veya kesemez... skohen@milliyet.com.tr Günlük sıkıntılar arasında belki bunları unutuyoruz. İşte gün, bu gerçekleri anımsamak ve bu nedenle mutlu ve umutlu olmak günü...