Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       AMAÇLARI uluslararası sahnede şov yapmak... Ve böylece bir yandan kendilerine destek sağlamak, bir yandan da Türkiye'nin dost ülkelerle arasını açmak...
       "Sürgündeki Kürt parlamentosu"nun bu oyununu daha önce de görmüştük. Bunun sonuncusu geçen eylülde Roma'da, İtalyan parlamentosunda oynanmıştı.
       Bu yapay parlamento veya arkasındaki örgüt, oyunlardan biri bitmeden, bir yenisini hazırlıyor. Nitekim Roma'daki toplantının ardından, İspanya'nın Bask bölgesinde benzer bir etkinliğin hazırlanmakta olduğu saptandı.
       Kürt militanlarının Bask bölgesini ve başkent Bilbao'daki Meclis'i seçmelerinin nedeni var tabii. İspanya'nın bu bölgesi geniş bir özerkliğe sahip. 1980'den beri, bölge halkı tarafından seçilen bir Meclis'i ve bir de hükümeti var. Geçen ekimde yapılan bölgesel seçimlerde, 75 sandalyeli Meclis'in önemli bir kısmına, milliyetçi (ve de radikal) partiler hakim oldu. Hükümeti kuran Bask Milliyetçi Partisi (VNP), ayrılıkçı gruplarla ittifak kurmak zorunda kaldı.
       Bask ayrılıkçılarının "Kürt davası"na ilgi duyduğu, PKK ve yan kuruluşlarına sempati ile baktığı bir gerçek. ERNK gibi kuruluşların temsilcilerinin de bu çevrelerle temas kurup onların desteğini sağlamak için yoğun çaba harcadığı da biliniyor...
       İşte bu hafta "Sürgündeki Kürt parlamentosu"nun, gelecek toplantısını Bask bölgesinde düzenlemek için harekete geçtiği yolundaki haberlerin perde arkası bu... Anlaşılan, Bask Meclisi önümüzdeki günlerde, sözde Kürt parlamenterlere ev sahipliği yapıp yapmama konusunu karara bağlamaya çalışacak...
       * * *
       TABİİ Türkiye, böyle bir oyunun bu kez de İspanya'da tezgahlanmasını önlemek için gereken diplomatik girişimleri yapıyor. Ancak bu konuda önemli bir güçlük var.
       Toplantının Madrid'de İspanya ulusal parlamentosunda değil, İspanya'nın özerk Bask bölgesindeki Meclis'te yapılması söz konusu (İspanyol diplomatları, ulusal parlamentoda böyle bir şey zaten düşünülemez, diyorlar). Bask bölgesi, yukarda da belirtildiği gibi, geniş bir özerkliğe sahip. Kendi partileri, kendi Meclis'i ve hükümeti, ayrı kurumları var. Vergileri bile yerel yönetim toplar ve bunun önemli kısmını kendi bölgesinde harcar.
       Durum bu olunca, Madrid'deki merkezi hükümetin Bask bölgesi üzerindeki etkinliği de kısıtlı oluyor. Kaldı ki, özellikle son zamanlarda Bask ayrılıkçılarının güçlenmesi karşısında, Madrid ile Bilbao arasındaki ilişkiler daha da nazikleşmiştir.
       * * *
       BUNUN bizi ilgilendiren tarafı şu. İspanya hükümeti, "Kürt parlamentosu"nun Bask'ta da olsa, kendi topraklarında böyle bir şov yapmasını ve bu yüzden Türkiye ile dostluğunun bozulmasını hiç istemez. Ama Aznar hükümetinin de zor duruma düştüğü bir gerçek. Kendisi açık bir şekilde Bask yöneticilerine emir verir gibi davranırsa, bu geri tepebilir. Olay, Madrid ile Bilbao arasında bir anayasal ve siyasal krize dönüşebilir.
       Bunu bilen Türk diplomasisi, bu nedenle girişimlerini dikkatli bir şekilde yürütüyor. Bu arada Bask Meclisi ile de direkt temaslar yapılıyor. "Kürt parlamentosu" aracılığı ile sahnelenmek istenen oyunun iç yüzü Bask yöneticilerine ve kamuoyuna anlatılıyor. Ve yıllarca terörden büyük acı ve sıkıntı çeken Basklıların, bu "Kürt oyunu"na "doğru teşhis" koyacakları, kendi çıkarlarına da karşı olacak "yanlış bir rol"e soyunmayacakları umuluyor...
       * * *
       BU olay, Kürt militanlarının Türkiye aleyhindeki kampanyalarını Avrupa'da ve diğer yerlerde sahnelemeye devam etmekte kararlı olduklarını gösteriyor. Bir Türk yetkilisinin deyişi ile, şimdi izlenen oyun da "ne ilkidir, ne sonuncusu olacaktır".
       O halde buna hazır olmak, yani bu tür eylemlerin nasıl önleneceği veya onlara nasıl bir karşılık verileceği konusunda etkin stratejiler oluşturmak gerek. Bu arada işi sadece Türk diplomasisine bırakmak da yetmez. Örneğin şimdiki olayda, siyasal partilerin, sivil toplum örgütlerinin de aktif olarak devreye girmesi çok yararlı olur. Türk parlamenterleri, politikacıları, sendikacıları, işadamları, aydınları, böyle hallerde o ülkelerin yöneticileri ile, kendi meslektaşları ile sıkı temas halinde olmalı, onları etkilemeye çalışmalıdır.
       Günümüzde bu oyun böyle oynanıyor. Daha öğrenemedik mi?




Yazara E-Posta: s.kohen@milliyet.com.tr