Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yakın veya uzak, pek çok ülkenin Soma’daki maden ocağı faciası nedeniyle Türkiye’nin derin acısını paylaştığı ve ona büyük sempati gösterdiği bir sırada, o resim maalesef bu duygulara gölge düşürdü.
Dünya medyasının ekranlarına veya baş sayfalarına yansıyan o resim, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Soma’yı ziyaretinde cereyan eden protesto gösterisi sırasında, Başbakanlık müşavirinin, korumalar tarafından yere düşürülen bir göstericiyi tekmelemesini görüntülüyordu.
Bu fotoğraf karesi üst düzey Başbakanlık yetkilisinin, o anda Somalı göstericiye karşı nasıl davrandığını herhangi bir yalanlama veya tartışmaya gerek bırakmayacak şekilde, açıkça gözlerin önüne seriyor.
Zaten yetkili de bunu kabul etti, saldırıya uğraması üzerine şiddete başvurduğunu, o anda kendisini kontrol edemediğini, ancak bundan da büyük üzüntü duyduğunu beyan etti.

Kabahat kimde?
Devlet yönetiminde bulunanların, protestolar, eleştiriler karşısında kendilerinden beklenen soğukkanlılığı kaybedip -bu olayda olduğu gibi şiddet kullanmaya kadar giden- sert tepkiler göstermesi, ne yazık ki olağan bir hadise olmaya başladı. Nitekim hükümet yetkilileri dahi bu olayın nedenini de anlamak gerektiğini, göstericilerin provokasyonu olmasaydı, böyle bir sonucun da ortaya çıkmamış olacağını söylediler.
Protesto gösterilerinde “provokasyon” gerekçesiyle siyasetçilerin, yetkililerin soğukkanlılıklarını kaybedip ters hareketlerde bulunmaları kabul edilebilir bir durum değil.
Dünya medyası bu yüzden o resme bu kadar önem verdi. Umarız resmi ağızlar şimdi de bu sebeple medyayı provokasyon veya aleyhte propaganda yapmakla suçlamaz... Zaman zaman yabancı basındaki bazı yayınlar konusunda böyle suçlamalar yapıldı çünkü...
Ne yazık ki “o resim”, dünyanın gözünün kulağının -hem de büyük bir sempatiyle- Soma üzerinde olduğu bir sırada, Türkiye’nin imajını bozdu. Atılan manşetlerde Türkiye’de maden faciasının yol açtığı derin acıya, öfkenin eklendiği belirtildi.

Nasıl etkileyecek?
Oysa Somalılar ilçeye gelen devlet ricalinden sadece yakın ilgi, şefkat ve destek bekliyorlardı. O acı içinde yüreği yanan bazı kişilerin gösteri yapıp sloganlar atması -hatta bazısının kışkırtıcı davranışlarda bulunması- daha yatıştırıcı bir üslupla geçiştirilebilirdi... Tıpkı Soma ile dayanışma için büyük kentlerde sokaklara dökülenlere yapılabileceği gibi. Ama ne yazık ki onlara karşı da TOMA’lar kullanıldı...
Dış dünyanın Soma faciası sonrası duruma bakışının bir diğer boyutu da bu olayın Türk siyasetine etkisiyle ilgili.
İngiltere’den Almanya’ya, İtalya’dan İsveç’e kadar birçok Avrupa ülkesindeki gazetelerde bu konuda yayımlanan analizler, Başbakan Erdoğan’ın siyasi kariyerinin bu olaydan olumsuz etkilenebileceğini öne sürüyor. Bu yaygın görüşe göre Başbakan’ın Soma’da facia karşısındaki tutumu ve halkın gösterdiği tepki, kendisini Cumhurbaşkanı adaylığına hazırladığı bir dönemde, kritik bir duruma düşürüyor.
Kısacası, dış dünya şimdi Soma faciasının daha çok olası siyasi etkileri üzerinde kafa yormaya başladı...