Yazarlar Sayım mı, Sıkıyönetim mi?

Sayım mı, Sıkıyönetim mi?

30.11.1997 - 00:00 | Son Güncellenme:

Sayım mı, Sıkıyönetim mi?

Sayım mı, Sıkıyönetim mi

Yalçın DOĞAN

SOKAĞA çıkmak yasak bugün!.. Yüreğim daralıyor. Türkiye bu yasağı tanıyor. Türkiye bu yasağı çeşitli dönemlerde, değişik nedenlerle tanıyor.
Önce "askeri darbelerden" tanıyor. Yeni bir askeri darbe mi oldu, o gün ve onu izleyen iki gün "tüm Türkiye'de sokağa çıkmak yasak." Hem darbeye karşı herhangi bir eylemi önlemek, hem de "ihtilalde ilk toplanacakları avlamak" için sokağa çıkmak yasak.
Sonra "sıkıyönetim dönemlerinden" tanıyor. Yine "insan avlamakla" ilgili bir uygulama. Sıkıyönetim kendine göre "aranan ve tutuklanması gereken insanlardan bir liste" düzenliyor. Sonuç elde edemeyince, "tüm ülkede ya da ülkenin büyük kentlerinde sokağa çıkma yasağı" ilan ediyor. Bu tür uygulamalar, örneğin Güney Amerika modelinde romanlara, filmlere konu oluyor. Sokağa çıkma yasağının yarattığı "gerilimin siyasete ve bireysel ilişkilere" yansımasını anlatan filmler, romanlar bizde henüz yok.
Türkiye sokağa çıkma yasağını bir de, bugün olduğu gibi, "nüfus sayımı nedeniyle" tanıyor. Neymiş?.. Sayılacakmışız!.. "Sayılmak için evde oturacakmışız!.." Vatandaşını bir çok platformda saymasını bilmeyen bir devlet, onları fiilen saymak gerektiğinde "sokağa çıkma yasağı ilan etmek zorunda" kalıyor!.. Devlet için "insan avlamakla, insanını saymak arasında fark yok" sanki!..
Anımsıyorum, her nüfus sayımında, her alanda olduğu gibi, büyük açıklamalar, "efendim bu evde oturularak yapılan son sayımdır, bundan sonra modern yöntemler uygulanacaktır" türünde aldatmacalar. Bir sonraki sayımda sokağa çıkmak yine yasak!.. Bu ilkellik dünyada nerede kaldı?..

Sayım elbette gerekli. Hele de Türkiye gibi, "dinamik bir nüfus yapısına sahip" bir ülkede. Sayımla birlikte, nüfusun özellikleri ortaya çıkıyor.
1990'daki son sayımda Türkiye'nin nüfusu 56.5 milyon. Bugün 64 - 65 milyon tahmin ediliyor. 1985 - 90 arası nüfus artış hızı yüzde 2.3 iken, son beş yılda bu oran yüzde 1.8'e düşüyor. Yetmez, bu oranın daha da düşmesi, yani nüfus artış hızının azalması gerekiyor. Ekonomik kalkınma için, her türlü hizmet akımının hızlanması ve kalite kazanması için.
Ayrıca, Türkiye'nin büyük olgusu, "göç" var. Köyden kente, kentten kente göç, Türkiye'nin en çarpıcı gerçeklerinden biri. Göç "terörden kaçmak için var, ekonomik gereklerden dolayı" var.
Bu sayımda Türkiye'nin beş haritası çıkacak: "Göç haritası, gecekondu haritası, özürlüler haritası, konut (mülkiyet) haritası ve seçmen kütükleri haritası." Bu bilgiler yeni kurulan istatistik merkezindeki bilgisayarlara bir kez işlendikten sonra, hep yenilenecek. Her nüfus olayı artık bilgisayarlardan izlenecek. Yani, "sokağa çıkma yasağına gerek kalmayacak" sözü bu kez de tekrarlanıyor!..
Yasaklardan bir özgürlük çıkar mı?.. Yasak koyarak düzenlenen seçmen kütükleri günün birinde özgürlüğü getirir mi bize?..




Yazara Email Y.Dogan@milliyet.com.tr