Serpil Çevikcan

Serpil Çevikcan

scevikcan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Cennet bu kadar yakın mı

Bir cenneti andıran Ayder Yaylası’nda Elmas Teyze ve komşularıyla çözüm sürecini konuştuk.

RİZE
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Milliyet’in “Geleceğe Yatırım-Türkiye’ye Yatırım” zirvesinde yaptığı konuşmada, “Size bir şey okuyacaktım ama vakit kalmadı” diyerek, hazırladığı metni okumaktan vazgeçmişti.
Yazıcı ile toplantı sonrasında Rize’nin merkezindeki “Evvel Zaman” adlı restoranda akşam yemeğinde buluştuk.
Bu bol sürprizli gecede her şey vardı. Kemençe eşliğinde Rize’nin Cem Yılmaz’ı olmaya aday “Atma Türkücü” Ahmet Çakar’ın taşlamalarıyla Yazıcı ve Milliyet ekibini kahkaya boğduğu gecenin en büyük sürprizi ise Bakan Yazıcı’dan geldi.

Dut ağacı sürprizi
Yemeğin ardından bahçedeki dut ağacının altındaki masada dünyanın en güzel çayını yudumlarken, “Size bir sürprizim var. Ben bir metin hazırladım. Onu okumak istiyorum” diyen Yazıcı, iki sayfalık metni tane tane okumaya başladı.
Metin, “Türk milletinin en önemli yönetim kazanımının cumhuriyet olduğuna ve egemenliğin kayıtsız ve şartsız milletimize ait bulunduğuna inanır, millet adına egemenlik yetkisi kullanan kurumların ve kişilerin gözetmeleri gereken en üstün gücün ise hukukun üstünlüğü ilkesi olduğunu savunur” diye başlıyordu.
İfade özgürlüğü, hukuk devleti ve insan haklarına ilişkin evrensel kabul gören cümleler ardı ardına geliyordu.
Metin, “Hukukun güçten değil, gücün hukuktan kaynaklandığı inancıyla, her iş ve faaliyette doğrunun ve haklının egemen olmasını önleyici engelleri ortadan kaldırmayı, adil yargılanma hakkını, yaşanılır hale getirmeyi ve korumayı amaçlar” diye sona eriyordu.
Bakan Yazıcı, metni okumayı bitirdiğinde adeta altına imza atılacak bir manifesto ortaya çıkmıştı. Yazıcı, “Bunu siz mi yazdınız?” sorusuna karşılık, “İşte sürprizim burada. Bu Ak Parti Tüzüğü’nün 4. maddesi. Bunu ben kaleme aldım. Sonra tartıştık ve partinin kuruluşundan itibaren hiç değişmeyen bu madde ortaya çıktı” deyiverdi.
Yazıcı, ortalama her aklın bu metni kabul edeceğini, evrensel değerler söz konusu olduğunda hiç kimsenin itiraz edemeyeceğini söyledi. Hiçbirimizin hatırlamadığı bu metnin anımsatan Yazıcı, Ak Parti’nin yıllar önce hedeflediği Türkiye manzarasını iki sayfada özetlemişti. “Bu tablo 12 yılda ne kadar gerçekleşti” sorusunun yanıtı ise bugün Türkiye’de tartışılan temel sorunların ne oranda çözüldüğünde yatıyor.
Yazıcı, bu maddeyi kaleme alırken Kürt sorunu dahil her konunun altının çizildiğini vurguluyor.

Elmas teyze ve komşuları
Kendi kendine yetebilmekle övünen Rize’de Bakan Yazıcı’nın hemşehrilerinin Kürt meselesine bakışı ise çok dalgalı bir seyir izliyor.
Kent merkezinde konuştuğumuz gençler sonuca endeksli görünüyor. Ancak, dünyanın en güzel köşelerinden biri olan Ayder Yaylası’nın orta yerinde bizi sohbetlerine konuk eden Elmas teyze ve komşuları ise daha ihtiyatlı.
Elmas teyze, “Moralim bozulduğu için artık haberleri izlemiyorum” diyor ama komşusu Şefika Demirci’nin bir çırpıda dudaklarından dökülüveren şu cümlelere başını sallayarak onay veriyor:
“İnanmak istiyorum ama inanamıyorum. Çünkü mesele terör olduğunda samanın altından çok sular akıyor hep.”
Şefika Demirci, bir metaforlar diyarı olan Karadeniz’de Ayder Yaylası’nın göbeğinden şöyle sesleniyor:
“Ben her şeyi bir şeye benzetirim. Bu mesele de tam bir yanardağ gibi. Hani nasıl yanardağ patlar, sonra küllenir, küllenir, sonra ‘bu patlamaz’ denildiği zaman da birden yeniden patlar ya işte herkesin bunu düşünmesi lazım. Ya tamamen küllenmezse.”
Rize’ye gelen Araplar, manzarayı görünce, eşlerine, “Bana bir tokat at, cennete miyim?” diyerek, kendilerini tokatlatıyorlarmış. Rize’de Yazıcı’dan dinlediğimiz manifesto, bir gün bu ülkede bütünüyle yaşama geçerse, cennet o kadar da uzak olmayacak.

Haberin Devamı

Cennet bu kadar yakın mı

Haberin Devamı

Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Derya Sazak ile Milliyet yazarları Abbas Güçlü, Defne Samyeli ve Serpil Çevikcan, Rize Kurtuluş İlkokulu Karadeniz ekibinin 2 ayak horonunu izledi.