Sefa Karahasan

Modacı Hakan Akkaya, Lefkoşa Çocuk Yuvası yararına ‘Freedom’ (Özgürlük) koleksiyonunu Kıbrıs’a taşıdı. Merit’in sponsorluğunda yapılan defile çok renkliydi. Kusursuz bir organizasyondu. Gecede; Merit Holding Genel Koordinatörü Hande Tibuk, Merit Oteller Yönetim Kurulu Başkanı Hanzade Özbaş, Merit Oteller Yönetim Kurulu Üyesi Yasemin Tibuk, Defne Samyeli, Çağla Şıkel ve Özge Ulusoy’un da aralarında bulunduğu isimler öne çıktı. Merit grubunun genel koordinatörlüğünü üstlenen Hande Tibuk’un çabaları ve yeni atılımlarıyla markanın seçkinliği her geçen gün artıyor. Merit, kadınların yönetime gelmesinden sonra resmen altın çağını yaşıyor ve böyle giderse yaşamaya da devam edecek.

Gecenin yıldızı

Defileyi izleyenler arasında olan Defne Samyeli podyumda değildi ama gecenin en dikkat çeken ismiydi. Etkinliğe kızları Deren ve Derin’le katılan Samyeli sempatik tavırları ve nezaketiyle herkesi kendine bir kez daha hayran bıraktı. Güzelliğiyle yıllara meydan okumaya devam eden Samyeli için zaman adeta geriye akıyor. Yaş aldıkça gençleşen Samyeli’nin kızları da annelerinden aldıkları bu genetik mirastan dolayı çok şanslı.

Sürpriz olabilir

Yeni sezonda dizi ve sinema projelerinden gelen tekliflere

Marilena Evangelou’yu, Kıbrıs’ta kapılar açılmadan önce dikenli tellerden sonra haber peşinde koşarken tanımıştım. Geçtiğimiz gün Kuzey’de Yenidüzen gazetesinde bir yazısı dikkatimi çekti. Başlığı, ‘Bırakın Maraşlılar yüzsün’dü. Ki Maraş’a sınır olarak bilinen Derinya Plajı kullanıma açılacak. Bununla ilgili uzun zamandır bir tartışma var. Hatta dünyanın ‘ayrımcı’ tek plajı da denilebilir.

Neden mi? Kuzey Kıbrıs bir turizm ülkesi ama plaja girecekler listesine baktığınızda, “Yok artık” denilecek cinsten. Plaja girebilecekler, ‘Türkiyeli ve KKTC’li vatandaşlar...’ Diğerleri giremez. Neden dendiğinde ise yanıt: Plaja askeri bölgeden geçiliyor!

Çözüm yerine...

Çözüm yollarını aramak yerine, ‘halka açılan’ plajın tüm halkların kullanımına sunulmaması çok absürt bir durum. Dünyanın gözünün ‘Maraş açıldı açılacak’ tartışmalarını dikkatle izlediği bir anda, halkların plajlara akan görüntülerinin hem psikolojik hem de siyasi artısının olacağını düşünüyorum. Mağusa Belediye Başkanı İsmail Arter de, plajın açılmasından mutlu ancak ‘İlerleyen dönemde, bu ayrımın ortadan kalkabileceği’ mesajını veriyor. Görüntüde ‘asker plajlara girişi engelledi’ gözüküyor.

Las Vegas’ımız

Ancak siyasi iradenin bu

KKTC Turizm Bakanlığı Müsteşarı İsmet Esenyel bir yazısında, “Turizm endüstrisi eğer iyi yönetilemiyorsa, çok kırılgan sonuçlar da ardı ardına gelebiliyor” diye bir cümle kullandı.

Haksız da değil. Turizm ve eğitim Ada’sı olan Kıbrıs’ta da bu cümleyi anlatan çok şeyle karşılaşıyoruz. Ülkeye giriş yapan ‘öğrenci ve asker’ sayısını ‘turist’ olarak kabul edecek bir anlayışla turizmi kalkındırma çabası var. Ülkede, 1.5 buçuk milyon turist hedefi koyuldu.

Bu açıklamayı da KKTC Turizm Bakanı Fikri Ataoğlu yaptı. Tam bu açıklamanın yapıldığı bir dönemde, bir bakanımızla sohbet ediyor ve kahve içiyoruz.

Bakan Bey, “Turizmde gidişat iyi değil, sadece açıklama yapılıyor ve gezilerle harcamalar yükseltiliyor” dedi. Gaziantep ve Antalya’da yapılan turizm tanıtım etkinliklerini eleştirdi.

