Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

AMERİKAN helikopterlerinin Suriye’nin Irak sınırına yakın bir bölgesine karşı giriştiği saldırıyla, ABD ilk kez Suriye’ye karşı -dolaylı da olsa- bir askeri müdahalede bulunmuş oldu.
Eğer bu, havadan bir bombalama harekâtı olsaydı, teröristlerin peşine düşen uçakların veya helikopterlerin sınırı şaşırıp “kazaen” Suriye topraklarını vurdukları söylenebilirdi.
Oysa bu olay farklı. Irak’taki bir üsten kalkan 4 helikopter, planlandığı gibi, Suriye’nin sınırdan 10 kilometre içlerindeki Ebu Kamel bölgesine uzanarak, buradaki bir köye komandolarını indirdi. Bu özel ekip köydeki bir binayı ve orada bulunanları hedef alıp bombaladı ve işini bitirdikten sonra helikopterlerine binip bölgeden uzaklaştı...
ABD’nin birdenbire böyle bir operasyona girişmesi, Suriye için bir şok, dünya için de sürpriz oldu.

Kontrol edilemiyor
ABD ve Irak hükümeti, öteden beri Suriye’yi, El Kaide ve diğer terör gruplarının sınır bölgesindeki faaliyetlerine göz yummakla suçluyor. Irak’a eylem yapmak üzere giren yabancı militanların yüzde 90’ının Suriye sınırından sızdıkları öne sürülüyor.
Irak makamlarının -ve ABD’nin- Suriye’nin bunu önlemesi için yaptığı çağrılar veya uyarılar, pek sonuç vermedi. Şam bunlara ya göz yumuyor, ya da bölgeyi tam kontrol altına alamıyor.
Şimdi ABD’nin bu işi bizzat eline alıp saldırıları Suriye topraklarına yayması, ciddi sonuçlar yansıtabilecek bir gelişme.
Suriye, bunu kendi egemenliğine karşı girişilen bir tecavüz ve hatta bir “savaş suçu” sayıyor. Irak’ı da bu suçlamaya katıyor.
Oysa son zamanlarda Şam ile Bağdat arasındaki ilişkilerde bir düzelme görülüyordu. İki komşu ülke arasında temaslar sıklaşıyordu...
Aslında bu saldırı olayı, Suriye’nin dışa ve Batı’ya açılmaya başladığı bir zamana rastlıyor. Esad yönetimi Fransa başta olmak üzere bazı Avrupa ülkeleriyle bir yakınlaşma sürecine girdi. Suriye İsrail ile dahi -Türkiye’nin aracılığıyla- dolaylı görüşmelere oturdu.
ABD ise, Suriye’ye karşı katı tutumunu değiştirmedi. Bush yönetimi Şam’ı, terörizmi desteklediği gerekçesiyle, izole etme politikasını sürdürdü.
Şimdi bu olay, Suriye ile ABD’nin arasını daha da açacağa benziyor.

Sonuç alınamıyor
Benzer bir durum da Afganistan cephesinde görülüyor.
Afganistan’a eylem için gelen militanların önemli bir kısmı, Pakistan sınırından sızıyor. Pakistan’ın kuzeybatısı, neredeyse Taliban’ın kontrolünde. Merkezi hükümetin buradaki aşiretler üzerinde kontrolü zayıf.
Bu ortamda El Kaide dahil, çeşitli gruplar, bölgeyi kendi üsleri olarak kullanıyorlar.
ABD’nin ve Afgan hükümetinin sürekli çağrı ve uyarılarına rağmen, Pakistan hükümeti bu faaliyeti durduramıyor. Bu konuda işbirliğine taraftar olan Pervez Müşerref de kendi başkanlığı döneminde pek bir şey yapamadı; şimdi Cumhurbaşkanı Asif Ali Zerdari de fazla bir şey yapamıyor.
ABD, zaman zaman Pakistan topraklarına kadar uzanan hava operasyonları düzenliyor. Bu saldırılarda Pakistan vatandaşları da ölüyor. Bunun yarattığı öfke sonucunda, Pakistan’ın şimdi ABD ve Afganistan ile ilişkileri oldukça gergin...
Kısacası, terörle mücadele için ABD’nin yaptığı bu “sınır aşan” operasyonlar sorunu çözmediği gibi siyasi bakımdan ters de tepiyor.
Kimsenin bir ülkenin egemenliğini ihlal etmeye hakkı yok tabii. Ama hiçbir ülkenin de kendi topraklarının başkalarına saldırılar düzenlenmesi için kullanılmasına izin vermemesi şart...