Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



ORTADOĞU'da demokrasinin yerleşmesi şansı nedir? Bu konudaki belirtiler, fazla umut vermiyor doğrusu.

  • Arap dünyasının önde gelen liderleri, Batı tarzı demokrasinin kendi toplumlarının özelliklerine yabancı olduğunu iddia ediyorlar ve bu bağlamda Batı'nın bölgeye "demokrasi ihracı" çabalarına karşı çıkıyorlar...
  • İran'daki son seçimler, özgürlükçü hareketin önünün kesildiğini ve halen dizginleri elinde tutan mollaların herhangi bir siyasal değişime izin vermeye niyetleri olmadığını ortaya koydu...
  • Irak'ta demokratik bir anayasanın hazırlanması ve temsili bir yönetimin kurulması yönündeki çabalar, büyük engellerle karşılaşıyor...

  • Bu ve diğer benzer örnekler, bölgenin ABD'nin ortaya attığı "Büyük Ortadoğu Projesi"nin "demokratikleşme" hedefinden epey uzakta olduğunu gösteriyor.
    * * *
    ABD'nin bu girişimi, Fas'tan Orta Asya'ya kadar uzanan geniş coğrafyadaki ülkelerin daha özgür ve şeffaf olmasını, daha iyi yönetilmesini, bu amaçla gerekli siyasal, ekonomik ve sosyal reformların gerçekleştirilmesini öngörüyor.
    Bush yönetiminin bu projeyi kendi çıkarları doğrultusundaki küresel stratejinin bir parçası olarak planladığı kuşkusuzdur. Ancak bölgedeki ülkelerin çoğunun geri kaldığı ve çağı yakalamak, sorunlarını çözümlemek ve halklarının yaşam şartlarını iyileştirmek için, bir dizi reforma ihtiyaçları olduğu da bir gerçek.
    Bu ülkelerdeki katı rejimler şimdiye kadar böyle bir değişime imkan vermedi; ama son zamanlarda sivil toplum kesiminden ve aydınlardan bazı sesler yükselmeye başladı. İran'dan Suudi Arabistan'a, Mısır'dan Pakistan'a kadar birçok ülkede böyle bir hareketlilik var. Ancak açıkçası değişim rüzgarları bölgeye pek nüfuz edemiyor.
    * * *
    BUNUN çeşitli nedenleri var. Başlıca faktör, bu ülkelerde bir yandan dizginleri ellerinde tutan liderlerin statükoyu sürdürmeye kararlı olması, öte yandan da toplum yapısının ve kültürünün köklü ve hızlı değişime pek müsait olmamasıdır...
    "Milliyet"in dün yayımladığı bir haber bu bağlamda tipik bir örnek veriyor. Buna göre Mısır Başkanı Hüsnü Mübarek ile Suudi Arabistan Kralı Fahd, "Büyük Ortadoğu Projesi"ni reddeden bir ortak deklarasyonda "Batı tarzı demokrasinin bölgede uygulanamayacağını" ve "dışarıdan reform dayatmalarının kabul edilemeyeceğini" belirtiyorlar.
    * * *
    BU geniş coğrafyada köklü reformları uzun yıllar önce hayata geçiren, çağdaşlaşma yönünde büyük adımlar atan ve Batı dünyası ile bütünleşme noktasına gelebilen nadir ülkelerden biri Türkiye'dir. Laik, demokratik ve kalkınan Türkiye, bu bakımdan başkalarına "model" olarak gösteriliyor.
    Peki, bu "başkaları" - özellikle bölge ülkeleri yönetimleri - bu "model"i benimsiyor ve kendi toplumlarına sunmak istiyor mu? Toplumun bazı kesimlerinde böyle bir istek var muhakkak; ama açık konuşmak gerekirse, yönetici sınıflar buna pek hevesli görünmüyorlar. Son beyanlar, bunun göstergesi...