Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


ATİNA


       Türk - Yunan ilişkilerinde kazanılan ivme ve Dışişleri Bakanı İsmail Cem'in Atina ziyareti sırasında gözlenen sıcaklık önümüzdeki aylarda devam edebilecek mi?
       Yunanistan'da erken seçim kararının ilan edilmesi, bu soruyu gündeme getirmiş bulunuyor.
       Geçmişte Yunanistan'daki seçim kampanyalarının, iki ülke arasındaki ilişkileri olumsuz şekilde etkilediği biliniyor. Bizim de çok kez izlediğimiz bu kampanyalarda, muhalefetteki politikacıların da kışkırtması ile, Türk düşmanlığının bir seçim malzemesi haline getirildiği, partilerin bu yönde oy toplamak umudu ile birbirleriyle yarıştıkları çok görülmüştür.
       Şimdi 9 Nisan'da yapılacak genel seçimler için yakında başlayacak olan kampanyada durum nasıl olacak? Son zamanlarda oluşan dostluk havasını ve gelişen yakınlaşma sürecini aksatacak beyan ve davranışlar olabilir mi?
       * * *
       DÜN sabah bu soruyu sorduğum Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu'nun görüşü, bu kez böyle bir şeyin olmayacağıdır. Yani bu seçim kampanyasında politikacılar Türkiye aleyhinde kışkırtıcı konuşmalar yaparak oy kazanma gayretine girişmeyecekler.
       Papandreu'yu böyle düşünmeye sevkeden faktör şudur: İlişkilerdeki bu yakınlaşma süreci, iki ülkede de halkın isteği ve desteği ile gerçekleşti. Yunan halkı da gerçekten dostluk istiyor. Bunu da her vesile ile gösteriyor. Buna ters düşecek konuşmalar prim yapmaz - yani oy kazandırmaz. Yunan politikacıları artık bunun bilincindedir...
      
Her halükarda PASOK iktidarı seçim kampanyasında, Türkiye ile yakınlaşma sürecine gölge düşürecek davranışlarda bulunmamaya özen gösterecek. Papandreu'ya göre, son 6 ayda bu süreçte kaydedilen gelişmeler aslında halkın arzularını ve eğilimlerini karşılıyor. Ayrıca Yunanistan'ın çıkarlarına da hizmet ediyor. Dolayısı ile buna karşı çıkmanın alemi yok...
       Halkın gerçekten Türkiye ile iyi ilişkiler içinde olmak istediği, Cem'in bu ziyareti sırasında bir kez daha belli oldu. Dün Atina'da hizmete yeni giren metroyu gezerken Cem'e gösterilen yakınlık bunun bir örneği daha. Tabii aynı duygular, Cem ile birlikte gezen Papandreu'ya da gösterildi. Genç Bakan'ın giderek artan popülaritesinin geniş ölçüde Türk - Yunan yakınlaşmasındaki aktif rolüne borçlu olduğu açık...
       * * *
       NE ilginç: Daha çok yakın zamana kadar, Türkiye aleyhindeki sert çıkışlar ve bu yöndeki konuşmalar - özellikle seçim dönemlerinde - geçer akçe sayılırdı. Şimdi ise politikacılar - ve de basın - bunun artık geçerli olmadığını anlıyor. Aksine, şimdi oluşan yeni havaya ve sürece ters düşmeme kaygısı hakim olmaya başlıyor. Nitekim dün Atina'da 40'tan fazla Türk gazetecisinin de katılımı ile (Cem ve Papandreu'nun konuşmaları ile) açılan "Yunan - Türk Medya Konferansı", bu umut verici yeni havayı açıkça yansıttı...
       Baştaki sorumuza dönersek, Türk - Yunan ilişkilerindeki yakınlaşma sürecinin önümüzdeki 2 - 3 ay içinde, Yunanistan'daki seçimler nedeni ile aksamasına pek ihtimal verilmiyor. Papandreu'nun dile getirdiği görüş ve umut, burada görüştüğümüz diğer Yunanlı politikacılar ve aydınlar tarafından da paylaşılıyor. Hatta bazısı Türkiye'nin - veya Türkiye ile ilişkilerin - seçim kampanyasında eskiden olduğu gibi, önemli bir madde olmayacağını söylüyor. Kaldı ki Yunanlıları şimdi esas meşgul eden konular ekonomi ve AB ile para birliğinin gerçekleşmesidir. Seçim kampanyasında esas tartışılacak konular bu olacak.
       Bunun böyle olması, Türk - Yunan diyaloğunun ve yakınlaşmasının geleceği açısından çok önemli. Papandreu'nun bize dediği gibi, bu yakınlaşma süreci son 6 ayda baş döndürücü bir hızla - belki de fazla hızlı - gitti. Elbette ki bu hep bu tempo ile devam etmeyecek. Şimdi, onun deyişi ile, varılan anlaşmaları yaşama geçirmek, oluşan havayı iyice yaymak ve sürdürmek gerek.
       Papandreu ve Cem, buradaki samimi görüşmelerinin sonunda, bu konuda aynı kanıyı ve iyimserliği paylaşmış görünüyorlar.


Yazara E-Posta: skohen@milliyet.com.tr