Sina Koloğlu

Sina Koloğlu

s.kologlu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Mehmet Ali Birand ile Erhan Karadağ’ın aslında muhteşem bir ikili olduklarını geçtiğimiz hafta Kanal D Ana Haber Bülteni’nde keşfettim. Bunu bir seri haline dönüştürebilirler. Bir nevi ‘hoca- çekirge’ muhabbeti. Gazeteciler MİT’e davet edilmişti. Birand’la Karadağ da oradaydı. İzlenimlerini de ‘Ana Haber Bülteni’ne taşıdılar. Muhabbetlerinin arasına ev ahalisiyle girdik izlerken sanki. Şöyle bir tablo ortaya çıktı: (Tüm diyaloglar sığmadığı için atlaya atlaya gidiyorum.)

“MİT meğer hepimizi biliyormuş!”
MEHMET ALİ BİRAND: Fakat çok güzeldi yani di mi, kapıdan girildiği zaman önünüze bir eskort arabası veriliyor.
ERHAN KARADAĞ: Mehmet Ali Birand (hocası yani) hangi arabayla gelecek, şoförü kim, plakası ne, ne renk arabayla gelecek Erhan Karadağ (kendisi çekirge oluyor) hepsini biliyorlar. (Ben: Kardeşim orası adı üstünde Milli İstihbarat Teşkilatı... Ev ahalisi: Ya tamam, adam anlatıyor işte...)
KARADAĞ: Herkes güleryüzlü, erkekler kadınlar siyah takım elbiseli. MİT görevlisi bizi, “İyi günler, günaydın” diye karşıladı. Aslında bir çay partisine gitmiş olduk. (Ev ahalisi: Yok bi de surat asacaklardı, ne biçim yorum bu yaa...)
BİRAND: Ama şeyin üstüne çok gidildi. Uludere, Uludere.
KARADAĞ: Bu konuda hiç konuşmadı. “Konuşmayacağım” dedi. Asla konuşmadı.
BİRAND: Kedinin önüne ciğer koymak gibi ...

Haberin Devamı

“Çay verdiler görüntü vermediler”
KARADAĞ: Görüntü vermediler. Mesela çay verdiler, simit verdiler, börek verdiler (Ev ahalisi: Yahu adam ajan, adı üstünde. Hatta hatıra fotoğrafı çekseydiniz bari...)
BİRAND: Ben de sordum ama anlamadım.
KARADAĞ: MİT’in eski alışkanlığı. Üst düzey ajanlar (odada bulunanlar) onların görüntülerini vermemek için o görüntüleri vermediler.

“Bizim MİT artık Matrix gibi”
BİRAND: Eskiden MİT dediğin zaman ne anlaşılırdı? Hani trençkot, hafif burası yağlanmış, kişi hakkında bu komünisttir bilmem ne diye rapor yazan (Ben: Abi o Mayk Hammer, karıştırdın...)
KARADAĞ: Kendilerini James Bond filmlerinden sıyırmış, Matrix’le anlatıyorlar. (Ben: Ya bu Matrix teşkilat mı? Ev Ahalisi: Anlatıyor işte teşkilat diye.)

Haberin Devamı

“Biz de ajanmatik görüntüler kullanıyoruz”
KARADAĞ: Biz haberlerde ajanmatik görüntüler kullanıyoruz. Onlar da kendilerini anlatırken bu tip görüntüler kullanıyorlar. (O sırada MİT’in basına verdiği tanıtım kasedinden görüntüler ekrana geliyor) İşte kum saati, bakın şimdi iki ajan değişecek gazeteleri (Ben: Bu mu Matrix, en eski numaradır bu ajanlar arasında). Aslında haberleri değişiyorlar. (Ben: Uhaahaaaa)

“MİT’çiden arkadaş olur mu?”
BİRAND: Eskiden biliyor musun, bir MİT elemanıyla arkadaşlık etmek pek hoş bir şey değildi.
KARADAĞ: Sizin şimdi orada bir kimlik kartınız var. Biz gittiğimizde fotoğraf falan vermedik internetten indirmişler fotoğrafı (Ben: Abi bu Erhan Karadağ acayip yaaa, yok bi de yanında vesikalık getir diyeceklerdi). Birer kimlik kartı oluşturmuşlar. Yani müthiş bir hazırlık içindeydiler.

REHBERiM

IRAK ÜZERİNE KURGULAMA!
Bu akşam Star’da gösterilecek ‘Yalanlar Üstüne’ her açıdan ilginç bir film. Uyarlandığı ‘Body Of Lies’ romanının yazarı David R. Ignatius. ‘One Minute’ olayının yaşandığı Davos’taki oturumun moderatörü. Epey tepki aldı o oturumdaki davranışlarından. Uğur Dündar kendisi için ‘madaratör’ demişti. Kendisi filmin ülkemizdeki gösterimi öncesi gelmiş ve basın toplantısı yapmıştı. Sinema yazarlarına baktığımızda şöyle bir durum ortaya çıkıyor;
“Özellikle dışarıda yapılan ukala eleştirilere kulaklarınızı tıkayın. Ridley Scott’ın filmi sizi bir kez avucununun içine alıyor ve sonuna dek bırakmıyor” (Atilla Dorsay)
“Hollywood her yeni filmde Ortadoğu’yu daha yakından tanıdığını gösterme derdinde. (...) Film ne yazık ki kağıt üzerindeki hedefi tutturmaktan çok uzak. Ama galiba kağıt üzerindeki hedef de yani filme kaynaklık eden roman da bu uzaklığı artırıcı bir unsur (Uğur Vardan / Radikal).
“Ridley Scott sinemasına özgü, her aşaması incelikle örülmüş bir entrika yumağının bütün cezbedici unsurlarını büynesinde fazlasıyla barındıran film, soluk kesici bir serüven görselliği ve izleyici tarafından finale kadar merak edilen bir olay örgüsü’nü sunduğunu söylüyor.” (Ali Güven / Yeni Şafak)