ABD hızlı çıktı, sıra bizde

30 Ağustos 2018

ABD, Kanada ve Meksika arasındaki serbest ticaret anlaşmasının (NAFTA) değiştirilmesi çalışmaları diğer serbest ticaret anlaşmaları için de örnek olur mu? Mesela Avrupa Birliği ile Türkiye arasında 1995’te yürürlüğe giren Gümrük Birliği anlaşması da yenilenir mi?

ABD, Trump işbaşına geldiğinden bu yana ısrarla, Kanada ve Meksika ile imzaladığı NAFTA anlaşmasından artık zarar gördüğünü öne sürerek yenilenmesini istiyordu. Ve bu yönde hafta başında önemli bir adım atıldı. Meksika ile NAFTA serbest ticaret anlaşmasının değiştirilmesi için uzlaşmaya vardı. Kanada ile de benzer bir uzlaşmaya varması bekleniyor.

Bu adım diğer ticaret anlaşmaları için örnek olur mu? Mesela 1994 sonunda hayata geçen NAFTA serbest ticaret anlaşmasından bir yıl sonra yürürlüğe giren Türkiye-Avrupa Birliği Gümrük Birliği anlaşması da yenilenir mi?

Türkiye 1995’ten bu yana Avrupa Birliği ile bir “gümrük birliği” içinde. Bu sürede iki tarafın da ticaret hacmi defalarca katlandı. AB bu süre boyunca Türkiye’den aldığından 300 milyar dolar daha fazlasını sattı. Ama Türk sanayii de bu dönemde ciddi bir rekabet gücü kazandı. Fakat aradan geçen 20 yılda anlaşma zamanın gerisinde kaldı; ciddi bir yenilenme ihtiyacı

Yazının Devamı

BİZ TATİLDEYKEN NELER OLDU, NELER?

25 Ağustos 2018

Dokuz günlük bayram tatili bize, yani Türkiye’ye çok iyi geldi, çünkü piyasalar kapalıydı. Bayram öncesinde pazartesi gerçekleşen yarım günlük işlemleri saymazsak ne borsa, ne de tahvil piyasasında alışveriş olmadı. Halkımız bir hafta süreyle doları, euro’yu, kuru konuşmayı bıraktı. Ama dışarıda hayat tam gaz devam etti. Neler oldu neler...

ABD’DE TRUMP AZLEDİLSİN UMUDU DOĞDU, AMA...

Avukatının ifadesinden sonra dünya “Acaba ABD Başkanı Donald Trump görevden azledilir mi?” diye umutlandı. Hemen sevinmeyin çünkü böyle bir mutlu son zor görünüyor. ABD’de halkın oylarıyla seçilmiş bir başkanın hakkındaki suçlamalar nedeniyle mahkemeye verilmesi Adalet Bakanlığı’na bağlı. Bir anayasal engel olmamasına rağmen bakanlık bugüne kadar hiçbir seçilmiş başkan için herhangi bir dava sürecini başlatmamış. Bu defa farklı olur mu?

Analistler “Üç olasılık var” diyorlar.

1) Trump’ın görev süresi bitinceye kadar herhangi bir dava açılmaz.
2) Savcılar bir iddianame hazırlarlar ama sonrası görev süresinin bitimine kadar bu iddianame bekletilir.

Yazının Devamı

Ustanın ardından "GÜNGÖR URAS"

23 Ağustos 2018

Ustamız Güngör Uras’ı dün uğurladık. Ama bu sayfalarda yer almaya devam edecek. Dün sabah eski yazılarına bakıyordum, birçoğu hiç eskimemişti. Hepsinin ortak özelliği keyif verici bir üslupla yazılmış olmalarıydı. Üstad “Humour türü yazıları seviyorum” diyordu. “Humour yabancı bir kelimedir. Anlamı olayların gülünç yanlarını görme yeteneği, nüktedanlık, şakacılıktır.” Güngör Uras “humour” tarzı yazılarıyla bize ekonomiyi hem öğretti, hem de sevdirdi. Kendisini dar kalıplara, birkaç konuya sıkıştırmadı; serbest bıraktı kalemini. Baktığı her yerde, yaşadığı her anda okuyucuları için bir şeyler aradı.

