Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Türkiye Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde hâlâ sempati duyulan, bölgesel güç sayılan bir ülke. Ancak geçen iki yıla nazaran bu algı hissedilir bir erozyona uğradı, yani o eski imaj belirli oranda bozuldu...
Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı TESEV‘in bu bölgedeki 16 ülkede düzenlediği kapsamlı kamuoyu araştırmasının sonuçları, böyle bir eğilimi ortaya koyuyor.
TESEV 5 yıldan beri bu tür bir çalışmayı başarıyla yürütüyor. Dün açıklanan 2013 araştırmasının raporu, analistlerin, politikacıların ve de hükümet yetkililerinin dikkatle etüt edip yararlanmaları gereken anlamlı sonuçlar içeriyor.
Sevindirici sonuç, yukarıda belirttiğimiz gibi, Türkiye’nin Ortadoğu ve Kuzey Afrika coğrafyasında halklar tarafından hâlâ sevilip sayılmasıdır. Bunun halihazırdaki oranı yüzde 59. ABD, Rusya ve Avrupa ülkeleriyle mukayese edildiğinde, oldukça iyi bir sonuç. Ama bu oranın 2011’de yüzde 78, geçen yıl da yüzde 69 olduğu hatırlanırsa, şimdiki durumun bir gerileme trendine işaret ettiği kolayca anlaşılır.

Sert düşüş
Bu yüzde 59 rakamı, 16 ülkedeki toplam eğilimi gösteriyor. Aslında iki ülkedeki düşüş çok daha sert. Mısır’da iki yıl önce yüzde 86 olan bu oran halen yüzde 38 civarında. Suriye’de iniş daha da sert. Şu anda yüzde 22, yani iki yıl önceki rakamın tam yarısı...
Araştırmanın yapıldığı 16 ülkeden 14’ünde -Tunus’tan Ürdün’e, Lübnan’dan Libya’ya kadar- Türkiye’ye “olumlu bakanlar”ın oranında bir düşüş görülüyor.
Bu rakamın düşük olmasında Suriye ve Mısır’ın büyük payı var. Bu ülkelerde kamuoyunun Türkiye algısının bu kadar bozulmasının başlıca nedeninin Türk hükümetinin onlara karşı izlediği politika olduğu açık.
Bu iki ülkede Türkiye’ye sempatinin ciddi şekilde gerilemesi -Ankara’nın onlara karşı takındığı tavırdan dolayı- anlaşılabilir; ama diğer Arap ülkelerinde -daha az bir oranda da olsa- benzer bir trend mevcut.
Bu da iyice araştırılması gereken bir konu. Öyle anlaşılıyor ki, Erdoğan hükümetinin Arap Baharı’ndan önceki dönemde Ortadoğu’ya açılımları, jestleri, ayrıca bölgesel bir güç olarak oynadığı roller, olumlu bir Türkiye algısına, ama aynı zamanda yüksek beklentilere yol açmıştı. Arap Baharı’nı izleyen olaylar, çalkantılar, iç çatışmalar bölge halklarının dikkatlerini tamamen bu yeni duruma çevirdi. Bu arada Erdoğan hükümeti de, özellikle Suriye ve Mısır’da görüldüğü gibi, taraf tutan, müdahaleci politikalar izlemeye başladı.
Genel olarak bu coğrafyada Türkiye’yi model olarak görenlerin ve bölgesel rol oynayabileceğine inananların sayısında da bir düşüş görülüyor.

Şaşırtıcı rakamlar
Araştırmanın Mısır’daki darbe ve siyasi durum ile ilgili bölümü de ilginç bulgular içeriyor. Bu sonuçlardan biri, askeri darbeye destek verenlerin sayısının yüzde 67 oranında gösterilmesidir. Bölgede Mısır darbesine arka çıkanlar, Suriye’de yüzde 58, Irak ve Libya’da yüzde 50 oranında.
Bu rakamlar şaşırtıcı bulunabilir. Ama Mısır toplumunun halen bölünmüş ve kamplaşmış durumda olduğu bir gerçek. Dolayısıyla “Mısır halkı” derken, sadece halkın bir kesiminin söz konusu olduğu unutulmamalı.
TESEV araştırmasının ortaya koyduğu ve dikkate alınması gereken gerçeklerden biri de budur...