Serpil Çevikcan

Serpil Çevikcan

scevikcan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

NATO zirvesi çerçevesinde Galler’in başkenti Cardiff’te temaslarda bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ikili görüşmeleri arasında en dikkat çekeni ABD Başkanı Barack Obama ile yaptığı görüşme oldu. Planlanandan uzun süren ve yarım saati baş başa geçen görüşmenin sıcak ve samimi bir atmosferde gerçekleştiği belirtildi.
Erdoğan, Obama görüşmesinde çok önemli başlıklar ele alındı. Bunlar arasında IŞİD konusu ve Pensilvanya’da ikamet eden Fethullah Gülen’in durumu öne çıkan iki konuydu.
IŞİD meselesi Türkiye açısından çok kritik bir öneme sahip. Gülen meselesi ise Erdoğan’ın NATO Zirvesi yolunda Obama ile görüşmesinde özellikle gündeme getireceğini söylediği konuların başında geliyordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, yarım saatlik baş başa görüşmede, bu konunun Türkiye’de bir “ulusal güvenlik sorunu” niteliği taşıdığını Obama’ya kuvvetli ifadelerle anlattığını öğrendik. Obama’nın da stratejik ortaklık ilişkisi içinde bulunduğu Türkiye’nin ulusal güvenlik sorunu olarak nitelediği paralel yapıyla mücadele konusunda Erdoğan’ın yaptığı değerlendirmeleri dikkatle dinlediği, işbirliği mesajı verdiği bildirildi. İki lider, istihbarat, bilgi ve belge paylaşımı konusunda anlaşmaya vardı.

Haberin Devamı

Gülen için belge paylaşımı


Koalisyon hedefi

Obama ile görüşmenizin çerçevesini anlatır mısınız?

1 saat 25 dakika süren görüşmemizde öncelikle tabii Türkiye-Amerika ilişkilerinde model ortaklık çerçevesini baz almak suretiyle bu süreçte neler yaptığımızı kısa fakat Ukrayna, Suriye, Irak, Libya, Mısır, Filistin gibi meseleleri derinliğine ele alarak görüştük. Zaten gerek dün (önceki gün), gerek bugünkü (dün) görüşmelerimizde size de dağıtılan sonuç bildirgesinde gördüğünüz gibi bütün bunlarda Ukrayna ağırlıklı olarak, Irak, Suriye, ben dün çalışma yemeğinde özellikle Filistin’i de ayrıca gündeme getirdim. Libya tabii gündeme geldi. Bütün bunlara yönelik bir görüşmemiz oldu. Tabii bu konuda şu anda Amerika bir koalisyon oluşturmanın da gayreti içinde. NATO’ya üye 10 ülkenin de iştirakiyle bir koalisyon oluşturmak ve bu koalisyonla birlikte kendilerinin ortak bir çalışma içine girmeleri gibi bir hedefleri var. Şu anda Amerika bu ülkelerle herhangi bir görüşme yaptı mı yapmadı mı orasını bilemiyorum. Ama biz orada görüşmemizi yaptık. İngiltere, Fransa bunlar zaten olumlu. Almanya da aynı şekilde. Bunların içerisinde NATO üyesi olmayan sadece Avustralya var.

Bildirgede var

Haberin Devamı

Bize de teklif edildi mi?

Zaten komşu ülkelerin böyle bir çalışma içinde olmasını teklif ediyorlar, arzu ediyorlar. Bu görüşmelerin dışında özellikle Irak’ta yeni kurulacak hükümetin süresi 11 Eylül’de doluyor. 11 Eylül’e kadar bu hükümetin kurulabilmesi için bir çabanın içinde olunması anlayışı var. Türkiye olarak bizim de üzerimize düşen bazı görevler var. Biz de bu süreci hükümetimizle yakından takip edeceğiz. Şu anda bazı gerek Kürtler tarafında, gerekse Sünniler, gerekse Türkmenler konusunda sıkıntılar aynı noktadadır. Bunu gidermek suretiyle artık çok fazla detayına girmeden Irak’ın bir hükümete kavuşmasını sağlamak gerekiyor. Üzerinde önemle durulan bir diğer konu Suriye. Gerçekten Türkiye bu süreç içerisinde üzerine büyük bir yük aldı. Gerek 1 milyon 250 bin sığınmacının Türkiye tarafından ağırlanıyor olması. Ve oradaki özellikle Özgür Suriye Ordusu’na verilen insani yardımlar noktasında bize şükranlarını ifade ettiler. Bundan sonraki sürece yönelik Suriye’de de bu çalışmalarda bir arada olmanın gayreti içerisinde olacaklarını ifade ettiler. Tabii bütün bunlarla beraber ortak kanaat, aslında, malum, IŞİD’in üzerinde toplanıyor. IŞİD’e yönelik neler yapılabilir? Ki bunlar tamamıyla sonuç bildirgesinde var.

