Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Sami KOHEN

TÜRK - İsrail - ABD ortak deniz tatbikatının ertelenmesi, zihinleri karıştırmış bulunuyor. Erteleme kararını kim, hangi nedenle vermiş? Bu konuda üç ülke arasında istişareler olmuş mu? Karar ortaklaşa alınmış mı?..
Bu soruların yanıtı açık değil.
Haberi ilk veren ABD Deniz Kuvvetleri sözcüsü, ertelemenin İsrail'in talebi üzerine kararlaştırıldığını - ve tatbikatın muhtemelen gelecek Ocak ayında yapılacağını - açıkladı. Yani Washington'a göre erteleme isteği askeri planlama mülahazası ile, İsrail'den gelmiş... İsrail askeri sözcüsü ise, ertelemeyi isteyen tarafın ABD olduğunu öne sürdü ve bunun nedenini 6'ncı Filo'nun o tarihlerde yapacağı bir başka tatbikata bağladı...
Türkiye ise, başta bu karardan habersiz görünüyordu. Washington ve Kudüs'ten gelen çelişkili haberler, Türk yetkililerini de şaşırttı. Anlaşılan, ABD sözcüsünün açıklamasına kadar, doğru dürüst bir istişare yapılmamış, ortaklaşa karar alınmamış. O kadar ki, Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Çevik Bir, bu açıklamadan bir gün önce "Cumhuriyet" muhabirine, tatbikatın planlandığı gibi, saptanan tarihte (16 Kasım'da) yapılacağını söylemişti. Karar açıklandıktan sonra, Türk yetkililer erteleme talebinin kesinlikle Türkiye'den gelmediğini belirttiler.
Belli ki, bu olayda bir karışıklık olmuş. Umarız, üç tarafın da mutabık kaldığı bir ortak açıklama ile, olay aydınlığa kavuşturulur...
* * *
BİR askeri tatbikatın "teknik" nedenlerden ertelenmesi, gayet doğal. Ama Türk - İsrail - ABD deniz tatbikatının saptanan tarihte yapılmaması kararı, "siyasal" anlamı nedeni ile, büyük ilgi ve önem kazanıyor.
Açıkçası, bu karar karşısında, akla "bu tatbikatın ertelenmesine hangi siyasal düşünce yol açtı" sorusu geliyor.
Örneğin ABD, Ortadoğu barış sürecine yeni bir hız verme çabasını sürdürürken, Arap dünyasının büyük kuşku ile baktığı bu tatbikatla, girişimlerine gölge düşürmek istememiş olabilir. İsrail, belki de, barış sürecine dahil edilebilecek Suriye'yi kışkırtmaktan çekinmiş olabilir.
Erteleme talebi Türkiye'den gelseydi, Ankara'nın Arap dünyasının bu tatbikata karşı gösterdiği sert tepki üzerine, şu sırada bu deniz manevrasının yapılmamasında fayda gördüğü sonucu çıkarılabilirdi... Ama Türk yetkililer böyle bir istekte bulunmadıklarını ve zaten tatbikatın daha ileri bir tarihe bırakılması dışında "iptal edilmediğini" vurguluyorlar.
Buna rağmen, ilk bakışta, bu erteleme, Türkiye'nin İran ve Arap ülkeleri ile ilişkilerindeki bir pürüzü, şimdilik ortadan kaldırdığı şeklinde değerlendirilebilir. Gerçekten bu karar Türk - Arap ilişkilerinde bir rahatlamaya yol açacak mı?
Başta Şam ve Tahran olmak üzere bazı ülkeler bunun "iptal" anlamına gelmediğini öne sürürek, eski tutumlarını sürdürebilirler. Bir yetkili, ertelemenin ortak tatbikat konusunu gündemde tutmaya devam edebileceğini ve dolayısı ile bir rahatlama yaratmayacağını söylüyor.
Erteleme kararından sonra Arap dünyasının Türkiye'ye karşı nasıl bir tavır takınacağını yakında göreceğiz...
* * *
BAZI Arap ülkeleri ve İran, ortak tatbikatı Türkiye ile ilişkilerdeki sıkıntının esas nedeni olarak gösterip durdular. Bu tatbikatın "ek" bir pürüz yarattığı doğrudur. Türk hükümetinin ve şahsen Cumhurbaşkanı Demirel'in bu ülkelerin liderlerine dostane mesajlarla vermeye çalıştığı güvence de fayda etmemiştir. Açıkçası bu konu, başka nedenlerden Türkiye ile uzlaşmayan bazı ülkelerin eline bir propaganda malzemesi vermiştir.
Örneğin Suriye, tatbikat konusunu sürekli olarak Türkiye'nin aleyhinde kullanmıştır. Sanki Ankara ile Şam arasındaki tek ve asıl sorun bu imiş gibi...
Oysa iki ülke arasındaki uyuşmazlıkların nedenleri başkadır. Teröre destek, bu anlaşmazlıkların başında geliyor. Ve ne yazık ki, bu konuda Şam'ın tutumunda en ufak bir değişiklik yok.
Başkan Hafız Esad'ın "Suriye Türkiye'nin polisi olamaz" sözü, bunun bir belirtisi...
Suriye veya başkalarından istenen, polis gibi değil, dost bir komşu gibi davranmalarıdır...



Yazara Email S.Kohen@milliyet.com.tr