Semih İdiz

Semih İdiz

sidiz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Suriye için itibarını kurtararak "yapıcı ülkeler" sınıfına girme şansı da belirmiş bulunmaktadır. Şam'ın konjonktürü iyi değerlendirip bu yönde ilerlemesi tüm bölge için de hayırlı bir gelişme olacaktır. Körelten ve akıl gölgeleyen Amerikan ve İsrail düşmanlığı nedeniyle kimi gerçekleri hatırlamak bizde bazı çevrelerin işine gelmeyebilir. Ancak, unutmamak lazım ki, Suriye bugüne kadar bölgede "yapıcı" olmaktan çok, "bozucu" rolünü oynamış olan bir ülkedir. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün Şam'dan olumlu izlenimlerle dönmüş olması iyi bir gelişmedir. Zira Suriye, Ortadoğu'daki tansiyonun düşürülmesi açısından önemli rol oynayabilecek ülkelerden biridir. Bunu en iyi bilen ülkelerden biri de, tabii ki, Türkiye'dir. Nitekim, Şam'ın PKK'ya 1980'li ve 1990'lı yıllarda sağladığı destek hâlâ hafızalardadır. "Baba Esad" döneminde uyguladığı bu olumsuz politikayla Şam yönetimi, aklınca, Türkiye'yi Hatay ve Fırat konularında sıkıştırmayı amaçlıyordu. Türkiye güya bu yoldan hem Suriye'nin İskenderun üzerindeki iddiaları karşısında boyun eğecek, hem de o sıralarda Suriyelilerin korkulu rüyası olan GAP Projesi'nden vazgeçecekti.Hatay konusundaki ham hayalinden vazgeçmeyen, Fırat konusundaysa Türkiye'nin getirdiği yapıcı önerileri elinin tersiyle çeviren Şam, bu nedenle, "bozucu" olmayı yeğlemişti. Ta ki Türkiye'den PKK konusunda kararlı bir askeri uyarı alana kadar. Şam bozucu olmuştu O sırada Sovyetler Birliği'nin desteğinden de yoksun kalmış olan Şam, bir yandan İsrail ile boğuşurken, diğer yandan Türkiye gibi bir askeri gücü de karşısına alamayacağını görerek neredeyse bir gecede yelkenleri suya indirmişti. Bunun sonucunda, gözümüzün içine baka baka, "Bizde böyle biri yok" diye yalan söyleyen Esad yönetiminin yıllarca Şam ve Lazkiye'de barınma olanağı sağladığı Abdullah Öcalan da memleketten kovulmuştu.Bunu yaptıktan sonra Suriye Türkiye'nin büyüklüğünü başka bir açıdan da görmüştü. Zira Şam ile güvenlik sorununu halleden Ankara, geçmişe bakmaksızın, bu ülkeye dostluk elini uzatmıştı. Sadece son iki yıl içinde Ankara, ABD'nin bu ülkeyi tecrit etmek istediği bir sırada, Cumhurbaşkanı Sezer ile Başbakan Erdoğan'ın peş peşe yaptıkları ziyaretlerle Şam'a önemli moral destek sağladı. Esad yönetimi yalan söyledi Dışişleri Bakanı Gül'ün Suriye'ye "Yapıcı ve yatıştırıcı olun" mesajıyla gittiği biliniyor. Bu nedenle olumlu izlenimlerle dönmüş olması umut vericidir. Zira bu, aynı zamanda, Şam'ın Ankara'dan gelen telkinlere kulak verdiğini gösteriyor. "Oğul Esad"ın yönetimi, "bozucu" yöntemlerden "yapıcı" yöntemlere geçebilirse, Suriye'nin güvenliğine de katkıda bulunacaktır. Zira, Suriye'nin etnik yapısını bilenler, bu ülkede Irak'ı aratmayacak iç karışıklıklar aşısından büyük bir potansiyel olduğunu da bilirler.Yapıcı bir düzleme çıkmış olan Suriye, aynı zamanda, Hatay iddiasının aksine, haklı olduğu Golan meselesinde de uluslararası kamuoyunu yanına çekebilecektir. Bu nedenlerle Şam'ın bu fırsatı iyi değerlendirmesini temenni ederiz. semihi@cnnturk.com.tr Telkinlere kulak verdi