Serpil Yılmaz

Serpil Yılmaz

syilmaz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Dünyanın 21 ülkesinde faaliyet gösteren, Başbakanlık’a bağlı Türkiye Yatırım Destek ve Kalkınma Ajansı (TYDKA), önceki akşam en olması gereken yerde, Türkiye’de yoktu!
Önceki gün Hilton Oteli’nde düzenlenen “Türkiye-Hindistan-Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) İş Forumu”na katılan ülkelerin bakan ya da başkan düzeyindeki konukları, karşılarında TYDKA yönetiminden muhatap bulamadılar.
Sanırım TYDKA’daki başkanlık görevinden ay sonunda ayrılacak olan Alparslan Korkmaz, bu köşede yayımlanan iddialara gazeteciler üzerinden yanıt vermekle meşgul olduğundan, toplantılara gidecek vakit bulamadı...
Hindistan, Azerbaycan, Ukrayna, Gürcistan, Kırgızistan ve Ermenistan’dan gelen konuk heyete verilen akşam yemeğinin sponsoru olan TYDKA, kendi davetine ev sahipliği yapma nezaketini bile esirgedi.
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu’na (DEİK) bağlı, Türk-Hint İş Konseyi Başkanı Jefi Kamhi ve DEİK Avrasya Topluluğu Başkanı Tuğrul Erkin konuklarla ilgilendiler.

İlk kez denenen bir model
Konuklar, yemek salonunun girişine kurulan karşılama masasının üzerindeki TYDKA’nın “Invest in Turkey” yayınlarını takdim eden kimse bulunmadığı için, bunları dekor sandılar; ellerini bile sürmediler.
Bu toplantı Türkiye için “model” ya da “deneme” diyeceğimiz bir özellik taşıyordu. DEİK ilk kez Türkiye üzerinden, üçüncü ülkelerle işbirliği geliştirme stratejisini uygulamaya sokuyordu.
BDT ülkelerinde piyasa lideri olan Türk markası Hobi Kozmetik’in, Hintli Dabur firması tarafından satın alınması modele gösterilen en iyi örneklerden biriydi. Böylece Hintliler BDT’ye bir Türk markası üzerinden açılıyorlardı.
Yemek sırasında Tuğrul Erkin bir konuşma yaptı. Ardından konuşma yapması beklenen Türk-Hindistan İş Konseyi Başkan Yardımcısı Erdal Alkış ise kürsüden “bertaraf” edildi.

Erdal Alkış’ı konuşturmadılar
Korkmaz’ın yerine henüz bir atama yapılmadı. Başkan adayları arasında adı geçenlerden biri de Alkış...
Kendisini ajans için biçilmiş kaftan olarak görüyor; etrafına bu konuda Başbakan Tayyip Erdoğan ile Dolmabahçe’de bir görüşme yaptığı bilgisini sızdırıyor.
Hindistan’dan Türkiye’ye 1.5 milyar dolarlık yatırım getirdiğini iddia ediyor.
Alkış, Hintli çelik üreticisi Arcelor Mittal’in Türkiye’de umduğunu bulamadığını söyleyerek, “2 milyar dolarlık yatırımını kaçırdılar” diye demeçler vermekten de çekinmiyor.
Hilton’daki yemekte yapacağı konuşmayı hazırlamasına rağmen, son anda kürsüye çıkması engellenen Alkış olayın perde arkasını anlatıyor.
23 Ağustos günü TYDKA Başkan Yardımcısı Hüseyin Aslan (yeni başkan adayları arasında adı geçiyor) Arcelor Mittal’in Hindistan’daki merkezine “Alkış, sizin temsilciniz mi?” diye sormuş. Hintliler de Alkış’a bu maili göstererek, “İlişkileri donduralım” demişler.
Aslan, kongrenin yapıldığı gün DEİK Genel Sekreterliği’ni arayıp, “Alkış sunum yapmasın” demiş. DEİK de kararı Alkış’a bırakmış.
Neticede Alkış’ın konuşamadığı metin, benim masamın üzerinde duruyor.
Alkış’a “Mittal’ın temsilcisi misiniz?” sorusunu bir de ben sordum; “Resmi bir temsilcilik olmaz, danışmanlarıydım. İsteyene Mittal’e kestiğim faturaları gösterebilirim” yanıtını aldım.
Alkış’ın Arcelor Mittal’in patronu Lakshmi Mittal ile Erdoğan’ı, “One munite” soslu Davos toplantısında bir araya getirdiğini bilmeyen yok. Buna rağmen neden temsilcilik meselesi ortaya çıkmış? Kokusu çıkar!

Sayıştay sorgusu tamamlanmadı
Korkmaz’ın “normal bir denetim” dediği, Sayıştay “sorgusu” ile ilgili bu köşede adı geçen Aksan Hukuk Bürosu’nun da söyleyecekleri var:
“Sayıştay sorgusunda büromuzun isminin zikredildiği tek husus, Ajans ile akdettiği hukuki danışmanlık sözleşmesinde, ajans tarafından damga vergisinin ödenmiş olması ile ilgili husustur. Büromuz ajanstan haksız menfaat sağlamamıştır.”
Bu ifadelerden de anlaşılacağı gibi Sayıştay denetçileri, ajansın hesaplarını sorguluyorlar...
Ayrıca şu soruyu da sormak gerekmez mi: 2009 mali yılına ilişkin süren rutin bir denetim nasıl oluyor da 6 aydır tamamlanamıyor?

Sayıştay’a sordum...
Sayıştay denetçileri, kamu kurumlarında yaptıkları rutin dış denetim sürecinde, “Mevzuata uygun olmayan, açıklama gerektiren ya da ilgili kurum yöneticilerinin görüşlerine ihtiyaç duyulan hususları tespit eder ve bunlara ilişkin kurum yönetiminden yazılı savunma ister.”
Benim de sözünü ettiğim süreç, tam da bu noktaya işaret ediyor.
Bundan sonrasını denetçi raporlarından okuyacağız...