Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Açık konuşmak gerekirse, saldırının AB zirvesinin en kritik günü olan 17 Aralıkta cereyan etmesi yüzünden, medyamız da bu haber üzerinde pek durmadı. Olayın ciddiyeti ancak önceki gün şehitler için düzenlenen ve devlet büyüklerinin katıldığı cenaze töreni sayesinde kamuoyuna yansıdı...Bu olay Irakta kaosun ve istikrarsızlığın, ne vahim boyutlar almakta olduğunu, ayrıca Türk vatandaşlarının bu ortam içinde nasıl açık hedef haline geldiğini gösteriyor.AB ile müzakere yolunun açılması gibi dış politikadaki olumlu gelişmeler, yanı başımızda giderek tırmanan tehlikeli durumu görmemize engel olmamalıdır...* * *BEŞ güvenlik görevlisinin ölümüyle sonuçlanan saldırının sorumluları henüz belirlenmiş değil. Ancak devletin tüm ilgili birimleri gereken çalışmaları yapıyorlar. ABD ve Koalisyon güçleri, Irak geçici hükümeti de devrede...Herhalde Irakın içinde bulunduğu kargaşa ortamı göz önünde bulundurularak, bu özel tim Bağdata uçakla sevk edilseydi (veya kara yolculuğunun zırhlı araçlarla yapılması sağlansaydı) bu felaket önlenebilirdi...Unutmamalı ki, bir süreden beri Türkler (özellikle kamyon şoförleri) çeşitli terörist gruplarının hedefi olmuştur. Ayrıca Musul da, Koalisyon güçlerine ve hatta Iraklılara karşı saldırıların sıkça cereyan ettiği kritik bölgelerden biridir.Bu kez Türk güvenlik görevlilerine saldıran teröristlerin (bunlara da herhalde "direnişçi" diyemeyiz) kim olduğu konusunda spekülasyon yapmaktansa, tahkikatın sonucunu beklemek daha doğru olacaktır. Şu anda sağlıklı bulgular elde edilmeden tahminler yürütüp suçlamalarda bulunmanın hiçbir yararı yoktur...* * *IRAKta seçim tarihi yaklaştıkça, sadece "işgal güçleri"ne değil, Iraklı görevlilere ve sivillere, ayrıca yabancılara karşı saldırıların arttığı görülüyor. Açıkçası, durum ABD ve Koalisyon askerlerinin ve de güvenlik sorumluluğunu devralan Irak makamlarının kontrol edemeyeceği bir noktaya gelmiş bulunuyor.Şimdi mesele ABDnin girdiği bu bataktan nasıl kurtulacağı ve Irakta bir iç savaş ortamını yaratan kaosun nasıl son bulacağıdır.30 Ocakta yapılması planlanan seçimler ve onunla başlayacak olan siyasi yapılanma süreci bunu sağlayabilecek mi? Bush yönetimi ve şimdiki geçici Irak hükümeti öyle düşünüyor.Türkiye de, daha iyi bir opsiyon olmadığı için seçimlerin zamanında yapılmasından yana. En azından bu sayede yeni bir meclis ve yeni bir hükümet kurulacak, ağustosta yeni bir anayasa yapılacak, ekimde referanduma sunulacak ve 2005in sonunda bu kez gerçekten demokratik seçimler düzenlenecek. Bu da, ABD işgalinin 2006dan itibaren son bulmasına yol açacak...Bu umutla Türk diplomasisi Irakta bütün ilgilileri -ve özellikle Sünni yetkilileri- seçimlere katılmaya teşvik ediyor. Önümüzdeki ay Ankarada çeşitli Iraklı siyasetçileri bir araya getirecek bir toplantı planlanıyor. Bu toplantıda çeşitli partilere mensup Türk politikacılar, Iraklı meslektaşlarına Türkiyenin demokrasi deneyimlerini anlatacaklar...Türkiye gerçekten Irakın bir an önce normal yaşama dönmesini arzuluyor ve bu yönde çaba harcıyor. Doğrusu bunun karşılığı, masum Türk görevlilerini hedef alan saldırılar olmamalıydı... skohen@milliyet.com.tr BAĞDATtaki büyükelçiliğimizi korumak amacıyla Iraka gönderilen özel harekât timinden 5 görevlinin Musul yakınlarında uğradığı saldırı sonunda şehit olması, son günlerde tamamen ABye endeksli olan dikkatleri nihayet bu komşu ülkeye çevirdi.