Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Nobel’e aday gösterilen ekonomist Daron Acemoğlu’nu OECD’ye büyükelçi olarak atamaya hazırlandığına ilişkin açıklaması, Türkiye’nin farklı ırk ve donelere mensup vatandaşlarına karşı tutumundaki olumlu bir değişikliği gösteriyor.
ABD’nin ünlü Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde öğretim üyesi olan İstanbul doğumlu 44 yaşındaki Prof. Acemoğlu, halen içinde bulunduğu yoğun akademik çalışmaları nedeniyle hemen yanıtlayamadığı bu teklifi yakında kabul ederse, Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir Ermeni (ve “gayrimüslim”) vatandaş, büyükelçi olarak bir dış görev üstlenmiş olacaktır.
Dışişleri Bakanı, bu atama kararının “ehliyet esas alınarak” yapıldığını söyledi. Atamayı onaylayan Başbakan da, hükümetin, “vatandaşın etnik kökenine bakmadan hareket ettiğini” belirtti.
Bu kararın Prof. Acemoğlu’nun üstün nitelikleri göz önünde bulundurularak alındığı kesin. Ancak bunun resmi devlet görevleri ile ilgili eski zihniyette ve uygulamada önemli bir değişiklik olduğunu da belirtmek gerek. Bu atama, iktidarın bir süreden beri farklı din kökenli vatandaşlara (yani “gayrimüslim”lere) karşı benimsediği akılcı ve cesur yaklaşımının yeni bir göstergesidir.
* * *
Hükümetin Ermeni kökenli bir vatandaşı bir dış göreve büyükelçi olarak atamasının olumlu psikolojik ve siyasal etkileri olacaktır. Kararı veren yöneticiler bunu da hesap etmiş olsalar gerek...
Bu yeni yaklaşım Türkiye’de eşitlik konusunda hassas olan herkesi memnun edeceği gibi, dünyaya da demokratik hak ve özgürlüklere verilen önemi gösterecektir.
Bunun özellikle Ermeni Diasporası ve Ermenistan ile yakınlaşma ve eski soğuklukları giderme amacını da taşıdığı düşünülebilir. Aslında hükümetin böyle bir strateji benimsediği görülüyor.
Nitekim bizzat Davutoğlu’ndan duyduk: Geçenlerde kendisi ABD’de iken, elçilik ve konsolosluklarda görevli Türk diplomatlarına Amerika’daki Ermeni Diasporası ile dostça ilişkiler kurmaları talimatını verdi. Bakanın deyişiyle ABD’deki Ermenilerin önemli bir kesiminin Türkiye kökenli olduğu düşünülürse, “o diaspora aynı zamanda bir Türk Diasporası” sayılır.
Gene Davutoğlu’nun dediği gibi artık Türkiye eski tabuları yıkma ve özgüvenle hareket edip herkesi kucaklama noktasına gelmiştir...

Haberin Devamı


Suriye yol kavşağında
Günlerden beri Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad’ın TV ekranlarından halkına hitap edip sokaklarda dile getirilen reform taleplerini karşılayacak reformları ilan etmesi bekleniyordu. Hatta onun basın danışmanı B. Şaban, gazetecilere bu reformlardan birinin de 48 yıldan beri yürürlükte olan olağanüstü halin kaldırılması olacağını açıklamıştı.
Oysa Beşar Esad, konuşmasını TV ekranı yerine, kendi yanlısı parlamentoda yapmayı ve beklenen reformlarla ilgili bir takvim vermek yerine, dış mihrakların komplolarından söz etmeyi yeğledi.
On yıldan beri iktidarda olan genç Suriye lideri, her şeye rağmen, halkının siyasal ve ekonomik reform beklentisinin farkında. Tabii, Arap dünyasında değişim rüzgârlarının estiğini de görüyor.
* * *
Ama kendinden emin olan ve destek gördüğü yakın çevresine güvenen Esad, reformlar (ve hele olağanüstü halin kaldırılması) konusunda fazla acele etmeye niyetli değil. Onun deyişiyle, öncelik güvenliği ve ulusal birliği sürdürmektir.
Ne var ki, Tunus, Mısır ve şimdi de Libya örnekleri, bu niteliklerin, halk hareketleri ortamında korunamayacağını açıkça gösteriyor.
Bugün (cuma) Suriye’de büyük gösteriler bekleniyor. Bu halk hareketleri, Suriye’nin bir yol kavşağına geldiğini ve halkın sesine kulak vermek için fazla zaman kalmadığını gösteriyor.