Sina Koloğlu

Sina Koloğlu

s.kologlu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Şimdiden 2013 yılına damgasını vuran bir ‘Teke Tek’ izledik Habertürk’te. ‘Tek Tek’, 1995 yılından bu yana devam eden nadir televizyon programlarından biri. 18 yıllık yayın hayatının unutulmaz programlarının başında yer alacak bir buluşmaydı Altaylı’yla Levent Kırca’nınki.
Bir sohbet programında ‘acil durum’ konuklarla nasıl konuşulması gerektiği, nasıl tutum sergilenmesi gerektiği konusunda bir dersti. Köşe yazarı ağabey ve ablalar çok yazacaktır bunu. Biz başka bir açıdan bakalım; gelen konuk Levent Kırca olunca canlı yayın ‘Teke Tek’ de anlaşılan bir ‘RTÜK ceza tedbiri’ alınmış. ‘Teke Tek’ programında ‘yayın geciktime’ metodu uygulanmıştır. Programın başında Levent Kırca; “49 yıldır hem aktif olmak, gündemde olmak, her zaman makbul olmak...” dedikten sonra “Ne demek yani ve yani 49 yıldır hem aktif olmak” diye tekrar cümlenin başına döndü.

“Ben box office’in...”
Sanırım saat 24.00’e gelirken yani programın son bölümünde yer alan bir söz de ‘yayın geciktirme’yle bertaraf edildi! Kırca’dan “Yani ben bugün kariyerini box office’in ... etmiş bir sanatçı değilim” sözleri duyuldu. Teknik olarak tedbiri almak, demek ki mümkün oluyor!

Haberin Devamı

TUBA BÜYÜKÜSTÜN SAÇLARI REKLAMDA KULLANILSIN

Ben atlamıştım, ATV’nin Antalyaspor - Trabzonspor Ziraat Kupası maçında yaptığı ‘esprili ürün yerleştirme’ olayını. Tribünlere seyirci ayağına reklamı yapılan cipsi yiyen gençleri ekrana getirmişti. ‘20 Dakika’nın son bölümünü izlerken şöyle bir öneride bulundu arkadaşlar: “Tuba’nın saçlarına ürün yerleştirme olsun.”
Tuba Büyüküstün cezaevinde günden güne güzelleşiyor. Saçları tam şampuan reklamı kıvamında. ATV’nin ‘maçta uyguladığı’ ürün yerleştirme durumu neden Tuba Büyüküstün’ün saçları için olmasın?

FRANSIZLAR HEYECANLI, ALMANLAR SOĞUK, YA BİZ?

Hikaye aslında Fransızlar’la Almanlar arasında geçiyor. Üçüncü şıkkı ben ekledim! Arte kanalının deneyimli televizyon habercisi Alman Andreas Fies (17 yıldır bu kanalda) Fransız meslektaşlarıyla kendilerini karşılaştırmış.
Fies’a göre, Fransız TV gazetecileri, bir haberin hikayesini görüntüyle birlikte anlatmayı tercih ediyor. Alman TV gazetecileriyse, görüntüyü haber metninin sadece bir unsuru olarak görüyor ve üzerinde hiç konuşmuyor. Bunu da “Aman tarafsız olayım, hiç bulaşmayayım” diyerek yapıyor.
Fransız gazeteciler TV’de görüntüler üzerine bol bol yorumlarını katarken Almanlar tam tersine, yorum yapmamak için kendilerini kasıyormuş.

Haberin Devamı

Bizim televizyon habercileri nasıl?
Bizde çok izlenen haber bültenlerinin muhabir çerçevesine baktığımızda şöyle özellikler kendini gösterir:
* Haberin daha çok izlenebilmesini sağlayacak görüntü için, senaryonun olay yerinde yeniden hazırlanması.
* Olayın geçtiği mekân ve çevresinde görütüye renk katacak ‘aktörlerin’ seçilmesi.
* Anlatımda heyecan dozunun her daim yüksek tutulması.
* Görüntü ve yorumun yetmeyip bir de üzerine, müziğin adrenalin artırıcı özelliğinin katılması.
* Görüntü üzerine yorumda Mehmet Ali Birand’ın tarzı ve cümleleriyle Fransız meslektaşlarını da geçtiği bizim televizyon dünyasının gözardı edilemeyecek bir gerçeği!

Haberin Devamı

İŞTE ALTAYLI - KIRCA KAVGASI