Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Önümüzdeki günlerde aşağı mı iner, yukarı mı çıkar bilemiyoruz; ama Fransız hükümet çevrelerinde dahi 29 Mayıs akşamı, sandıkdan -az farkla da olsa- "hayır" çıkacağı kaygısı hâkim olmaya başladı.* * *CUMHURBAŞKANI Chirac başta olmak üzere, sorumlu mevkilerdeki birçok Fransız, böyle bir sonucun bir yandan AB'yi "kurumsal felce" sürükleyeceğini, diğer yandan da Fransa'nın uluslararası etkinliğini sarsacağını düşünüyor.AB Anayasası'na "hayır" diyecek olanlar ise çok çeşitli nedenlerden dolayı böyle bir tavır içindeler. Kimi Chirac'a ve hükümet karşı, kimi ülkenin ekonomik ve sosyal şartlarından şikâyetçi, kimi de AB'nin ortak politikalarından kaygılı...Bu çeşitli nedenler arasında "Türkiye faktörü"nün de bulunduğunu unutmayalım. Yeni Anayasa ile, Türkiye'nin olası üyeliği arasında ne alaka var? Aslında yok, ama Fransız toplumunun bir kesimi öyle bir ilinti kurmuş durumda.* * *REFERANDUMDAN "hayır" çıkması pratikte Türkiye'nin üyelik şanslarını nasıl etkiler?AB uzmanı Dr. Cengiz Aktar'ın da belirttiği gibi, Fransız "hayır"ı, Türkiye-AB müzakere sürecinin 3 Ekim'de başlamasını engellemez. Çünkü iki olgu arasında bir ilinti yok.Eğer AB ülkeleri veya Komisyonu bu sürecin önünü kesmek istiyorlarsa, başka gerekçeler (veya bahaneler) öne sürebilirler. Kaldı ki, Fransız referandumundan "evet" çıksa da, başka gerekçelerle engel çıkarmak isteyebilirler.Fransa'da "Türkiye meselesi"nden kaygı duyanlar, Dr. Aktar'ın deyişiyle AB'de bir "Fransa sorunu" yarattıklarını da görmelidir...* * *AVRUPA Konseyi (AK), Avrupa Birliği'nden (AB) farklı bir kurum. Gerçi bazı konularda amaç ve işlevleri birbirine paralel, ama her birinin kendine göre öncelikli programları var.AK'nin Varşova'daki zirvesinde insan haklarından çevreye, güvenlikten suçla mücadeleye kadar çeşitli konular tartışıldı ve alınan kararlar bir Sonuç Bildirgesi'yle açıklandı.Bildirgenin 9. maddesi, Türkiye'nin çabasıyla ilk kez yer verilen önemli bir kararı içeriyor. Bu da "Islamophobia" yani İslam korkusu (veya karşıtılğı) ile ilgili. Bu ibare ilk defa "anti-semitism" (Yahudi aleyhtarlığı) ve din, ırk, cinsiyet ayrımcılığı ile mücadeleyi öngören paragrafta yer alıyor.Son zamanlarda Avrupa'da yaşayan Müslümanlara ve genelde 11 Eylül'den sonra terörle bağlantılı olarak İslama karşı açılan kampanya karşısında, AK'nin böyle bir tavır alması, çok önemli bir gelişme. Şimdi AK bünyesinde kurulması öngörülen mekanizmanın çalışması ve üye ülkelerin de bu kararın gereklerini yerine getirmesi beklenir.Türkiye buna önayak olmakla, Avrupa-İslam (ve genelde dinler ve kültürler arası) yakınlaşmada oynayabileceği rolü göstermiştir.Fransa ve diğer AB ülkelerindeki "hayır"cılar bunu görüyorlar mı?.. skohen@milliyet.com.tr TIPKI "yo-yo" oyunu gibi, bir aşağı, bir yukarı; bir aşağı, bir yukarı... Fransa'daki referanduma tam 10 gün kala, çeşitli anketler "hayır" oranının yeniden yukarı çıktığını gösteriyor (yüzde 51-53). Geçen hafta bu oran yüzde 50'nin altına düşmüştü. Daha önce bir hayli yukarılarda idi (yüzde 55-60)...