Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Türkiye'nin AB üyeliği konusunda yapılan geniş bir anket Türk halkının yüzde 88'inin ülkenin Birliğe katılmasını istediğini ve sadece yüzde 6.8'inin buna karşı olduğunu ortaya çıkardı.
       Bu anlamlı tespit, "Birleşim International" şirketinin Türkiye ve AB üyesi 10 ülkede gerçekleştirdiği kapsamlı bir kamuoyu araştırmasında kaydedilen bir dizi ilginç sonuç arasında yer alıyor.
       Bu konudaki 80 sayfalık rapor dün, şirket yetkilileri ve İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Başkanı Meral Gezgin Eriş'in katıldığı bir basın toplantısında açıklandı.
       Eriş'in belirttiği gibi, ilk kez yapılan bu kamuoyu araştırmasından "siyasilerin çıkarması gereken çok sonuç var"...
       * * *
       ANKARA'nın AB üyeliği amacına yönelik çabalarını yıllardan beri ısrarla sürdürmesi, aslında Türk toplumunun yaygın arzusu doğrultusundadır. Anket bu gerçeği doğruluyor.
       Ya Avrupalılar ne düşünüyor? Araştırmaya göre, AB üyesi ulusların yüzde 44'ü "uygun koşullar oluştuğu takdirde" Türkiye'yi AB üyesi olarak görmek istiyor. Çoğu bunun hem Türkiye, hem AB için yararlı olacağına inanıyor.
       Bu da önemli bir tespit. Ancak "istemek" ile isteğin "gerçekleşmesi" arasında fark var. Türkiye'nin AB'ye kabul edileceğini düşünen Avrupalıların oranı yüzde 24.6; kabul edilmeyeceğini tahmin edenlerin oranı ise yüzde 34.7. (Yalnız bu anketin Helsinki zirvesinin Türkiye'yi aday kabul eden kararından önce yapıldığını belirtelim)...
       Bizce anketin en anlamlı bir bölümü de, Türkiye'nin AB üyeliğine neden kabul edilmesi veya kabul edilmemesi gerektiği konusundaki tepkilerle ilgilidir.
       Avrupalılar için "kabul" lehindeki argümanlar başlıca iki nokta üzerinde toplanıyor: Birincisi Türkiye'nin coğrafi konumu, Avrupa ile Asya arasında bir köprü işlevini görmesi. İkincisi ise, ekonomik faktör: Türkiye'nin büyük bir ekonomik ve ticari potansiyele sahip olması. Türkiye'de de benzer bir kanaat var; ama ekonomik nedenler köprü işlevinden önce geliyor.
       Avrupalılar, AB'nin Türkiye'yi "kabul etmeme" nedenlerinin başında insan hakları standartlarının düşük olması ve ekonomisinin de az gelişmiş düzeyde bulunması geliyor. Türk halkı ise ekonomik durumu birinci engel olarak görüyor.
       Bu bağlamda çok önemli bir tespit de şudur: Türkiye'de, AB üyeliğine - ekonomiden sonra - ikinci büyük engel olarak, halkın Müslüman oluşu öne sürülüyor (yüzde 35.8). Oysa Avrupa'da bu faktör daha geri planda (yüzde 17) yer alıyor.
       İKV Başkanı'nın belirttiği gibi, bu konuda Türk toplumunda yanlış bir kanaat oluşmuştur.
       * * *
       BU rapor, Türkiye - AB ilişkilerinin adaylıktan üyelik sürecine girmek üzere olduğu bir zamana rastlıyor. Anketin sonuçları, gerçekten bu süreci hazırlayanlar için yol göstericidir.
       Bu sonuçlardan biri, demokrasi ve insan hakları standartlarının yükseltilmesi gerektiğine sadece Avrupalıların değil, Türk toplumunun da inanmasıdır. Bir başka sonuç da, ekonominin geliştirilmesi için gereken reformların gerçekleştirilmesi yönündeki ortak görüştür.
       Bu arada yanlış izlenimler, hatta ön yargılar yok değil. Bu iki tarafta da var. Türkiye'nin görevi kendini Avrupalılara tanıtmak, ama bu arada da imajını düzeltmeye çalışmaktır.
       Helsinki zirvesinden bu yana 6 ay geçti. Ne yazık ki, "katılım ortaklığı" sürecine girmek için yapılması gereken işler şimdiye kadar çok yavaş gitti. Bu işleri koordine edecek olan "AB Genel Sekreterliği" dahi henüz kurulamadı. Neyse ki, dün buna ilişkin yasa tasarısı Başbakanlık'tan Meclis'e gönderildi.
       Umarız bundan sonra AB ile bütünleşme yönündeki işler, daha hızlı bir tempo ve daha büyük bir şevkle sürdürülür...


Yazara E-Posta: skohen@milliyet.com.tr