Serpil Çevikcan

Serpil Çevikcan

scevikcan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Afrika seyahatinden dönerken yaptığı değerlendirmeler gündemin ilk maddesi.
Erdoğan’ın açıklamaları içerisinde en dikkati çekeni Suriye’de El Bab bölgesine kadar ulaşan Fırat Kalkanı Harekâtı’na ilişkin ifadeleri.
Erdoğan, El Bab’daki mücadeleden söz ederken, “Rejimle zaten karşı karşıyayız. Cerablus’ta da kaldık, El Rai’de de, Dabık’ta da kaldık. Görünen değildi, maşa kullandı. Mesela Afrin uzantısında PYD devredeydi. ABD’nin verdiği silahlar nereye gitti, PYD-YPG hatta DEAŞ’a gitti. Bunları biliyoruz. Ama benim temennim odur ki Cenevre süreci, Rusya ve İran’la birlikte Astana’da başlatılan süreç, inşallah rejimi olumlu bir noktaya çeker ve El Bab hallolmuş olur. El Bab’da süratle mesafe almak suretiyle oradaki işi bitirmek, daha derinliğine gitmemek lazım. Yapılan çalışma bu istikamettedir” dedi.
Bu önemli ifadeler, Türkiye’nin El Bab konusundaki hedefinin ilanı anlamını da taşıyor.
Kuşkusuz, bu kadar kritik bir açıklamanın perde arkasında önemli gerekçeler var.
Sahadaki durum
Fırat Kalkanı Harekâtı, zaten sınırdaş bir ülkenin bir bölgesinde hakimiyet kurma amacını gütmüyordu.
Harekâtın tek gerekçesi, El Bab’ı da içine alan bölgeden Türkiye sınırına yönelen terörist saldırıları ve olası riskleri bertaraf etmekti.
Operasyon halen bu ana gerekçe üzerinde ilerliyor.
Başlangıcındaki kadar hızlı ilerlemese de başarıyla yürütülüyor.
Harekâtın başladığı günden bu yana masada da sahada da birçok gelişme yaşandı.
Ancak DAEŞ’in bölgedeki direnişi ve El Bab özelinde sahadaki mukavemet çabası değişmedi.
Son dönemde enteresan bilgiler de yansıyor.
Suriye rejimi, El Bab’ın güneyine kadar dayandı.
Gelen bilgiler, TSK’ya ciddi direniş gösteren, bütün engellemelerini TSK’ya dönük yapan, Rakka istikametini mayınlamalar ve hendeklerle takviye etmeye çalışan DAEŞ’in Suriye rejimine karşı neredeyse hiç direnç göstermediği ve rejimin taarruz ettiği her yeri boşaltıp kaçtığı yönünde.
Bu durumun yarattığı en büyük risk kuşkusuz TSK ile rejimin karşı karşıya kalma olasılığı.
Koalisyon, dolayısıyla ABD her ne kadar TSK’nın ilerleyeceği hattı 20 kilometreyle sınırlama gibi sahadaki gerçeklerle bağdaşmayan koşullarında esnese de, son dönemde çok sınırlı sayıda da olsa hava desteği verse de Türkiye kendi göbeğini keserek El Bab mücadelesini sürdürüyor.
Sahada gerçekler böyleyken Cumhur-başkanı’nın “Derine inmeyeceğiz” açıklamasının altında yatan nedenler ve muhtemel sonuçlar Ankara’da şöyle özetleniyor:
Süre kısalabilir
ABD’nin Rakka operasyonunu ertelemesi, Musul operasyonuna başlaması Rakka ile El Bab arasındaki hattın kesilememesine, DAEŞ’in Rakka’daki unsurlarını El Bab’a çekerek TSK’ya direnmesine yol açtı. Türkiye’nin Menbic ve Rakka’ya da yönelebileceği düşüncesinin de koalisyon ve ABD’nin bu tutumunda etkili olduğu değerlendiriliyor. Bu açıklamadan sonra parametrelerin değişebileceği ve TSK’nın El Bab’ı kontrol altına alma süresinin kısalabileceği kaydediliyor.
Aynı düşünce, son bir haftadır Rakka’ya günde ortalama 20 hava taarruzu yapan koalisyon ve ABD’nin, El Bab’a sadece 4 taarruz yapmasına da yol açıyor. DAEŞ, hava taarruzlarından El Bab’da ciddi biçimde etkilenmesine rağmen bunların sayısı artmıyor. Açıklamanın bu konuda da sonuç yaratabileceği değerlendiriliyor.
Suriye rejiminin de Menbic’e uzanma ihtimali nedeniyle TSK’nın El Bab’da oyalanması noktasında hareket ettiği, benzer kaygıları taşıdığı biliniyor. Bu düşüncenin kırılmasının da El Bab konusunda sonuç almayı kolaylaştıracağı ifade ediliyor.
Rusya da benzer görüşlerle rejimin bu tutumunu tetikliyor. Açıklamanın arka planda TSK’nın daha fazla ilerlemesine sıcak bakmayan Rusya’nın sahadaki davranışlarını da etkileyeceği düşünülüyor.
Bir yandan da rejimle karşı karşıya kalınmasının, özellikle de rejim güçleri içinde güçlü konumda bulunan İran yanlısı unsurların varlığından dolayı özellikle Türk hava unsurları için ciddi riskler barındırdığı değerlendiriliyor.
Bulut ötesi mücadele
Cumhurbaşkanı’nın açıklamasına ilişkin yapılan değerlendirmelerin özeti böyle.
TSK ve desteklediği ÖSO güçlerinin mücadelesi çetin koşullarda sürüyor.
El Bab’ın Rakka istikameti hâlâ tamamen açık durumda.
Kuşatma başarılı sürse de o istikamet çok sorunlu. Çünkü, DAEŞ’e Rakka’dan sürekli lojistik destek geliyor.
Hava kuvvetleri, olumsuz hava koşullarına, yoğun bulutların muhalefetine rağmen mükemmel koordinat belirleme başarısıyla DAEŞ unsurlarını ve merkezlerini “bulut ötesi” vuruyor son bir haftadır. Ağır kayıplar verdiriyor.
Ana hedef belli.
El Bab’ın kontrol altına alınması, bölgenin terör kaynağı olmaktan arındırılması ve halkın tıpkı Cerablus’taki gibi yeniden normal hayata dönebilmesi.