Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Olay sevindirici; ama şimdiden beklentileri fazla yüksek tutmamalı... Ankara’da hafta başında, AB’nin Türkiye’ye uyguladığı vize zorunluluğunu kaldıracak anlaşmanın -yıllarca süren görüşmelerden sonra- nihayet imzalanması, önemli bir gelişme.
Ancak Başbakan Erdoğan ve birçok hükümet mensubunun hazır bulunduğu törende gerçekleşen “Vize Serbestisi Diyaloğu Mutabakatı”, Türk vatandaşlarına hemen serbestçe “ver elini Avrupa” dedirtecek bir belge değil.
Mutabakat başlığının da belirttiği gibi, bu bir diyalogun veya bir görüşme sürecinin başlangıcını öngörüyor. Üç, üç buçuk yıl sürecek olan bir süreç. Bunun da “ucu açık”: Yani otomatik olarak yürürlüğe girme garantisi yok. Türkiye’nin bazı şartları yerine getirmesi gerek. Ancak o zaman AB Konseyi durumu değerlendirip kararını verecek. Tek iyi tarafı, kararın oy çokluğu ile verilecek olması. Yani bu olayda hiçbir AB üyesi vetosunu kullanamayacak.

Schengen kâbusu
Türk vatandaşlarının bu uzunca sürecin sonunda gerçekten “Schengen kâbusu”ndan kurtulması, Ankara’daki törende imzalanan ikinci bir anlaşmanın harfiyen uygulanmasına bağlı. O da “Geri Kabul Anlaşması” başlığını taşıyor.
Bu anlaşmaya göre, Türkiye kendi toprakları üzerinden Avrupa’ya geçen yabancı “kaçak göçmenler”i AB ülkelerinin talebi üzerine, geri almak zorunda kalacak. Ankara bunları ya geldikleri ülkelere iade edecek ya da kendi topraklarında kuracağı mülteci kamplarında barındıracak. AB bu konuda Türkiye’ye mali destek de sağlayacak.
“Kaçak göçmenler” sorunu AB ülkelerinin büyük derdi. Türkiye bir süredir Ortadoğu, Asya ve Afrika’dan on binlerce göçmen tarafından bir geçiş yolu olarak kullanılıyor. Ankara bu nedenle AB’nin yoğun baskısı altında.
Konu ile ilgili yeni anlaşma, Türkiye’nin bu geçişleri önlemeye yönelik sıkı tedbirler almasını ve bu alanda AB ile yakın işbirliği kurmasını öngörüyor.
AB böylece uzun zamandır müzakerelerde koştuğu bir şartı Türkiye’ye kabul ettirmiş oluyor. Aslında birliğin Türk vatandaşlarına vize uygulamasını kaldırmaya razı olması da, Ankara’nın bu şartı kabul etmesi sayesinde oldu. Sonuçta da iki olay ve iki anlaşma arasında direkt bir ilinti kuruldu...

Yeni bir umut
Tabii uygulamada birçok teknik zorluk çıkacak. Örneğin Türkiye son zamanlarda pek çok Asya ve Afrika ülkesiyle vizeyi karşılıklı kaldıran anlaşmalar imzaladı. Yani bu ülkelerin vatandaşları serbestçe Türkiye’ye gelebiliyorlar. Bunların bir kısmı ise kaçak olarak AB ülkelerine geçiyorlar. Şimdi bu insanların daha sıkı kontrol edilmesi gerekecek.
İşte imzalanan anlaşmalarla iki taraf da belirlenen süre içinde bu güçlükleri aşmayı umuyor.
Yıllardır AB ülkeleri konsolosluklarının vize kuyruklarında bekleyen, bu belgeyi zamanında alamadığı için mağdur olan, karşılaştığı muamele dolayısıyla onuru kırılan Türk vatandaşları için, Ankara’da imzalanan “mutabakat “yeni bir umut veriyor.
Ama her şey yolunda giderse ancak 3.5 yıl sonra gerçekleşebilecek olan bir umut...