Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İflas uçurumunun kenarına gelen Yunanistan’ın Avrupalı ortaklarına mesajı şu: “Yardım için acele edin. Aksi halde Yunanistan yeni bir Lehman Brothers felaketine uğrayacak”...
Bu “imdat” işaretini gönderen kişi, Yunanistan’ın “Euro Bölgesi”ne girmesini sağlayan eski Ekonomi Bakanı Yanos Papantoniu... Sözünü ettiği felaket ise, iki yıl önce batan ve küresel mali krize sebep olan New York’taki ünlü Lehman Brothers finans kurumunun çökmesi...
Peki, bir devlet özel bir şirket gibi batabilir mi? Hele Yunanistan gibi, AB’nin ve hem de Euro Bölgesi’nin bir üyesi, geçirdiği mali kriz nedeniyle, çökebilir mi?
Prensipte böyle bir şey olmaması gerekir. Ama Atina’nın can havliyle çaldığı alarm zilleri, Yunanlıların şu sırada böyle bir korku yaşamakta olduklarını gösteriyor.

Cankurtaran simidi
Durumun vahameti karşısında AB’nin ve Euro Bölgesi’nin başlıca aktörlerinin hareketsiz kalması mümkün değil. Nitekim Almanya başta olmak üzere Avrupalı “ortaklar“ ve şimdi devreye giren IMF, Yunanistan’a bir “cankurtaran simidi” atmaya hazırlanıyorlar. AB 30 milyar, IMF de 15 milyar euro’luk (toplam 45 milyar euro’luk) bir acil yardım paketi hazırladı. Halen bunun şartları tartışılıyor.
Yunan mali krizi, Yunan halkı için gerçekten bir trajedi. Ama bu kriz, aynı zamanda AB’nin de sorunu.
Sorunun bütün taraflar için mali ve ekonomik olduğu kadar ciddi siyasi ve sosyal etkileri var. Bunların ilk belirtileri ortaya çıkmaya başladı bile.
AB’den başlayalım. Avrupa Birliği projesinin öncüleri, siyasal bütünleşmenin “parasal birlik” ile tamamlanacağını düşünmüşler ve bu amaçla Euro Bölgesi’ni kurmuşlardır. İlk yıllarda bu süreç iyi gitti, bölgeye dahil ülkelerin sayısı da 18’i buldu. Ama Yunanistan’ın son geçirdiği kriz, parasal birlik politikası için bir test oldu. AB bu sınavda deyim yerindeyse çuvalladı. Bunda Yunan krizinin tahminlerin üstünde ciddi boyutlar almasının rolü var. Ama bu vesileyle AB’nin böyle hallerde imdada yetişecek istek ve iradeye ve ayrıca mekanizmaya sahip olmadığı da ortaya çıktı.
Şimdi Almanya Şansölyesi Merkel, Yunanistan’ın Euro Bölgesi’ne alınmasının bir hata olduğunu söylüyor. Kuşkusuz bu pahalıya mal olan bir hata.

Eski rahatlık bitti...
Yunanistan’daki krizden en çok etkilenen AB üyesi, Almanya. Bunun nedeni de Yunanistan’a borç veren başlıca bankaların Alman olması. Şimdi Atina’ya yardım edebilecek ülkelerin başında da Almanya geliyor.
Merkel siyasal bakımdan sıkışmış durumda. Alman mali çevreleri yardım konusunda isteksiz. Alman halkı (ve basını) açıkça karşı. Bu mesele Merkel’in partisinin 9 Mayıs’ta yapılacak bölgesel seçimleri kaybetmesine bile yol açabilir..
Ama öte yandan Almanya kriz karşısında seyirci kalamaz. Kalırsa, o da büyük maddi zarar görür. Merkel popülaritesinin zedelenmesi pahasına, Papandreu’ya elini uzatmak zorunda...
Yunanistan’a gelince, kısa ve orta vadede çok sıkıntılı günler geçirmeye aday. Geçen ekimde seçilen Papandreu gerçekten şansız. Bir enkaz devralmış. Daha yeni aldığı sert önlemler halkı bezdiriyor. İleride bunun sosyal patlamalara yol açması da muhtemel...
Artık Yunanlılar eskisi gibi rahatlarına, keyiflerine düşkün yaşam tarzını sürdürmeyecekler. Bu rahatlıklarına katkıda bulunan Avrupalı ortaklarına da artık eskisi gibi bel bağlayamayacaklar...