İslam devleti diyen kendileri

Haberin Devamı

IŞİD’in sadece İslam devleti olarak anılması bizim için bir anlam ifade ediyor mu?

Onu kim o şekilde adlandırıyor? Belki IŞİD kendini öyle adlandırıyordur, BBC filan o nedenle öyle söylüyordur. Yani IŞİD kendini öyle ifade ettiği için o şekilde değerlendiriyor olabilirler. Yoksa zirveye katılan ülkelerden hiçbirinin bu şekilde bunu kabul ettiği yoktur.

Filistin meselesi gündeme geldi mi?

Bunu ben özellikle konu ettim. Ve Filistin’deki ateşkesin kalıcı olması noktasında NATO’nun yapabileceği birçok işin olduğunu ve Filistin’deki 2300’e yakın ölüm hadisesi, bunların 50 civarında olanı ülkemizde hastanelerde tedavisi yapıldı. Bunların bir kısmını kendim bizzat ziyaret ettim. Konuşmamda oradaki tabloları gündeme getirdim. Bu konuda NATO’nun bir şeyler yapması lazım, BM Güvenlik konseyiyle yapılacaksa orayla. Artık burada bu ablukanın kaldırılması suretiyle Filistin halkının dünyaya açılmasını sağlamanın önünü açmak gerekir. Ve Libya’da şu anda hâlâ bir hükümet kurulamıyor. Trablus’ta toplantısını yapmayan ama Tobruk’ta toplanan bir Libya meclisi söz konusu. Tobruk’ta toplanan Meclis’in zaten seçimle gelen bir meclis olduğu için Trablus’ta bu işi yapması gerekir. Seçimle gelenin seçimle gitmesi gereği üzerinden hareket edilmesi ve Libya’da bunun artık oturtulması gerekmektedir. Dışarıdan müdahale edilmemesi gerekir. Herkes sandıktan çıkan neticeye razı olmalıdır. Türkiye’de paralel devlet yapılanmasıyla ilgili konuyu da yine ben sayın başkanla görüştüm ve bu konuyla ilgili olarak özellikle istihbarat örgütlerimizin de birbiriyle daha sıkı bir irtibat haline girmesi ve bu noktada bizim şu anda oluşan ulusal güvenliğimizi tehdit eden bu yapıyla ilgili üzerinde durulmasının gereğini özellikle kendilerine hatırlattık. Ve bu konuda gerek şu anda istihbarat örgütlerimizin çalışmaları ve gerekse ayrıca dışişleri bakanlarımızın bu konuda çalışmalarıyla süreci takip edeceğiz. Ve temenni ederim ki süreç içerisinde gerek Türkiye’deki gelişmeler ve gerekse kendilerindeki gelişmeler çok daha farklı neticelerin doğmasını sağlayabilir.

Yaklaşımı nasıldı?

Şu anda, tabii, onların yaklaşımı özellikle, bu noktada, bize yönelik belge, bilgi neler varsa bunların aktarılması istikametindedir.

Obama ile görüşmeniz planlanandan daha uzun sürdü. Görüşme sizi tatmin etti mi? BM’de tekrar görüşecek misiniz?

Önümüzdeki süreçte yakın temasta olma konusunda mutabık kaldık. Zaman elverirse BM’de görüşebiliriz dedik. NATO zirvesi vesilesiyle görüşmemiz bir adım. Sayın Obama’nın 2 yılı var. İkinci dönemi. Artık aday olmayacak ama partisinin şansını artırması bakımından üzerinde bir yük var. Bu arada bazı gelişmeler olur da onlardan veya bizden bir şey gelirse tekrar görüşürüz. Bakanlarımızın da birbirleriyle yaptıkları ve yapacakları görüşmeler var. Süreci böylece devam ettiririz. Önemli olan, ülkelerin devletin bütün mekanizmalarını çalıştırarak iletişimi sağlamasıdır.

