Semih İdiz

Semih İdiz

sidiz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Kemal Kerinçsiz ve dostlarının Hrant Dink ile ilgili davayı gören mahkemede önceki gün yarattıkları görüntüler, Fransa'daki Ermeni lobisi için tam bir hediye oldu. Türkiye Cumhuriyeti'nin bir mahkemesinde Ermeni asıllı vatandaşımız Dink'in can güvenliğine dönük çirkin tehditler de işin "ikramiyesi" oldu. Ermeniler bugün Paris'te yapacakları gösterilerde bu tehditleri, "1915'ten bu yana Türkiye'de değişen bir şey yok" diyebilmek için kullanacaklar. Kanımca, Kerinçsiz ve dostları, bu tasarının kabul edilmemesi için en küçük bir ihtimal varsa bunu ortadan kaldırdılar. Fransız Parlamentosu Ermeni soykırımını reddedenlerin cezalandırılmasını öngören tasarıyı bugün görüşüyor. Sonucun ne olacağı ise kesin değil. Fransız diplomatlar bile ne çıkacağını bilmiyorlar. Ancak kesin olan bir şey var. Bunda yanılıyorsam gam yemem. Aksine, sevinirim. Ama umutlu değilim. Bence tasarı geçecektir. Fakat, Fransa'daki "prosedürel süreç" nedeniyle uygulanması uzun zaman askıda kalır. Ermenilerle Türkiye'yi Avrupa'dan uzaklaştırmaya çalışan Fransızlar açısından da bu son derece elverişli bir durum olur. Nedeni ise ortada. Bu durum, Türkiye'nin üzerine bir "Demokles'in Kılıcı"nın yerleştirilmesi anlamına gelir. Tasarının geçip kısa bir süre içinde uygulamaya konması ise Ermenilerle Fransız dostları için pek uygun olmaz. Zira, yasanın uygulanmasıyla, kendi tarihi açısından da ciddi sorunları olan Fransa'da tartışmalar hemen başlayacaktır. "Voltaire'in ülkesinde düşünce özgürlüğü öldü mü?" sorusu ön plana çıkacaktır. Ülkenin en saygın tarihçilerinin de katılmak zorunda kalacakları bu tartışmalar çerçevesinde yasanın iptal edilmesi olasılığı da belirecektir. Oysa, tasarının genel kurulda kabul edilip, örneğin senatoda bekletilmesi, Türkiye'ye karşı bir silahın el altında tutulması anlamına gelecektir. Bence tasarı geçecek Bu nedenle, "Tasarı genel kurulda geçse bile telaşa gerek yok, uygulanabilmesi için uzun süreç var" demenin bir anlamı yok. Çünkü, tasarı bugün geçerse, Ermeniler ile dostları istediklerini elde etmiş olacaklar. Türkiye açısından bu işin sonu yok. New York Times'ın da önceki gün belirttiği gibi, bu konu artık Türkiye'nin çıkarları açısından büyük bir tehdit haline gelmeye başladı. Kerinçsiz ve dostları gibi davrananların bu tehdidin artmasına büyük katkıları olduğu da aşikâr.Peki ne yapılmalı? En iyi model İngiltere'dir. Londra'nın Ermeni iddiaları konusundaki resmi tutumu "Soykırım olmadı" şeklindedir. Hükümet her yıl, soykırımın olduğuna inananların çoğunlukta olduğu Avam Kamarası'ndan gelen soru önergesini yanıtlarken de bunu teyit eder. Bununla birlikte, İngiltere'de, "Soykırım oldu" veya "Soykırım olmadı" diyenlere karşı ceza davalarının açılması söz konusu değildir. Başka bir ifadeyle, Türkiye'de de insanlar bu konuda ne düşündüklerini ortaya koyabilmeli. Kimi "oldu," kimi de "olmadı" der ve iş orada kalır.Bu durum, Türkiye'nin, "Soykırım olmadı" şeklindeki resmi tutumunu değiştirmesini de gerektirmez. Fakat, bu mesele nedeniyle Türkiye'ye karşı esen havayı anında değiştirir. semihi@cnnturk.com.tr Peki ne yapılmalı?