Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bu konuda genel bir iyimserlik var. Yaz rehavetine rağmen bazı Avrupa ülkeleri yetkililerinin verdiği demeçler umut verdi. Türk liderlerin son günlerdeki beyanları da Ankaradaki resmi çevrelerde hakim olan olumlu havayı yansıtıyor.Tabii bu iyimserlik için en büyük test, ekim ayında Komisyonun son şeklini vereceği İlerleme Raporu olacak. Aralık ayındaki AB zirvesi müzakere tarihi verip vermeme konusundaki nihai kararını bu raporun rengine göre belirleyecek.* * *AB diplomatik kaynaklarının bu konuda da verdiği sinyaller cesaret verici. Kuşkusuz raporda Türkiyenin AB ile uyum performansına verilecek olan not, herhalde on üzerinde on olmayacak. Bazı eksiklere veya yetersizliklere de değinilecek. Ancak raporun sonuçlar bölümündeki değerlendirmenin, Türkiyenin gösterdiği olağanüstü çaba ve başarıyı dikkate alarak, olumlu olacağı tahmin ediliyor.Gerçekten raporun gene havası bu olursa, zirveden Türkiyeye tarih verilmesi lehinde bir karar çıkması da çok olası. Gerçi hala Avusturya ve Danimarka - hatta Fransa - için bazı kuşkular duyulmuyor değil. (Benzer tereddütler Yunanistan ve Kıbrıs Rum yönetimi için de duyuluyor.) Ancak bu ülkelerin de ABnin olumlu bir karar vermesine engel olmak istemeyecekleri öngörüsü ağır basıyor...* * *TATİL ayında Brükselde ve üye ülkelerin başkentlerinde yetkililerin AB ile ilgili sorunları ve bu arada Türkiyenin üyeliği konusunu düşünecek hali yok. Ama eylülden itibaren yoğun bir faaliyet başlayacak. Ve Türkiyenin üyeliği de gerçekten AB gündeminin önemli bir maddesi olarak kendini belli edecek.İlerleme Raporunun hazırlanması ve onu izleyecek gelişmeler sürecinde, "etkileme kampanyası" büyük rol oynayacak. Türk diplomasisi şimdiden böyle bir "büyük taarruz"a hazırlanıyor. Başbakan Tayyip Erdoğan belli başlı üye ülkelerin başkentlerini ziyaret edip görüşmeler yapacak. Bu arada Komisyon yetkilileri Türkiyeye davet edilecek. Devletin yanı sıra, sivil toplum da devreye girecek, çeşitli özel kuruluşların temsilcileri AB ülkelerini dolaşacak, iş muhitinden medyaya kadar çeşitli çevreleri bilgilendirmeye ve yönlendirmeye çalışacak...* * *AB konusundaki iyimserliği haklı çıkaracak sonuca ulaşmanın bir yolu, dışarıda "etkileme kampanyası" ise, diğer bir yolu da içeride "ev ödevini bitirmek"tir.Türkiye gerçekten reform yasalarını hızla çıkarmakta büyük başarı göstermiştir. Şimdi bu alanda tamamlanması gereken "az bir şey" kaldı. Türkiye uygulama alanında da, sadece hükümet olarak değil, milletçe de kararlılığını göstermek durumundadır. Eğer bir "yol kazası" olmazsa, kimse Türkiyeye tarih verilmesine karşı bir tavır alamaz ve almayacaktır da.Bir de pratikte fazla bir anlam taşımayan bazı "AB davranışları"na kafayı takmamak lazım. Örneğin, Komisyonun 25 üye ülkenin İlerleme Raporu konusundaki görüşlerini tek tek önceden istemesini bir "çifte standart" olarak görenler, bunun da bir "engel" oluşturacağını öne sürenler oldu. Komisyonun bu tür danışmalarda bulunması sıra dışı değil. Kaldı ki Komisyon, İlerleme Raporlarını hazırlarken önceden hükümetlerden onay almaz, bağımsız çalışır.Bunları geçelim ve esas işimize bakalım. Yani içerideki "ilerleme"yi hızlandıralım ve Avrupadaki "büyük diplomatik taarruz"a hazırlanalım... skohen@milliyet.com.tr AVRUPA Birliği - Komisyonundan Parlamentosuna kadar bütün organlarıyla - tatilde olduğu halde, Türkiyede "Acaba aralık ayında bize tarih verecekler mi?" sorusu hala gündemde.