Şansölye Merkel’le görüşmenizde dinlemeler konusunu gündeme getirdiniz mi?

Getirdik, konuştuk. Orada da istihbarat örgütlerimizi görevlendirme kararını aramızda aldık. Kendileri de gerekli talimatı verecekler. İstihbarat örgütlerimiz birbirleriyle daha hassas görüşme halinde olacaklar. Kendileri de bu süreci yakından takip edeceğini söyledi. Aynı şekilde bizler de. Ama dost ülkeler birbirleriyle bu konulardaki hassasiyetlerini bir defa korumalıdır noktasında hareket etmelidir. Tabii özellikle de yine bölge sorunlarını konuştuk. Türkiye-Almanya ilişkilerini ele aldık.

Devlet başkanının, başbakanın dinlenilmesini Obama kanıt olarak kabul etmedi mi?

Bunu duymak başka bir şey, bunu belgeleriyle birlikte onlara aktarmak başka bir şey. Tabii bunların hepsini duyuyorlar. Tabii bu noktada arkadaşlarımız gerekli çalışmaları yapıp, ondan sonra kendilerine bunları aktaracağız.

Merkel dinleme konusunda ayrıntılı izahat verdi mi? Yoksa sadece istihbarat örgütlerinin karşılıklı çalışması noktasında ifadeleri mi oldu?

Onlar bu işi görüşmek suretiyle, nedir, ne değildir, bütün detaylarını, birbirlerine aktarsınlar, alsınlar dediler. Zaten bu arada bizim MİT müsteşarımızla onların istihbarat güçleri bir araya gelecekler.

IŞID’e Batı ülkelerinden katılımlar konusu gündeme geldi mi?

Hepsini rahatsız ediyor. Özellikle yabancı noktasında, zaten bunun önünü nasıl alacağız sorusuna cevap arıyorlar. Bizde de değişik ülkelerden gelip bizim üzerimizden geçmek isteyenler var. Ki bunların sayısı da hatırı sayılır miktarda. Bunların bir kısmını biz zaten sınırdışı ettik. Bu konudaki hassasiyet hepsinde var, Almanya, İngiltere, Fransa...

Türkiye’yi suçlayan olmadı

Zaman zaman Batı medyasında bu konuda Türkiye’yi suçlayıcı ifadeler yer aldı. Size bu konuda liderlerden herhangi bir serzeniş geldi mi?

Benim katıldığım hiçbir oturumda böyle bir şey gündeme gelmedi. Türkiye’yi suçlayıcı bir şey gündeme gelmedi. Akşam toplantısı tamamen liderler zirvesi şeklinde geçti. Liderlerin dışında çalışma yemeğinde hiç kimse yoktu. Orada da büyük bir çoğunluğu söz aldı, hiç kimseden böyle bir söz sadır olmadı.

Obama teşekkür etti

Obama, Mavi Marmara sonrası, özür diplomasisinde aktif bir rol almıştı. Sonrasında Gazze’ye yönelik saldırılarla bugüne gelindi. Türkiye-İsrail ve bu arada Türkiye-Mısır ilişkilerinin normalleşmesinde yeniden devreye girecek mi?

Bunları konuştum kendisiyle. Özür ve tazminat konularında mesafe aldık. Gel gör ki iş ablukanın kaldırılmasına geldiği sırada maalesef, İsrail, Gazze’ye bombaları yağdırmaya başladı. Yani biz normalleşmenin hazırlığı içerisindeyken bu olay oldu. Temenni ederiz ki şu anda sağlanan ateşkes kalıcı olur ve ablukalar kalkar. Artık Gazze bir açık hava hapishanesi olmaktan kurtarılır. Biz de bu normalleşme sürecini hızlandırırız dedik. Bu konuda kendisi de bize süreçle ilgili takındığımız tavır sebebiyle teşekkür etti.

Ukrayna ile ilgili nasıl bir noktadayız?

