Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

O kritik dönemde, bu tarihi sözler sadece Almanya'yı değil, Sovyetler Birliği'ni ve bütün komünist dünyasını sarsacaktı...Bu olaydan esinlenerek, acaba diyorum, dünyadaki "son bölünmüş kent" diye nitelendirilen Lefkoşa'da bugün Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Lokmacı semtine gidip yıkımı başlayacak olan tartışmalı üstgeçitten, Başkan Tasos Papadopulos'a Rum kesimindeki duvarı göstererek şöyle seslenemez mi?- "Mr. Papadopulos, sen de artık şu duvarı yık"...Talat konuşmasında Türk tarafının "Kendi payımıza düşen her şeyi yaptık" diyebilir, bir yıl önce Türk tarafındaki duvarı veya barikatı yıktığını, şimdi de -Ankara ile Lefkoşa, asker ile sivil arasında uyuşmazlık yaratma pahasına- Lokmacı üstgeçidini kaldırmakta olduğunu belirtebilir. Böylece de, bütün dünyanın gözü önünde, -Reagan Berlin'de Gorbaçov'a meydan okuduğu gibi- topu Papadopulos'a atabilir... Bundan 20 yıl önce, 12 Haziran 1987'de zamanın ABD Başkanı Ronald Reagan, bölünmüş Berlin'de, Brandenburg Kapısı'ndaki konuşmasında Berlin Duvarı'nı göstererek Sovyet lideri Mihael Gorbaçov'a şöyle seslenmişti: "Mr. Gorbaçov, şu duvarı yık"... Papadopulos buna karşılık verir mi? Rum tarafında 40 yıldır duran duvarı yıkar mı?Görünüşte şimdilik öyle bir niyeti yok. Her ne kadar Rum lideri son demeçlerinde "Türkler üstgeçidi kaldırsın, biz de 24 saatte duvarı yıkarız" şeklinde ifadeler kullandıysa da, bunu ancak belirli şartlarla yapacağını da vurgulamaktan geri kalmadı.Nedir bu şartlar? Türk tarafının bölgeyi silahsızlandırması, Türk askerlerinin devriye ve gözetim faaliyetine son vermesi, Türk bayrağını ve simgelerini kaldırması, vs...Yani Papadopulos bunu fırsat bilip bu noktadaki duvarı yıkmanın karşılığında, neredeyse Kıbrıs sorununun temelindeki anlaşmazlıklarla ilgili taleplerini ve şartlarını ortaya koyuyor.Bu zaten hep böyle olmuyor mu?Talat'ın iktidara gelmesinden sonra, iyi niyetle yaptığı jestler ne yazık ki şimdiye kadar Rum tarafından karşılık görmemiştir.Bu da, gerek Türkiye'de, gerekse KKTC'de birçok çevreyi düş kırıklığına uğratmakta ve "tek yanlı jestler veya tavizler politikası"na karşı çıkmaya sevk etmektedir... Niyeti bozuk! Lokmacı üstgeçidinin kaldırılması ilk bakışta basit bir konu gibi görünürken, işte bu faktörler nedeniyle ciddi bir siyasi sorun haline gelmiştir. Hem de, yalnız Rumlarla ilişkilerde değil, Talat yönetimi ile Ankara -ve özellikle Genelkurmay- arasında...Bunun temelindeki neden de, Talat'ın daha bağımsız hareket ederek öngördüğü çözüm yönünde inisiyatifini kullanmak istemesi, buna karşılık Ankara'da bazı çevrelerin (ve özellikle askeri kesimin) taviz sayılacak tek yanlı davranışlara karşı çıkmasıdır. Bu konu sonuçta boyut değiştirerek KKTC'nin ne kadar bağımsız veya Türkiye'ye bağımlı olduğu noktasına dayanmıştır...Neyse ki, sonuçta dün gerçekleşen uzlaşmayla, Türk tarafı üstgeçidi yıkıyor. Beklenti, bunun uluslararası camianın takdirini ve desteğini kazanacağı ve Papadopulos yönetiminden de karşılık göreceğidir.Bakalım Tasos, şimdi kendi duvarını yıkacak mı? skohen@milliyet.com.tr O kadar basit değil...