Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yorum Öteki cephe, Kongre'deki Ermeni soykırım tasarısı ile ilgili. Bu cephede nihayet önemli bir gelişme oldu: Temsilciler Meclisi Genel Kurulu'nda karar tasarısına imza koyan milletvekillerinin bir kısmı bu desteklerini geri çekti ve sonuçta Meclis Başkanı Nancy Pelosi de tasarıyı müzakereye açmaktan vazgeçti.Bunun Türkiye açısından olumlu yanı, karar tasarısının onaylanması halinde yol açabileceği olumsuzlukları önlemiş olmasıdır.PKK-Kuzey Irak cephesinde hâkim olan gerginliğe, bir de şu günlerde Temsilciler Meclisi'nden bu Ermeni yanlısı kararın geçmesinin, ilişkileri hangi noktaya getirebileceğini bir düşünün!.. Son zamanlarda ABD ile iki cephede birden karşı karşıya geldik. Bunlardan biri, PKK-Kuzey Irak cephesi. Türkiye'nin PKK terörüyle mücadelesinde ABD'nin uzun süre hareketsiz kalması ve Ankara'nın istek ve beklentilerini karşılamaması, iki ülke arasında ciddi uyuşmazlık ve gerginlikler yaratıyor. Bu cephede önümüzdeki birkaç gün içinde beklenen üst düzey temaslar (ABD Dışişleri Bakanı C. Rice'ın Ankara'daki görüşmeleri ve Başbakan Erdoğan'ın Washington'da Başkan Bush ile buluşması) bir ortak tavır -veya eylem- için "son şans" sayılıyor. Kuşkusuz bu karar tasarısının -şimdilik- gündemden düşürülmesi hiç de kolay olmadı. Türk diplomasisinin yoğun çabalarının yanı sıra, Bush yönetiminin baskıları, en sonda başarılı oldu. Ermeni lobisi, tam istediğine ulaşmayı beklerken, büyük bir yenilgiye uğradı.Bu sonucun alınmasında en önemli faktörün Türkiye'nin "stratejik kartı" olduğu kuşkusuz. Türkiye'nin jeostratejik konumunun ağırlığı, Temsilciler Meclisi üyeleri arasındaki iç politika hesaplarını çökertti.Bush yönetimi, Demokrat çoğunluklu Meclis'i, Türkiye'nin stratejik önemini ve Türkiye'yi kızdıracak bir davranışın ABD'nin (özellikle Irak ve Ortadoğu bağlamında) çıkarlarına ne kadar zarar vereceğini anlatarak ikna edebildi.Tabii Türkiye'nin stratejik değerinin iyi anlaşılması, Türkiye'nin dostluğunu kaybetmemek için bu tasarı konusunda geri bir adım atılmış olması, memnuniyet vericidir. Ancak bu davranışın analizi şu iki gerçeği de ortaya çıkarıyor:Birincisi şu: Bazı temsilciler bu tasarının özü konusunda fikir değiştirdikleri için değil, ABD'nin menfaatlerinin bundan zarar göreceğinden korktukları için, geri adım attılar. Yani temelde Ermeni soykırımıyla ilgili görüşlerinde bir değişiklik yok.İkinci gerçek ise, bu kararın sadece ertelenmiş olduğu, yani önümüzdeki yıl tekrar gündeme getirilebileceğidir. Hesapları tutmadı... O zaman da yönetim, -üstelik bir seçim yılında- Türkiye'nin stratejik kartını gösterip Kongre'yi ikna edebilecek mi?Açıkçası bu, PKK-Kuzey Irak cephesinde olayların nasıl gelişeceğine ve Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerin hangi noktada bulunacağına bağlı. Bu cephede, büyük bir olumsuzluk olmadığı sürece Washington'un gözünde Türkiye'nin jeostratejik konumu aynı değeri taşıyacaktır.Ancak, Ermeni karar tasarısının şimdilik gündemden düşmesi bir rehavete yol açmamalıdır. Geçmişte ne yazık ki hep böyle oldu, yumurta kapıya dayanınca faaliyete geçildi. Türkiye'nin, bütün kurum ve kuruluşlarla, bu "erteleme"den yararlanıp (sanki tasarı gündemde imiş gibi) faaaliyetini sürdürmelidir. Bu konuda devlet ve toplum olarak neler yapılabileceği artık biliniyor. Bu cephedeki uzun soluklu mücadelede (diğer cephelerde olduğu gibi) sebat ve sabır gerek... skohen@milliyet.com.tr Tekrar gelmeden...