Biliyorsunuz bugün bir ateşkes ilan edildi. Tabii orada da temennimiz ateşkesin kalıcı olması. NATO, Ukrayna konusunda çok hassas. Dolayısıyla, bu ateşkes eğer kalıcı hale gelebilirse, Ukrayna kendini çok çabuk toparlayabilir. Ukrayna, savunma sanayiinde, bir yerde Rusya’nın hafızası konumundaydı. Böyle bir özelliği var. Eğer kendisini tamamlayabilirse, yeniden farklı bir güç konumuna, başarılı bir yönetimle gelebilir. Proşenko’yu ben başarılı bir işadamı olmasının yanında, başarılı bir siyasetçi olarak da görüyorum. Temenni ederim ki süratle bu süreci başarırız ve Rusya Federasyonu Başkanı Putin de barışa hasret bu bölgede üzerine düşeni yerine getirirse, o zaman bu bölge huzuru yakalamış olur. Burada bizim Kırım Tatarları noktasında ciddi sıkıntımız var. Özellikle gerek Cemiloğlu gerekse Rıfat Çuvarov’un Kırım’a girme yasağının kaldırılmasını Sayın Putin’e de söyledik. Proşenko bu arkadaşlarımızı kendi partisinden seçimde aday gösterecek. Kendi partisinden Ukrayna parlamentosunda yer almaları Kırım için bir kazanımdır.

Fransa ile de görüşüyoruz

Türkiye’nin Çin ile yaptığı füze savunma sistemi görüşmeleri gündeme geldi mi?

Bu konuda biliyorsunuz, gerek ortak üretim gerek know-how meselesinde daha sonra bazı uyuşmazlıklar çıktı Çin ile aramızda. Şu anda buna rağmen arkadaşlar görüşmeye devam ediyor ama ikinci sıradaki Fransa yeni tekliflerle önümüze geldi. Şu anda Fransa ile de görüşmelerimiz sürüyor. Burada ülkelerimizin bu noktadaki çıkarları, hangi noktada daha olumlu neticelenirse, kararı da Savunma Sanayii Müsteşarlığı ve icra komitesi o yönde verecektir. Çünkü burada bizim için ortak üretim çok çok önemli.

‘Geçmiş’ için Mevlanalı yanıt

Obama ile bundan önceki görüşme sonrası bir soğukluk olmuştu. Bunu da konuştunuz mu, yoksa hiç gündeme gelmedi mi?

Siyasette geçmiş geçmişte kalır. Mevlana’nın dediği gibi, dünle beraber gitti cancağızım, şimdi yeni şeyler söylemek lazım. Biz ona bakacağız.

Varlığımızı sürdüreceğiz

Afganistan’daki çokuluslu güç konusunda son durum nedir?

Yıl sonu itibarıyla diğer ülkeler biliyorsunuz Afganistan’dan çekiliyor. Sadece 4 ülke; Amerika, Almanya, İtalya ve Türkiye orada askeri varlığını sürdürmeye devam edecek. Amerika 6 bin 600-6 bin 700, Türkiye 700 civarı asker bulunduracak.
Almanya ve İtalya henüz asker sayısını bildirmedi. Bu şekilde burada ISAF’ın yerine Kararlılık Misyonu yapısı oluşturuldu.

Cameron ile maç sohbeti

İkili görüşmeleriniz arasında öne çıkan bir temas var mı?

Fransa Cumhurbaşkanı Hollande ile çok heyecanlı bir görüşmemiz oldu. Fransa-Türkiye ilişkilerini bayağı iyileştirdik ve Hollande döneminde iki ülke ilişkileri hiçbir dönemde olmadığı kadar ileri bir seviyeye gelmiş durumda. Bir de İngiltere Başbakanı Cameron ile eğlenceli bir anekdot oldu. Cameron, bizim Başakşehir’deki Fatih Terim Stadı’ndaki maçta attığımız golleri izlemiş. İkinci gole hayran kalmış. Bizim takıma da biraz destek olsanız diye takıldı.

Yurtiçinde yapacağınız teşekkür ziyaretlerine ne zaman başlayacaksınız? İlk ziyaret Rize’ye mi, Bayburt’a mı olacak?

Birleşmiş Milletler toplantısına (21 Eylül) gitmeden önce başlayacağım, herhalde bir günde üçünü çıkartırız.