Uras akademisyendir, profesörlük unvanı vardır. Devlet Planlama Teşkilatı’nın en etkili olduğu zamanda DPT uzmanıdır. İş dünyasının en etkili örgütlerinden birinin genel sekreterliğini yapmıştır. Özel sektörün dev kuruluşlarında yöneticilik görevi üstlenmiştir. Bunların hepsinin o güzel yazılara katkısı olmuştur ama onun asıl ustalığı bakış açısından ve soyutlama yeteneğinden gelir. Bir de tükenmek bilmeyen yazma hevesinden.

Beraber Anadolu’da en az 20 ile gittik. Çoğunda üç kişiydik. O, ben ve Mahfi Eğilmez. Her şehirde mutlaka üretimin yapıldığı bir tesise gitmek isterdi. Bazen büyük

Yazının Devamı

Teşekkürler Güngör Uras

21 Ağustos 2018

Aydın olmanın ne demek olduğunu öğrettiğin için...

Namus, dürüstlük, zerafet, nezaket ve tevazu kelimelerinin içini doldurduğun için...

Ayşe teyze ve Ali Rıza amcayı tanıştırdığın için...

Sıkıcı ekonomiyi zevkli hale getirip sevdirdiğin için...

Karmaşık olayları basitleştirip anlattığın için...

Ekonominin ve demokrasinin temel ilkelerinden uzaklaşıldığında yaptığın uyarılar için...

Atatürk ve cumhuriyet sevgisini yaşattığın için...

Saf bakir Anadolu çocuğu

Yazının Devamı

Kâhtalı Mıçı’dan kur dersleri

18 Ağustos 2018

Güngör Uras 2011’in ocak ayındaki bir köşe yazısında “Mıçı’nın başına gelen, Ayşe Hanım Teyzem’e ders olsun” demiş. Tipik bir Güngör Uras yazısıydı. Hem okuması keyifli, hem bilgi verici hem de öğretici. Piyasalarda birkaç haftadır yaşanan sert hareketler bana Mıçı’nın hikâyesini hatırlattı.

Türk halkı türkücü Mustafa Aslan’ı Kâhtalı Mıçı olarak tanır. Anadolu’da sevilen bir sanatçıdır. Fakat o dönemde biz Mıçı’yı “Siz gidin, biz gelo” ve “Bağrımda bir ateş yandı” gibi sevilen türkülerinden çok, aldığı kredi nedeniyle konuşmuştuk. Mıçı 2008 yılında 110.000 liralık ihtiyacını karşılamak için bankadan bireysel konut kredisi kullanmış. Krediyi kullandığında 100 Japon Yeni 1.06 liraymış. O kurla aylık 1.300 lira civarında kredi taksiti ile Mıçı’nın yen serüveni başlamış. Ama aradan 3 yıl geçip 100 yen 1.90 lira olunca aylık taksitler de 2.000 liranın üzerine çıkmış. Sonrası bilinen “zede” hikâyesi...

Dövizle borçlanmanın dayanılmaz cazibesi

2011’in ilk günlerinde CNBC-e muhabiri Melis Kobal, Mıçı ile güzel bir söyleşi yapmıştı. Mıçı diyordu ki:

“Japon’dan anlamam. Japon Yeni’ni de hiç görmedim.” O dönemde bu hatayı yapan tek kişi Kâhtalı Mıçı değildi. Binlerce kişi hayatlarında hiç

Yazının Devamı

İŞ DÜNYASINDAN BİR "GARİP" ÇAĞRI

16 Ağustos 2018

İş adamları hiç faiz artsın, kamu harcamaları kısılsın isterler mi? Genelde istemezler, çünkü işlerine gelmez. Ama istediler. İş dünyasının iki önemli örgütü TOBB ve TÜSİAD ekonominin önemli bir bölümünü temsil ediyor. İki örgütten bu hafta ortak bir açıklama geldi. Medyada 5 maddelik reçete olarak adlandırılan bu açıklamada, altına birçok iktisatçının hemen imza atacağı beş çağrı yapıldı. Özetle denildi ki:

1) Kurun istikrara kavuşması için daha sıkı bir para politikasına geçilsin. Oysa sıkı para politikası faizlerin daha da artması demek. Daha yüksek faiz ise halihazırda ciddi bir finansman yükü altında olan TOBB ve TÜSİAD üyeleri için daha da yüksek finansman maliyeti demek.

