Sina Koloğlu

Sina Koloğlu

s.kologlu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Evet bu ve daha fazlası ‘Ve Gol’ programında vardı. “Hehe bak oltaya gelmiş. Biz dedik ‘Rasim Ozan yanında Ahmet Çakar izlenir, bu adamlar da yazar, malzeme var’ diye” dediklerini duyar gibiyim. Bir futbol programının sınırlarını nasıl aştığını görmek açısından önemli bir akşamdı. Bu programdan çok malzeme çıkar, bu doğru. Zaten Beyaz TV’nin bütün olayı ‘sert programcılık’ (Ne demekse!) yapmak. Kavga yani... Millet de buna çeşni. Neyse, TV8’deki o halim selim halinden eser olmayan Göktuğ Sevinçli’nin yönettiği (Daha doğrusu Rasim Ozan’ın sesinden arta kalan zamanda trafik polisliği yaptığı) ‘Ve Gol’ bu sefer başka goller atıyor.
Rasim Ozan, futboldan çok ‘Türkiye’nin gizli tarihi’ üzerine konuşunca Samet Aybaba ve Selçuk Yula, ister istemez papaz oluyor. “Ya bu anlattıklarının futbolla ne ilgisi var?” durumu... Şike olayı sürecek, bu nedenle Rasim Ozan bağıracak. Ahmet Çakar tabii daha kıdemli ve siyaseti yalayıp yutmuş olduğu için “Rasim ben anlamıyorum da soruyorum” havalarında. Şöyle ki; “Münevver olayı vardı. Gerçi o apolitikti” diye bir giriş yapıp Aziz Başkan’ın Ergenekon olayının içine sokulup sokulmadığını sordu. Bu arada yıkama yağlama bölümünü de es geçmedi; “Sen ve senin gibi gazeteciler” diye girdi. Yani bu Ergenekon durumunu çözen kamuoyuyla paylaşan gazeteciler! Rasim Ozan tabii ki hoşlandı hatta olayı net koydu; “Birkaç kişi.” Kim olabilir? Rasim Ozan, Mehmet Baransu ve şimdi o milletvekili Şamil Tayyar (ki Samet Aybaba onun adını söylemek istediğini bizzat belirtti!). Alt yazıda Ergenekon’la şike bağlantısı birleştirilince bizzat Rasim Ozan Kütahyalı “Kaldırın o yazıyı” komutunu verdi. Yazı kalktı. “Temiz kramponlar” yazıldı. Bütün gözaltındakilerin masum olduğunu söyledi. “Sedat Peker de masumdur” deyince Selçuk Yula programın başından beri “Yahu bu anlatılanların futbolla ne ilgisi var?” fikrinden kurtulamadığı için tepki gösterdi.

Haberin Devamı

Kütahyalı duruma hakim
‘Ve Gol’de durum şimdilik şöyle; Rasim Ozan Kütahyalı yüksek tondan hakimiyetini kurmuş durumda. Selçuk Yula’yla Samet Aybaba bu yeni duruma ya alışacaklar, ya alışacaklar. Ahmet Çakar “Ben kral olarak geldim ama bu çocuk benim tahtıma oynuyor” kuşkusuyla şimdilik arada yoklama çekiyor. Seneye burada olurlar mı? Hiç zannetmem.

Haberin Devamı

FİLM 2 SAAT, DİZİ 3 SAAT!
Pazar akşamı Show TV’de ‘Bebek Firarda’ filmi 21.30 gibi başladı, 23.30’da bitti. Star’da ‘Sihirli Annem’ vardı. Saat 20.00’de başladı. Bitiş saati 23.00’tü. Özeti ve yeni bölümüyle ‘film gibi dizi’ gerçeği bir kere daha ispatlanmış oldu.

BEŞAR ESAD MI, BAŞBAKAN MI?
Beşar Esad ülkesindeki karışıklıklardan sonra ilk defa uzun bir söyleşi verdi televizyonda. Aynı zaman dilimi içinde Başbakan Erdoğan partinin iftar yemeğinde konuşuyordu. CNN International Esad’ı veriyordu. Bizim haber kanallarında ben bir tek Habertürk’ü gördüm. NTV ‘İnsanlık’ belgeselini yayınlıyordu, alt yazıda Esad’ın Türkiye’yle ilgili sözlerini veriyordu. 24, TGRT, Samanyolu Haber, TRT Haber, CNN Türk alt yazıyla geçtiler. A Haber Milan-Juventus maçına geçmişti. Başbakan olağan konuşmalarından birini yapıyordu. Ama Esad ilk defa konuşuyordu. Dünyanın gözünün üstünde olduğu bir ülkenin başkanı canlı yayında ve sizinle ilgili konuşuyor. Acaba hangisi habercilik açısından daha önemli?

OKURDAN

Haberin Devamı

HALUK BİLGİNER GERİM GERİM GERİYOR!

‘İstanbul’un Altınları’yla ilgili Hakan Önelge isimli okurum hoş bir ayrıntıyı yakalamış. Özetle dediği: Yahu bu kadar gerilimli sitcom olur mu?
Önelge, “Kadrosunda tiyatro kökenli birçok kaliteli oyuncuyu buluşturan diziyi izliyorum. Ancak senaryo gereği oldukça gergin kişilikleri canlandıran Haluk Bilginer ve Demet Akbağ’ın gerek mimikleri ve gerek yüksek tonları, diziyi bir sitcom’dan ziyade gerilim atmosferine sokuyor” diyen okurum bir süre sonra bu gerilimin etkisiyle izleyicinin gülme refleksinin yerine kaskatı bir yüz ifadesini aldığını vurguluyor. “Sitcom’da görmeye alışmadığımız bir gerginliğin hakim olduğu dizinin gelecek bölümlerinde umarım karakterleri biraz daha yumuşatırlar” diyor.
Ahh ahh, biz söyledik ama dinleyen kim! Bu genelde bizim ‘komedilerin’ son hali. ‘Geniş Aile’de de var, ‘Yahşi Cazibe’de de... Bir telaş, bir telaş. Umarım bu eleştiriye kulak kabartır yapım ekibi.