Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Olay, geçen hafta gerçekleşti. Ne yazık ki, şu sırada Afganistan konusundaki "sıcak haberler"in dışında başka dış olaylarla pek ilgilenmeyen basınımız, bu önemli gelişmeyi pas geçti...
Olay, Kuzey İrlanda'da 30 yıl terörist eylemlerini sürdüren (ve 3 bin kişinin ölümüne yol açan) IRA'nın nihayet "silahlara veda" etmeye karar vermesi ile ilgilidir.
Bu, sadece İrlandalıları ve İngiltere'yi ilgilendiren bir olay değil. Terör ile karşılaşan ülkeler ve hele 11 Eylül saldırısından sonra bütün dünya için bu olayın, üzerinde durulması gereken anlamlı birçok yanı var...
* * *
YILLARCA Kuzey İrlanda'da Katoliklerle Protestanlar arasında süren çatışmalardan sonra 1998'de varılan "Kutsal Cuma" mutabakatı, İngiltere'nin egemenliğindeki bölgede, geniş özerkliğe dayanan ortak bir yönetimin kurulmasını öngörmüştü.
Bu anlaşmanın sağlanmasında, İngiliz Başbakanı Tony Blair'in sağduyusu, eski Başkan Clihton'ın girişimi, Katolik ve Protestan toplum liderlerinin ve bu arada IRA'nın siyasi kanadı Sinn Fein'in başındaki Gerry Adams'ın gerçekçi tutumunun büyük rolü olmuştu.
Anlaşmaya göre, IRA'nın askeri kanadının terörden tamamen vazgeçmesi ve silahlarını terk etmesi gerekiyordu. Ne var ki, IRA militanları silahsızlanmayı bir türlü göze alamadılar. Sonuçta, barış sürecinin beklenen noktaya gelmesi ve ortak yönetimin işlemesi mümkün olmadı.
Ta ki, geçen salı günü Gerry Adams'ın yaptığı bir çağrı üzerine, IRA'nın askeri kanadı "silahlara veda" etmeye razı oluncaya kadar...
* * *
BU "mutlu son"un gerçekleşmesinde, birçok faktör var. Bunun en önemlisi, 11 Eylül olayının etkisi olsa gerek.
IRA'nın öteden beri ABD'deki İrlanda kökenli vatandaşlardan maddi - manevi destek aldığı biliniyor. 11 Eylül saldırısı ile terörizm sorunu ABD'nin de gündemine gelince, Senatör Edward Kennedy gibi "nüfuzlu İrlandalı Amerikalılar", Gerry Adams'ı ve IRA'yı sıkıştırmaya başladılar. Nitekim ortak ABD - İngiliz baskıları, bu militan çevreleri şiddetle bir yere varamayacakları, dış desteği tamamen kaybedecekleri ve en iyisinin "Kutsal Cuma" anlaşmasını her yönü ile uygulamaya koymak olacağı sonucuna götürdü.
1988'de kendini belli eden, ama sonradan bozulmaya yüz tutan uzlaşma mantığının şimdi yeniden hakim olması, gerçekten önemli bir olay. Ortadoğu'da, Kafkasya'da ve şimdi de Asya'da çatışma veya savaş mantığının sergilendiği bir dönemde, Kuzey İrlanda'da sadece rakip siyasi liderlerin değil, eli silahlı eylemcilerin dahi akılcı yolu seçmesi, örnek bir davranış oluşturuyor.
* * *
PEKİ böylece Kuzey İrlanda'da kalıcı barış sağlanıyor mu? Terör tamamen bitiyor mu?
Gerek Katolikler safında (örneğin "Gerçek IRA" adlı ufak fanatik grup), gerekse Protestan örgütler arasında, "mücadeleye devam" diyenler var tabii. Bunlar, şurada burada patlatacakları birkaç bomba ile barışı sabote etmeye yeltenebilirler. İspanya'nın Bask bölgesinde, ETA militanları da bazen böyle çıkışlar yapmıyorlar mı?
Ama önemli olan, terörizmi büyük ölçüde ortadan kaldıracak olan "geniş tabanlı mutabakatı" sağlamak, bu yöndeki isteği ve iradeyi canlı tutmaktır. Gözü dönmüş eylemcileri marjinal hale getirip ve pes ettirmenin tek yolu da budur.