2) Sıkı para politikasını destekleyecek tasarruf tedbirlerini içeren maliye politikası en kısa sürede açıklansın. Bu daha sıkı maliye politikası ve kamu harcamalarının kısılması demektir. Aynı “daha sıkı para politikası”nda olduğu gibi böyle bir adımın atılması durumunda da iki örgütün üyeleri acı çekeceklerdir. Çünkü kamu harcamalarının kısılması kamunun özel sektörden yaptığı mal ve hizmet alımlarını da kapsıyor.

3) Enflasyonun kalıcı düşüşü için güven verici somut bir yol haritası bir an önce hazırlansın.

Yazının Devamı

555’ten 349’a Türk ekonomisi

11 Ağustos 2018

Bir zamanlar 5-5-5’i konuşuyorduk; yani yüzde 5 büyüme, yüzde 5 cari açık ve yüzde 5 enflasyon. Türkiye ekonomisi için sürdürülebilir ideal dengenin 555 olduğu görüşü savunuluyordu. Şimdi ise durum çok farklı. Maliye ve Hazine Bakanlığı’ndan yapılan açıklamalara göre, Türkiye ekonomisinin gelecek yıl yüzde 3-4 arasında bir yerde büyümesi hedefleniyor.

Türkiye için düşük sayılabilecek bu büyüme ile enflasyonun şimdiki yüzde 16’lardan tek haneli rakama inmesi ve şu anda GSYH’ye oranla yüzde 5’in üzerinde seyreden cari işlemler açığının ise yüzde 4’e gerilemesi öngörülüyor. Her ne kadar 349 tablosu 555 tartışmalarının yapıldığı döneme göre daha kötü bir tablo olsa da mevcut koşullarda en makul olanıdır. Sorun, böyle bir tabloya nasıl ulaşılacağıdır.

Parada istikrar lazım

Yapılan açıklamalarda güçlü bir politika bileşimi ve tedbir setine ihtiyaç olduğu vurgulanıyor. Finans sektörünün güçlü yapısının korunması gerektiğinin altı çiziliyor. Para politikasının bağımsızlığının sağlanmasına ve işin maliye ayağının ne kadar önemli olduğuna da vurgu var. Mesela bütçe açığının GSYH’nin yüzde 1.5’i dolayında sınırlanacağı, tasarruf yapılacağı, altyapı yatırımlarında dış finansman ve yabancı

Yazının Devamı

Önce TL’ye istikrar

9 Ağustos 2018

TL’nin aşırı değer kaybının ekonomi üzerindeki yıkıcı etkisi konusunda artık yeterince ikna olduk. Enflasyona olan etkisini çok kısa sürede yaşadık. Aşırı döviz borcu olan firmaları nasıl sıkıştırdığını da görüyoruz. TL’de ve fiyatlarda istikrarı sağlamadan ekonomide istikrarın sağlanmasının ne kadar zor olduğu da az çok anlaşıldı. Eğer ısrar edilirse mevcut piyasa krizinin bir ekonomik krize dönüşme riski göz ardı edilmemeli. O halde TL’deki sert düşüşün önüne geçmek için ne yapılmalı?

Yabancı fon sahipleri

Liradaki değer kaybı yeni başlamadı. 5 yıllık geçmişi var. Sürpriz olan son değer kaybı ABD’nin yaptırımlarıyla başladı ve bu mesele çözülmeden rahatlama yok. Kapı arkalarında iki taraf arasında görüşmeler sürüyor. Eğer bu görüşmelerden yakın vadede bir sonuç bekleniyorsa o zaman Merkez Bankası’nın ve hükümetin soğukkanlı yaklaşımını bir ölçüde anlamak mümkün. Eğer bu tip beklenti yok ve çözüm uzaktaysa vakit kaybetmeden başka önlemler almak gerekmez mi?

Bu noktada en büyük görev yine Merkez Bankası’na düşüyor. Bu hafta attığı sürpriz zorunlu karşılık adımı, Merkez Bankası’nın faizleri artırmasa bile aslında durumdan kaygılı olduğunu gösterdi. Zorunlu karşılık hamlesi ile 2.2

Yazının Devamı