Dizilerde şiir modası devam ediyor. ‘Adanalı’ dizisinin 59’uncu bölümünde; Oktay Kaynarca Nazım Hikmet’in ‘Yaşamaya Dair’ şiirini okudu. Adanalı, Nazlı’yı yakalayıp istemediği biriyle evlendirmek isteyen ağabeyinin isminin Nazım olduğunu öğreniyor.
Bunun üzerine Nazım Hikmet’i çok sevdiğini dile getirip şairin ‘Yaşamaya Dair’ adlı şiirinden alıntı yapıyor. Kaynarca, tiyatrocu adam. Ses tonu, diksiyonu güzel. Etkili olmuştur. Nazım Hikmet’in hiç aklına gelir miydi. Günün birinde çok izlenen bir dizide şiirlerinin okunacağını, o kitaplarının yakıldığı yılların ardından!
REHBERİM
KÜLTÜR BAŞKENTİ’NDEN SON HABERLER
İstanbul 2010 Kültür Başkenti. Haberimiz var mı neler oluyor? Şu kültür başkentinin içinde yaşayan bizler ne kadar tanıyoruz kentimizi. Candaş Tolga Işık ‘Bunu Konuşalım’da Kültür Bakanı’mız ve de tabii ki Turizm Bakanı’mız da oluyorlar kendileri, Ertuğrul Günay’ı konuk alıyor. Böyle de garip bakanlıktır aslında. Ulaştırma Bakanlığı gibi. Hem yola bakar hem iletişime. Bu da hem kültüre hem turizme. Ve de onun için de bir numara olmaz. Kolay mı bir bakanın hem kültür hem de turizmden sorumlu olması. Fransa’da bir Kültür Bakanı vardı Jack Lang. Adam turizme hiç uğraşmadı! (TV 8/23.15)
ÖNEMLİ BİR FİLM ‘Armut Ağacı’
CNBC-E ‘Dünya Sinemaları’ kuşağında daha önce yani 2005 yılında TRT 2’de yayınlanan önemli bir filmi tekrar ekrana getiriyor. (22.00) Atilla Dorsay şöyle yazmış bu filmle ilgili:
“Bu akşam sizlere 1998 yapımı bir İtalyan filmi sunuyoruz. ‘Armut Ağacı’, son yılların başarılı kadın yönetmeni Francesca Archibugi’nin imzasını taşıyor. Yönetmen bizlere bir erkekten ayrılıp diğeriyle yaşayan, iki küçük çocuk sahibi, ama başta uyuşturucu çeşitli sorunları olan bir annenin yuvasını ayakta tutmak için verdiği savaşımı anlatıyor. Çocuklarla büyüklerin ilişkileri üzerine son derece duyarlı ve dokunaklı bir film bu.”
AKLIMA TAKILANLAR
BAZEN HAREKETLER ÇOK GÜZEL OLUYOR
Biliyorum kızıyorlar. “Biz burada burnumuzdan soluyarak her hafta onlarca skeç yazıyor, oynuyoruz biri kalemi eline alıyor bir cümlede asıp kesiyor” diyorlar. Ama gerçekten izliyorum. Bu hafta bir karma program vardı. ‘Hıyarlı Baba’ ve ‘Havuçlu Anne’ parodisi. “Sen gece frikik attın, gol oldu” gibi espriler! Yani artık bunları geçmek lazım. Yaratılan bu iki tip tip olarak gerçekten ‘kült’ denebilecek durumda. Ama işte konuşmalar başlayınca “Golü attın, bilmiyon mu” gibi...
Aynı bölümde bir de genç bir kızın kapı komşusuna, çok yakın kız arkadaşının sevgilisinin üç kızla gelmesi ve yakalanması olayı vardı. Geri dönüşleri ve akışı ile mesela gayet hoş bir skeçti.
Kısa yoldan ve geniş kitleye ‘orta karar anlayacakları esprileri yapmak’; bunu anlıyorum. Hani bildik laflar, işte bildik şarkıları okuyup ‘şak şak alkışlatmak’ filan. Sonuçta kadro genç ve dinamik. Yakalanan ve beğenilen karakterler var. Popüler oldular. Ama işte “Kaleme gol attın” modundan da sıyrılıp golü daha güzel atmak lazım!
