Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Kiev’deki Bağımsızlık Meydanı odaklı gösteriler sonucunda Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç rejiminin devrilmesinden henüz birkaç gün sonra, Ukrayna’da “Pandora’nın Kutusu” açılmış bulunuyor.
Ülke yeni bir yönetime geçişin sancılarını çekiyor. Fakat daha önemlisi, Ukrayna etnik ve mezhepsel çatışmalara sürüklenmek, hatta toprak bütünlüğünü kaybetmek tehlikesiyle karşı karşıya. Atmış yıldan beri Ukrayna toprakları içinde bulunan Özerk Kırım şimdi Kiev’den ayrılmak ve Rusya ile birleşmek çabasında. Kiev’deki iktidar değişikliğini tanımayan Rusya ise, Ukrayna ile sınır bölgesindeki askeri kuvvetlerini tatbikat gerekçesiyle hazır-ol durumuna getirmiş durumda.
Bunlar Ukrayna’nın bir iç savaşa sürükleneceğinin ve Rusya’nın askeri müdahalesine hedef olacağının belirtileri mi?

Kırım meselesi
Kiev’deki değişimle, birdenbire bir “Kırım meselesi” ortaya çıktı. Kiev’e bağlı özerk bir yönetime sahip olan bu bölgedeki 2 milyon nüfusun yaklaşık yüzde 60’ı Rus kökenli, yüzde 24’ü Ukraynalı, yüzde 12’si de Tatar’dır. Rusların geniş bir kesimi kendilerini Kiev’den çok Moskova’ya bağlı hissederler. Tatarlar ise geçmişte yaşadıkları acılar dolayısıyla Rusya’yı hiç sevmezler. Ukraynalılar da daha çok Kiev’e bağlıdırlar.
Ancak Kiev’deki son siyasi değişiklikten sonra, Kırım’daki Rus kökenli aktivistler atağa kalktılar. Önceki gün Kırım’da kanlı Rus-Tatar çatışmaları yaşandı. Dün de bir grup Rus Parlamento’yu işgal edip Rus bayrağını çekti.
Kırım Moskova’nın gözünde çok önemli bir stratejik bölge. Rusya’nın Karadeniz filosunun üssü Sivartopol limanında. Kremlin gerek bu jeostratejik köprübaşı, gerekse Rus nüfusu nedeniyle Kırım’ı hep kendi nüfuz alanı içinde tutmak ister.
Ukrayna’da daha çok Batı’ya ve AB’ye dönük yönetim iş başına gelirse, Moskova “Kırım kozunu” oynamaya, bu arada bu bölgedeki Rus aktivistlerinin eylemlerini teşvik etmeye devam edecektir.
Ne var ki, Kırım Ruslarının bu tür faaliyeti, Tatarların ve Ukraynalıların da tepkilerine ve misillemelerine yol açacaktır. Bu ise Kırım’ın iç çatışmalara sahne olması demektir.

Putin’in kozları
Rusya’nın sınır boyunca ordu birliklerini harekete geçirmesi, askeri bir müdahale olasılığını akla getirmekle beraber, Putin’in en azından bu aşamada böyle bir serüvene girişmek istemediği anlaşılıyor. İlan edilen “askeri tatbikat” gözdağı vermeye yönelik bir psikolojik eylem sayılabilir.
Putin’in elinde Kiev’deki yeni yöneticileri zorlamak için kullanabileceği başka opsiyonlar var. Bunların başında “ekonomik yaptırımlar” gelir. Rusya geçen aralıkta Yanukoviç’e vaat ettiği 15 milyar dolarlık yardımın sadece 3 milyarını verdi. Ukrayna’nın hazinesi şu anda tam takır ve geriye kalan 13 milyar dolara şiddetle ihtiyacı var. Putin bunu koz olarak kullanacak tabii. Ayrıca Ukrayna’ya verdiği doğalgazı da kesebilir. Ülkedeki Rus aktivistlerini yeni rejime karşı direnmeye de teşvik edebilir.
Unutmamalı ki, Rusya Ukrayna’dan kolay kolay vazgeçmeyecektir. Putin bu ülkeyi Batı’ya kaptırmak lüksüne sahip değil.
Eğer Ukrayna’da durum çığırından çıkarsa Rusya askeri bir müdahaleye kadar gidebilir mi? Gürcistan örneği (2008) belleklerde hâlâ canlı duruyor...