Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Değerli yazar - akademisyen Ahmet Taner Kışlalı'nın öldürülmesi olayı Türkiye'nin uluslararası ilişkilerini nasıl etkiler?
       Bu soru halen Türkiye'de kaygı ile soruluyor. Olayın Helsinki zirvesi öncesi Türkiye'nin AB adaylığını, AGİT'in İstanbul zirvesi öncesi Türkiye'nin dışardaki imajını, hatta Bakü - Ceyhan boru hattı projesini olumsuz şekilde etkileyeceği kanısı yaygın.
       Ortam çeşitli komplo teorileri üretmeye de müsait. Bu cinayet, gerçekten Türkiye'nin uzun zamandır uğrunda çaba harcadığı bazı hedeflere ulaşmak, tarihi fırsatları yakalamak üzere bulunduğu bir sırada işlendi. Toplumun çeşitli kesimleri kendi düşüncelerine uygun senaryolarla bu eylemin kimler tarafından ve ne amaçla gerçekleştirilmiş olabileceği üzerinde tahminler yürütüyorlar.
       Bu faraziyeler bir yana, gerçek şudur ki, olayın zamanlaması, rastlantı kuşkusuna pek mahal bırakmayacak kadar anlamlı. Bu da, doğal olarak, bu cinayetin arkasındakilerin Türkiye'yi istikrarsızlaştırmak, terörün kol gezdiği, devletin başa çıkamadığı bir ülke imajını yansıtmak, demokratik ve laik düzenini sarsmak, AB ile bütünleşme şansını yok etmek amacını güttüğü şeklinde (dün basında görülen türden) değerlendirmelere yol açıyor.
       * * *
       BU spekülasyonlar, nedeni ne olursa olsun, sonuçta Türkiye'nin dış ilişkilerinin bu olaydan zarar göreceği endişesini de beraber getiriyor. Nitekim (gene dün basında gördüğümüz gibi), bu eylemden sonra uluslararası topluluğun Türkiye'ye farklı bakacağını, dolayısı ile amaçlarına ulaşmakta şimdi daha çok zorlanacağını düşünenler var.
       Doğrusu Batılı çevrelerde biz böyle bir hava sezmiyoruz. Konuştuğumuz yabancı diplomatlar, Kışlalı'ya karşı düzenlenen suikastı yukarıda sözünü ettiğimiz hedeflere yönelik bir eylem saymakla beraber, bunun örneğin AB'nin, ABD'nin ve genelde dünyanın Türkiye'ye bakış açısını, ilgisini ve desteğini gölgelemeyeceği kanısını taşıyorlar.
       * * *
       YABANCI çevrelerin bu konudaki görüşlerini şöyle özetleyebiliriz:
       * Türkiye'nin bu cinayetten çok etkilenmesi doğal. Bundan önceki benzer olaylar da dikkate alınırsa, devletin artık bunun üzerine daha enerjik biçimde gitmesi gerektiği de gerçek. Ama, bir diplomatın deyişi ile, terör başka birçok ülkede de var. Bu yüzden Batı, Türkiye'ye kuşku ile bakmak yerine sempati gösterecektir...
       * Bir Batılı diplomat "Türkiye'deki tepkiler paranoyaya dönüşüyor" diyerek, Türkiye'nin artık dış desteğini kaybedeceği, bütün büyük projelerinin altüst olacağı şeklindeki korkularını yersiz bulduğunu söylüyor. AB ile ilişkiler konusunda ise bir başka diplomat "Merak etmeyin, bu olay adaylık şansınızı zedelemez" diyor ve AB'nin kriterlerini anımsatıyor. Yani Türkiye'nin demokrasi ve insan hakları alanında ilerleme kaydetmesinin beklendiği mesajını veriyor...
       * Kışlalı olayının hükümeti, partileri ve tüm ulusu ayağa kaldırmasını "cesaret verici" sayan bir Avrupalı büyükelçi "Önemli olan da Türkiye'nin bu gibi olaylara rağmen, yönünü değiştirmeyeceği konusunda gösterdiği kararlılıktır" diyor...
       Kısacası, son terör olayının dış dünyanın Türkiye'ye karşı güveninde ve desteğinde bir değişiklik yaratmadığını görüyoruz. En azından şimdilik durum böyle...


Yazara E-Posta: skohen@milliyet.com.tr