Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bush yönetiminin askeri müdahale konusunda henüz bir karar vermediğini önceki gün Ankaraya gelen ABD Merkezi Kuvvetler Komutanı Orgeneral Tommy Franks de tekrarladı. Haftalardan beri Washingtondan gelen çelişkili haberler de zaten bunu gösteriyor.Nitekim ABDnin son günlerde iki ayrı kulvarda yürüdüğü, bir yandan askeri hazırlıklarına hız verirken, diğer yandan da diplomatik çabalarını (son olarak BMye sunduğu yeni öneri ile) yoğunlaştırdığı görülüyor.***BUSH yönetiminin bu tavrı gerçekten kararsızlıktan - veya şaşkınlıktan - mı kaynaklanıyor, yoksa başka bir nedeni var mı? Örneğin bu, Saddam rejimini baskı altında tutmak, onu yıpratmak amacını da gütmüş olamaz mı?Bu olabileceği gibi, bir başka neden de, savaş hazırlıkları için gereken zamanı kazanmak da olabilir. ABDnin diplomasi çarkını işletirken, aynı zamanda bölgedeki askeri hazırlıklarını (ve bunun için bölge ülkeleri ile temaslarını) sürdürdüğünü de unutmayalım. Orgeneral Franksin Ankarayı da kapsayan son Ortadoğu turnesinin bu amaca yönelik olduğu açık.Başkan Bushun savaşla ilgili kesin kararını vermemesinde rol oynayan bir başka neden, dost ve müttefik ülkelerin tepkileri de olsa gerek. Bir ay öncesine kadar Bushun sanki diplomasi yolunu hiç denemeden, kimseyi dinlemeden "tek yanlı bir politika" (unilateralism) uygulayarak Irakı vuracağı sanılıyordu. Oysa ABD yönetiminin her şeye rağmen, şimdi silah deneticileri üzerinde odaklanan sorunu, diğer ülkelerle danışarak ve BM Güvenlik Konseyinden de bir karar çıkartarak halletmeyi denemekte olduğu görülüyor. Bu da zaman alıyor tabii. Belki de bu durumdan ABDnin olası bir askeri müdahaleyi aceleye getirmek niyetinde olmadığı ve dolayısı ile savaşın bu yakınlarda (kasım sonunda veya aralıkta) çıkmayabileceği sonucunu çıkarmak da mümkün...***BUSH yönetiminin ne yapacağı henüz tam belli olmadığı için, şimdilik karşılıklı nabız yoklaması ve "senaryo egzersizleri" cereyan ediyor. Orgeneral Franksin Ankaradaki temaslarını bu çerçevede değerlendirmek lazım. Yani bu aşamada, bir ABD operasyonu olduğu takdirde Türkiyenin askeri alanda ne yapabileceği konuşuluyor. Bu temaslar Genelkurmay Başkanı Orgeneral Özkökün Washingtona yapacağı ziyaret sırasında da sürdürülmüş olacak.Ama bu bağlamda önemli olan, ABDnin müdahaleye karar vereceği güne kadar, Ankaranın siyasi iradesini nasıl ortaya koyacağıdır. Bu olayın Türkiyedeki seçim dönemine rastlaması bir talihsizlik. Bu hükümet bir "topal ördek" durumunda - yani "gidici"... Seçim sonrasında nasıl bir hükümetin (ve ne zaman) kurulacağı belli değil. Oysa siyasi iradeyi yansıtacak güçlü bir hükümete ihtiyaç var bu sırada.Eski diplomat, CHP adayı Onur Öymenin çok doğru bir tespiti var: Şu sırada ABD ve diğer ilgili ülkelerle görüşmeleri yürütecek, o başkentlere gidip bizzat en üst düzeyde temasları yapacak bir başbakanın işbaşında olması gerekirdi. Ankaranın sadece Başbakanın veya Dışişleri Bakanının medya yolu ile mesaj göndermesi veya çağrıda bulunması fazla etkili olamaz.Bu bakımdan 3 Kasımdan sonra hızla bir hükümetin kurularak Türkiyenin sesini daha güçlü şekilde duyurmasını dilemek gerek. Bu arada Bush da askeri müdahale konusunda acele etmezse daha iyi olacak galiba!.. skohen@milliyet.com.tr Başbakan Bülent Ecevit, Fikret Bilaya verdiği demeçte, Bush yönetiminin Irak konusundaki kararsızlığından yakındı. "Başkan Bush bir yandan her an askeri müdahalede bulunabileceklerini belirtiyor, bir yandan da BMde müdahalenin son seçenek olduğunu söylüyor" diyen Başbakan, Washingtonun artık kararını vermesi çağrısında bulundu.