Şaşırtıcı yaklaşım

Haksız da değil. Antalya’dan Kuzey Kıbrıs’a turist gelmesi, yani iki gün Antalya, iki gün Kıbrıs’ta kalması imkansız gibi; hem ulaşım hem maliyet hem de zaman açısından... Hiçbir turist, bir gün yolda geçecek süreci yaşamak istemez ki Antalya’yla Kuzey Kıbrıs’ı eş değer tutmak da ‘şaşırtıcı’. Antalya’nın sokakları, mekanlarıyla turiste karşı olan ilgisinin, yüzde 10’u Kuzey Kıbrıs’ta yok.

Yeni kabine değişiminde Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş oldu. Sayın Kurtulmuş’un çalışmalarını yakından takip etme fırsatım oldu. Numan Bey, Ordulu. Bir Karadenizli olarak, bölgenin bakanını takip etmek gerekir. Geçtiğimiz hafta özel bir davet için Giresun’daydım. Giresun’un en popüler yerlerinden biri Kale’dir. Giresun kalesinden şehre bakmak müthiş keyif verir. Turistlerin de şehre girdiği an ilk ziyaret ettikleri yerdir. Ancak kale sabahları ‘bakımsızlık’la geceleri ise ‘karanlık’la öne çıkıyor.

Kale içerisinde ne yolda yürüyebiliyorsunuz ne de rahat edeceğiniz bir ortam sağlanabiliyor. Kalede mekanları işletenler de ‘sahipsiz bir kale’den bahsediyor.

Bunları neden mi yazdım? Sayın Kurtulmuş’un, turizme verdiği önemi biliyorum. Karadeniz’in yaylaları başta olmak üzere turizm alanında gelişmesi konusunda çaba harcayan bir siyasetçi. Kültür ve Turizm Bakanlığı görevinde de, yetkililere gerekli talimatları vererek Giresun Kalesi’nin turizme ‘gerektiği’ şekilde kazandırılmasını sağlayabilir. Sayın Bakan’ın bu konuda gerekli hassasiyetliği göstereceğine inanıyorum.

Rafet El Roman otel işletecek

Rafet El Roman, son dönemde her hafta sonu Kıbrıs’ta sahne alıyor. Kıbrıs Genç TV

KKTC’de Büyükkonuk Belediyesi’nin genç bir başkanı var: Ahmet Sennaroğlu. Büyükkonuk, turizm bölgesi ilan edilen Baf’a yakın. Belde, turistlerin uğrak yerlerinin başında geliyor. Kapadokya’dan balon getirildi, köyden Karpaz’a kadar balon turları yapılıyor. Ancak öğrendiğim bazı ayrıntılar “Hangi devirde yaşıyoruz?” sorusunu gündeme getirdi. Sennar oğlu, ülkeye balonu sokmak için yaşadığı diplomasiyi anlattı, şaştım kaldım. Başkan, “Turizme hizmet istiyorum, balon getireceğiz” deyince, balon tüzüğü olmadığı için ülkeye girişine izin verilmiyor. Sonra nasıl yapacaklar? Yasalar
50 yıllık. Turizm ülkesi ama kimsenin aklına gelmemiş yasaları ve tüzükleri düzenlemek.

‘Helikopter, otobüs olsun’

Kara kara düşünülmüş. Sonra denilmiş ki, “Balonu, uçak yazalım. Uçak olarak Ada’ya giriş yapsın.” Türkiye’den çıkış ‘balon’, Kuzey Kıbrıs’a giriş ise ‘uçak’ olmuş. Bunun yanında bir ara helikopter girişi konuşulmuş. Ada’daki siyasi durum nedeniyle helikopter girişinde de sorun çıkmış. “Olmaz” demişler. Eğer helikopteri ‘otobüs’ gösterirsek girebilirmiş. Bunlar yaşandıktan sonra, Türkiye’deki tüzükler alınmış ve KKTC’dekiler güncellenmeye çalışılmış. Başkan bunu anlatırken, “Ağlanacak halimize

KKTC Turizm Bakanı Fikri Ataoğlu, “KKTC’yi il il tanıtacaklarını” açıkladı. Çünkü ‘dünyaya açacağız’ dediğimiz Kuzey Kıbrıs’ı, yanı başımızdaki Türkiye’ye tanıtamadık. Kıbrıs’ın yerini dahi bilmeyen bir nesle sahibiz. Bunda en büyük suçlu ise Kıbrıs’ı yönetenler. Doğru stratejiyle yapılmayan çalışmalar. Bakan Bey’in ‘il il tanıtım’ atağı doğru, ancak eksikleri çok. Kuzey Kıbrıs’ta turizmin gelişmesi için atılacak çok adım var. Bu adımları tamamlamadan, Kuzey Kıbrıs’ı tanıtsak ne elde edebiliriz ki? Düşünsenize İsrailli ünlü model Neta Alchimister, Girne’ye geldi. Kimsenin ruhu sezmedi. Kaldığı otelde de kim olduğunu bilen yoktu. Neta, Instagram adresinde paylaşımlar yapınca, “Aaa İsrailli model ülkemize geldi” denildi.

