Şalteri kapattım

“Cep telefonundan önceki hayatımı özledim, bir hafta kapatıp kafamı dinleyeceğim Avusturya’da” cümlesini biz deriz de, ya çocuklar?

Telefonun yokluğu gibi bir durum söz konusu değil onlar için. Dünyanın en önemli detoks ve yaşam merkezlerinden biri Avusturya’daki Vivamayr’dır. Gittim mi, hayır. Yıllardır sağdan soldan ballandıra ballandıra anlatırlar, oradan biliyorum. Ta ki geçtiğimiz hafta bu meşhur kliniğin kurucu doktorlarından Doktor Stossier ile tanışıncaya kadar bilgi dağarcığım kulaktan dolmaydı fakat en sonunda kafamdaki Vivamayr ete kemiğe büründü. Mine Kalpakçıoğlu, Çiler Geçici ve Hande Anı Can düzenledikleri samimi bir arkadaş toplantısında bizleri Doktor Stossier ile tanıştırdı. Akasya Asıltürkmen, Jale Balcı, tüm kızlar inci gibi dizildik ve doktoru dinledik.

Madonnalık da bir yere kadar

Keşke olsaydı ama henüz yakın gelecekte Avusturya’da bir klinikte ruhumu ve bedenimi dinlendirme planım yok. Oysa ben de istemez miyim telefonumu uçuş moduna alıp iki, üç gün şalteri kapatmayı? İki, üç gün az gelir beş gün. Beş de yetmez yedi gün! Uzansam Avusturya’nın dağlarına, ovalarına sessiz sakin bir kafayla. Sessizlik için hayatımdan telefonu çıkartmam şart ama ne mümkün? Kendisi 2000 yılında hayatıma girdi ve giriş o giriş, daha da çıkası yok. Vay be, on sekiz yaşında cep telefonum olmuş. Az daha kassam emekliliğime yetişecekmiş. Şimdiki çocuklara bakıyorum da on üç yaşından itibaren hepsinin elinde cep telefonu var. Bağımlılık konusunda on üçünde de alsan, on sekizinde de alsan, inat edip yirmi sekizinci doğum gününü de beklesen o telefon o bağımlılığı yapıyor. Hele ki geçen gün Madonna’nın The Guardian’daki röportajını okuyunca içim cız etti. “Hayatımın hatası, on üç yaşındayken çocuğuma cep telefonu almaktı. Aramızdaki bağ bu yüzden koptu” demiş.

Herkes haklı

Cep telefonuyla ilgili ben işin sessizlik tarafındayım ama söz konusu çocuklar olunca durum farklı tabii. Şimdiki çocuklar cep telefonuyla doğuyor, onları soyutlayamazsın. Aileler de çocuklarından haberdar olmak için ellerine telefonu tutuşturuyor.

Zaten okulla ilgili tüm süreç WhatsApp’dan takip ediliyor. Aslında herkes kendine göre haklı ama cep telefonunun bizim üzerimizdeki etkisini düşünün, çocuklar üzerindeki etkisi bunun on katı bence. Çünkü telefon onların elleri, kolları gibi bir şey.

Hadi biz diyebiliyoruz “Cep telefonundan önceki hayatımı özledim, bir hafta kapatıp kafamı dinleyeceğim Avusturya’da” ama ya çocuklar? Telefonun yokluğu gibi bir durum söz konusu değil onlar için.

Haftanın güzellikleri

Avlu Bebek: Tam sahibesi Rengin Atik’i yansıtan bir yaşam mekanı olmuş Avlu Bebek. Adında geçtiği üzere minicik bir avlusu var ve orada etkinlikler yapılıyor. Avlunun karakteristik bitkileri de Onur Baştürk’ün elinden çıkma. Yolunuzu düşürünüz lütfen.

İçindeki dişiyi uyandır: Diyor Ece Vahapoğlu yeni çıkan kitabında. Dişiliği ve doğurganlığı artırmanın yolları, beden dilinin kodları bu kitabın içinde saklı.