Serpil Çevikcan

Serpil Çevikcan

scevikcan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

33 sanatçı, aydın ve 2 otel çalışanının katledildiği Sivas Madımak olayı artık sadece oluş biçimiyle değil, dava sonucuyla da hatırlanacak.
“35 kişiyi elbirliğiyle yaktılar”ın yanına, “Sonra da zamanaşımından yırttılar” cümlesi eklenecek.
Bakalım Türkiye; Alevi açılımı, insan hakları, daha çok demokratikleşme ve nihayet yargı reformu derken, dün çıkan kararı hem kendi vatandaşlarına hem de Avrupa’ya nasıl izah edecek?
Haliyle çok hükümet ve çok bakan eskiten bu olayla, en yakından ilgilenen isimlerden biri Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’dı. Günay, hem Madımak Oteli’nin dürüm yenilen bir lokanta olmasını engellemek için çok uğraştı hem de davanın zamanaşımına uğrama riskine sık sık dikkati çekti.
Dün Meclis’te, zamanaşımı kararının ardından konuştuğum Günay, bu kararın Türkiye’ye ve dünyaya nasıl izah edileceği sorusuna “Bilemiyorum” cevabını verecek kadar tepkiliydi.
Günay şunları söyledi:

‘Hukuk adına utandırıcı’
“Sivas davası, daha önce Kemal Türkler davası, sanıyorum ondan önce 16 Mart Beyazıt katliamı bunlar hep zamanaşımına uğradı. Bu bir anlamda, bağışlanmaz suçları işleyenlerin yargıda da süreyi uzatmak konusunda çok derin ilişkiler içinde olduğunu hissettiriyor insana. Ve bundan çok büyük üzüntü duyuyorum. Yani yargının sonuç almasını engelleyecek kadar, yargı mekanizmasını geciktirecek bir takım mekanizmaları kullanabiliyorlar. Ve bu ilişkileri geliştirebiliyorlar. Bu hukuk adına, Türkiye‘deki hukuk sistemi adına hem çok utandırıcı hem de çok sıkıntı verici bir gelişme. Çok üzülüyorum elbette.
Ben Kemal Türkler olayında da aynı üzüntüyü yaşadım. Çok önemli bir olay üzerinden onlarca yıl geçiyor ve yargı bir türlü sonuçlandıramıyor, bir kaç mahkeme arasında gidiyor geliyor ve bir sonuca bağlayamıyor. Bu kadar vahim olaylar beraatle de sonuçlanır, cezayla da sonuçlanır ancak hukuken saygı duyacağımız bir karara vardırılamamışsa, bu Türkiye’nin hukuk sistemi açısından çok üzüntü vericidir.”
Günay, davanın zamanaşımı kararıyla sonuçlanmasının engellenebileceğini kaydederken şunları söyledi:
“Sivas olayının, öteki zamanaşımına uğrayan vahim suçlara göre bir başka farklılığı da var. Bence Sivas olayı bir insanlık suçudur. Yani günün ortasında bir bina yanıyor, içinde onlarca insan yanıyor ve çevresindeki insanlar da onu kundaklıyor ve seyrediyorsa burada bir insanlık suçu işlenmiştir. Sivas olayı bir insanlık suçu değilse insanlık suçu nedir? Yargının bunu insanlık suçu olarak vasıflandırması ve zamanaşımının dışına çıkarması beklenirdi.

‘Derin mekanizmalar engelliyor’
Ama sanıyorum işte bu derin mekanizmalar bütün bunları engelliyor. Hukuk okudum ben ve hukuk adına gerçekten sadece dünyaya değil kendimize izah etmekte güçlük çektiğimiz bir tablo ortaya çıkıyor. Gerçekten böyle utanılacak bir karar ortaya çıkabiliyor.”
Bakan Günay’ın söylediği gibi gerçekten utanılacak bir karar. Bunun Yargıtay ve AİHM aşamaları var. Ama bundan sonra ne kadar verilirse verilsin, Türkiye, “davanın zamanaşımından düşmesine” cümlesini hiç bir zaman temizleyemeyecek.