Turizm nedir?

Bizler, destinasyonu güçlendirmeyi değil sadece ‘reklamını’ yapmayı seviyoruz. Bunu mutlaka değiştirmemiz gerekir. Mesela turizm öncelikle altyapı demektir. Yol, su, elektrik, kanalizasyon ve internet dahildir. Çevre temizliği, doğa korumayı eklemeniz gerekmektedir. Kültürel varlıklarınızı da eklemelisiniz. Turizm sadece otel değildir. Taşımacılıktan tutun da, turistin konaklayacağı oteldeki huzuruna kadar her şeydir...

Etkili tanıtım

Bakan Bey’in sadece

Kıbrıs’a gelen misafirlerin görmek isteyeceği yerlerin başında gelir Girne Limanı. Hem tarihi hem de manzarası muhteşemdir. Ancak öyle bir hayal kırıklığıyla karşılaşır ki misafir, bir daha Girne Limanı’na adım atmak istemez. Burası, Kuzey Kıbrıs’ın dünyaya açılan yüzüdür. Ancak öyle bir vurdumduymazlık var ki, etraf çöplerle dolu. Lağım kokuları arasında yürümek zorunda kalıyorsunuz. Bırakın limanda oturup bir şeyler yemeyi, içmeyi oradan uzaklaşmak için yoğun çaba harcıyorsunuz. Geçtiğimiz gün önemli bir misafirimle limana indik. Misafirimin, “Haydi gel, bir kahve içelim” önerisi karşısında, ‘mecburen’ evet demek zorunda kaldım. İçimdeki ses, ‘yine rezil olacağız’ diyordu. Haksız daçıkmadım. Limana varınca, konuşmasınıbilmeyen, zorla müşteriyi içeri çekmeye çalışanlar, mafyavari tavırlarla dolaşanlar ortaya çıktı. Kendi istediğimiz bir yere oturduk.

Koşarak uzaklaştık

Misafirim bunlardan çok rahatsız oldu, tam sohbet açacakken, “Sefa Bey bu koku ne böyle? Burada oturulmaz” deyince koşar adım uzaklaştık Liman’dan. Sonrası yukarıda yazdıklarım gibi, ardı ardına eleştiri olarak geldi. Ne yazık ki, Girne’yi yönetenler de limanın bağlı olduğu bakanlıklar da bir şehrin bitişini

Acun Medya Grubu’nun sahibi Acun Ilıcalı’nın Kuzey Kıbrıs’a katkısını yazmaya gerek yok artık. Bu bir realite. Ada’nın tanınmamışlık ve tanıtım eksikliği her sene kapatılıyor. Acun Bey sayesinde Kuzey Kıbrıs bir marka olarak öne çıkıyor. Bunu son ‘Survivor’ yarışmasıyla yeniden yaşadık. Ancak Acun Medya çalışanlarına ayrı bir yer ayırmak gerekiyor. En alttan, en üste işlerini sahiplenmeleri müthiş. Ilıcalı’nın başarısına başarı katmak için mücadele ve özveri var. ‘Ne olursa olsun’ anlayışı yok. İşte bu noktada değerli patronum Erdoğan Demirören’in bana öğüt olarak söylediği sözler aklıma geliyor.

Erdoğan Bey’in öğüdü
Erdoğan Bey, “Evlat, işine sahip çıkarsan, insanlar da sana sahip çıkar” demişti. Çok doğru bir söz. Acun Medya çalışanları işlerine o kadar sahip çıkıyor ki; her program reyting rekorları kırıyor. Halktan da Acun Bey’den de karşılığı alınıyor. Bir anlamda; halkla doğru iletişim kuruluyor. Bunu yine Erdoğan Bey’in bir sözü ile anlatalım. Erdoğan Bey; “Doğru iletişim kurarak müşteri sadakati sağlarsanız, kimse müşterinizi elinizden alamaz” der. Acun Medya çalışanları da; halkla doğru iletişim kuruyor, sonra reytingler altüst ediliyor. Bu dev organizasyonda emeği