Sefa Karahasan

Sefa Karahasan

sefakarahasan@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ada’nın hem Kuzey’inde hem de Güney’inde seçimler yapıldı dün. Kıbrıslı Rumlar yeni cumhurbaşkanını seçerken, Kuzey’de iktidar Ulusal Birlik Partisi’nde (UBP) başkanlık seçimleri vardı. UBP’de 21 Ekim 2012’de yapılan ilk seçim mahkeme tarafından geçersiz sayılmıştı. Başbakan İrsen Küçük yine kazandı. Bundan sonra Kuzey’de yeni bir dönem bizi bekliyor. Biz, birinci derecede önemli olan Rumların seçimine ağırlık verelim. Geçtiğimiz haftaki yazımızda, “Kıbrıs’ta sol sırasını savdı, sıra sağcılarda” demiştik. Sonuçta, Rumların yeni lideri sağcı ve geçmişi EOKA’cı olan Nikos Anastasiadis oldu. Kuzey’de de sağcı bir lider Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu var.

Önceliği ekonomi olacak
Türkiye’ye davetli olarak giden ilk Rum liderlerden biri olan ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ Cumhurbaşkanı Anastasiadis’le yeni bir süreç resmen başladı. Ancak bu dönem zorlu geçecek gibi. Kıbrıs konusunda kısa zamanda radikal adımların atılacağını düşünmüyorum. Anastasiadis birinci yılını “ekonomiyi düzeltmek” için harcayacaktır. Kıbrıs sorunu, Rum liderin öncelikleri arasında “ilk üçte bile yer bulmuyor...” Bunun nedeni, Güney Kıbrıs’ta yaşanan ekonomik krizin yaygılaşması. Anastasiadis’in oyunu kullandıktan sonra müzakerelerle ilgili “Kendimizi hazırlamak için zamana ihtiyacımız var ancak öncelikle ekonomik sorunlarla ilgilenmek lazım” sözleri de bunun göstergesi. Yeni lider, Troyka ile yapılacak müzakereleri sonlandırmak zorunda. Ya Troyka’dan yardım alınacak ya da Rusya’dan. Rusya’ya değil AB’ye yüzü dönük bir lider olan Nikos Anastasiadis’i AB’nin yönlendireceğini söyleyelim.

Türkiye’ye ılımlı mesaj
Rum lider bunu bilerek, oy kullandıktan sonra Türkiye’ye “ılımlı” mesaj gönderdi ve bölgede “Türkiye’nin teşvik ve yardımına ihtiyacımız var” açıklaması yaptı. Açıklamadan da anlaşılacağı gibi, “cennet ada Kıbrıs’ta barışı getirmek ve huzuru sağlamak” Türkiye’nin “etkin ve fiili gücüne” gerek olduğunu ortaya koyuyor. Rum lider de, Türkiye ile “kavga” ederek değil, “uyum” içinde sorunların çözülmesine dönük adımlar atacaklarının sinyalini veriyor. Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, eski lider Hristofyas’a yönelik eleştirisinde, “Büyük bir şaka” nitelemesi yapmıştı.

‘Aynı Erdoğan gibi’
Bağış, açıklamasında devamla, “Umuyorum ki Güney Kıbrıs’taki yeni cumhurbaşkanı ve yönetim, yeni bir şaka değil de Kıbrıslı Türkler, Türkiye ve Yunanistan ile doğrudan müzakere edecek ciddi bir taraf olur” ifadesini kullanmıştı. Asıl önemli nokta burası! Anastasiadis ya aldığı kararları “uygulatacak” ya da “şaka” olacak bir sürece doğru gidecek. Yazıyı tamamlarken Rum bir meslektaşımla konuşma fırsatım oldu. “Anastasiadis nasıl bir lider?” soruma “çarpıcı” yanıt verdi; “Aynı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan gibi...” Sonra devam etti, “Anastasiadis de Erdoğan gibi kararlı bir liderdir. Aldığı kararları uygulatır, bir şey yapmak isterse yapar.” Kıbrıs konusunda da dikkat çeken yönüne işaret ediyor meslektaşım, “EOKA’cı deniliyor ama geçmişte AKEL yani komünistler dışındaki herkes EOKA’cıydı. Sonuçta Annan Planı’na evet diyen bir lider. Çözüm konusunda çaba harcayacaktır. “

İyi analiz şart
Son olarak; uluslararası aktörlerin de süreci iyi analiz etmesinde fayda var. 40 yıldır sürekli ‘tarihi fırsat’ açıklamaları ile halkları yönlendirmeye çalışan aktörlerin, Kıbrıs konusunda ‘gerçekçi ve akılcı’ yaklaşımlarda bulunması ivedi olmalı. Yoksa başlayacak yeni “barış” süreci, Annan Planı döneminde olduğu gibi yeniden sekteye uğrayabilir.