Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Suriye ordusunun kuşatma altındaki Halep’in doğu kesimini muhalif güçlerden geri alması, birkaç bakımdan önem taşıyor.

1) Askeri bakımdan, Suriye ordusunun haftalardan beri süren çetin çatışmalardan sonra, stratejik değeri de yüksek olan bu tarihi kente hâkim olması, Esad rejimi için önemli bir zaferdir. Böylece Beşar Esad 5 yıldır devam eden Suriye iç savaşında ilk kez askeri üstünlüğünü göstermiştir. Esad kendi deyişiyle bu “büyük zafer”in iç savaşın gidişatını değiştireceğine inanıyor. Ancak bunun “savaşın bitmesi için yeterli olmadığı”nı da kabul ediyor.
Bunun anlamı, Esad’ın Suriye sorununda “askeri çözüm opsiyonunu” sonuna kadar kullanacağı, dolayısıyla çatışmaların devam edeceğidir.

İnsanlık dramı

2) İnsani bakımdan, Esad yönetimini “zafer”e götüren savaş, bir felaket ve bir insanlık dramıdır.
Dün Doğu Halep’e giren yabancı TV kanallarının naklettiği görüntüler durumun vahametini bir kez daha gözlerin önüne serdi. Rejimin havadan ve karadan giriştiği bombardımanlar sonucunda tarihi kent harabeye döndü. Çoluk çocuk sivil halk aylarca bombaların altında yaşamış, binlerce kişi ölmüş veya yaralanmış. Yiyecek, ilaç gibi hayati ihtiyaçların kente ulaştırılmasına da izin verilmemiş... Geçici ateşkesler için BM’de yapılan girişimler ise, Esad’ın yaptıklarına arka çıkan Rusya’nın vetosuyla askıda kalmış...

Esad’ın gücü

3) Siyasi bakımdan Esad’ın Halep’teki başarısı, her şeye rağmen iktidardaki gücünü sürdürdüğünü ortaya koydu. Bu da “Esad’sız çözüm” olasılığının eskisinden de zayıf olduğu anlamına geliyor.
Suriye krizinin başından itibaren Esad’ın devrileceğini düşünenler yanıldılar veya yenildiler. Kabul etmeli ki bundan en kazançlı çıkan dış güç, Rusya oldu. Moskova Esad’a destek politikasını ısrarla devam ettirerek, bölgedeki pozisyonunu ve uluslararası nüfuzunu sürdürüyor. Halep trajedisinde Esad’ın yaptıklarına gözü kapalı verdiği desteğe rağmen...
Türkiye de Suriye krizinin başından itibaren Esad rejiminin kısa zamanda son bulacağı inancıyla hareket etmiştir. Bu belki gene bazı çevrelerin beklentisi olarak devam ediyor. Ama artık Ankara’nın resmi politikası, Esad’ı hedef almak değil. Moskova ziyaretinde Putin ile görüşen Başbakan Yıldırım bu resmi
tutuma orada da açıklık getirmek gereğini duydu.
Hükümet Rusya ile ikili ilişkilerin önemini ön plana alarak, Suriye politikasına bazı esneklikler getirmiş durumda. Gerçi Rusya’nın özellikle Halep’teki olaylar sırasındaki tutumu pek hoş karşılanmadı, ama bunlar açıkça veya yüksek sesle dillendirilmedi.
Putin’in “Esad’lı çözüm” formülü üzerindeki ısrarlı duruşu karşısında da Ankara şimdi Moskova’ya eskisine göre daha yakın duruyor.