Serpil Çevikcan

Serpil Çevikcan

scevikcan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

PKK ve PJAK’lıların cezaevlerinde sürdürdüğü açlık grevi, Abdullah Öcalan’ın kardeşi aracılığıyla yaptığı çağrının ardından sonlandırıldı. Süreç birçok açıdan kritik bir eşiğe gelmişti. Eyleme katılanların sağlık durumları kötülemiş, Leyla Zana Meclis çatısı altında açlık grevine başlamıştı. Bir grup milletvekilinin de eyleme katıldığı Diyarbakır başta olmak üzere bölgede kamuoyuna pek de yansımayan sıkıntılı gelişmeler baş göstermişti.

Görüşme trafiği
Öcalan’ın, karşısında avukatları yerine kardeşini görünce buna tepki gösterdiği söylense de Ankara kulislerine yansıyan bilgiler, “ilgililerin” kısa süre önce adada ardı ardına görüşmeler yaptığı yönünde. Öcalan’la daha önce de görüşen MİT’ten yetkililerin İmralı’ya sıkça gidip geldiği, Adalet Bakanlığı kanadının Öcalan’ın yaşam koşulları konusunda bir seri temasta bulunduğu da konuşuluyor.
Hem hükümet hem de BDP kanadı açısından önemli bir sınav verildi. Bu süreçte Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in çabaları, BDP’liler tarafından açıkça takdir gördü. BDP’liler de hükümetle kurdukları kontakta ve Mehmet Öcalan görüşmesini sağlama yolunda çok aktif oldular.
Sonuç olarak, ciddi sorunlara yol açabilecek, Türkiye’yi özellikle Avrupa kamuoyunda çok sevimsiz bir şekilde gündeme getirecek süreç kazasız sona erdi.

Beklenti avukat görüşmesi
Kulislere sızan bilgiler, Mehmet Öcalan’ın, ağabeyinin “bitirin” çağrısını getirmesinden bir süre sonra, Temmuz 2011’den bu yana ara verilen avukat görüşmelerinin bir şekilde yeniden başlayacağı yönünde. Bu kamuoyuna nasıl yansıyacak göreceğiz. BDP’lilerin de Mehmet Öcalan’ın getirdiği mesajı cezaevindekilere aktarırken, bundan sonraki olası gelişmeleri anlattığı belirtiliyor.
Yine hem hükümet çevrelerinden hem de BDP kanadından gelen bilgiler, müzakerelerin Öcalan üzerinden açıkça yeniden başlatıldığını gösteriyor.
“Devlet aklı devreye girmeli”
Varılan noktayı DTK Eşbaşkanı, Van Milletvekili Aysel Tuğluk ile konuştuk. Tuğluk son durumu şöyle özetledi:
“Gerçekten çok kritik bir eşikten dönüldü. Eğer, bir ölüm olsaydı çok farklı bir durum olacaktı. Ciddi bir kırılma yaşanacak, önüne geçilemez olaylar gelişecekti. Biz kaç gündür bunun korkusuyla yaşıyorduk.

Çok çaba harcadık.”
Tuğluk, hükümetten bazı isimlerden gelen yapıcı açıklamalar ve Adalet Bakanı’nın çabalarına karşın, süreçte yine de ciddi bir güven kırılmasının hakim olduğu görüşünde.
Tuğluk’a göre sürecin işaret ettiği en önemli adres ise İmralı:“Bu rol bir kez daha açığa çıktı. Bu kritik eşiği, son derece tarihi, önemli bir açıklamayla Öcalan sona erdirdi.
Bu açıdan devletin bir kez daha İmralı meselesini gözden geçirmesi gerekiyor. Bu tecrit ve iletişim meselesindeki sorunu tamamen ortadan kaldırması gerekiyor.”
Başbakan Erdoğan’ın artık İmralı’nın muhatap alınacağını ilan ettiğini hatırlatan Tuğluk, şu ifadeleri kullandı:
“‘Biz İmralı ile görüşeceğiz’ dediğinizde onun gereğinin yapılması gerekiyordu. Hükümet yeniden bir karar vermeli, izlenen bu entegre projeden vazgeçilmeli. Yani, ‘hem dağda hem ovada bitirelim’ stratejisindeki ısrar Başbakan’ın kendi iktidarını da zora sokacak. Bir an önce bir devlet aklı devreye girmeli. Öcalan’la görüşmelerin başlaması, Oslo görüşmelerinin başlaması; masada protokoller de var. Bunun üzerinden yeni bir süreci evriltebiliriz. Başbakan bu süreci barışa evriltirse sadece Türklerin değil Türkiye’nin Başbakan’ı ya da Cumhurbaşkanı olacaktır.”

Güçlükle ikna edildi
Tuğluk, sürecin yakın zamanda Öcalan’ın avukatlarıyla görüşebilmesinin yolunu açıp açmayacağı konusunda da şunları söyledi:
“Kendisi de Mehmet Öcalan’la görüşmesinde, ‘Avukatlarımın gelmesi gerekiyordu, neden gelmedi’ demiş. Avukat görüşmesi konusunda yoğun arayışlar yürütüldü. Daha fazla uzamamalı. Toplum, artık ‘bu sorun kiminle çözülebiliyorsa çözülsün’ diyor. Öcalan’ın güçlü olması bir avantajdır. Bunu çözüm için değerlendirmek gerekiyor. Kendisi de hazır. Zaten olgunlaşmış bir süreç var ortada. Üç yıldır müzakereler sonunda ortaya çıkmış bir çözüm de var. Bu çözüm karşılıklı olarak yeniden ele alınabilir, yeni bir takvim belirlenebilir.”

‘Çok etkili bir aktör’
Açlık grevinin sona ermesinin ‘tecridin kalkması ve müzakerelerin başlaması’ talebini ortadan kaldırmadığını söyleyen Tuğluk, “Gerçekten Öcalan’ın rolü çok tarihidir. Bunun görülmesi gerekiyor. Ne kadar etkili bir aktör olduğunu Türkiye’de de dünyada da bir kez daha gördü. Hiç kimse bu açlık grevini emin olun bıraktıramazdı” ifadelerini kullandı.
Hükümetin tek bir ölüm olması halinde bile neler olabileceğini görerek, sonuçlarını hesap ettiğini belirten Tuğluk, “Birbirimizi yeterince hırpaladık, acı çektirdik, artık karşılıklı ortak noktalarla bunu bitirmenin yolunu bulmalıyız” diyor.