Sina Koloğlu

Sina Koloğlu

s.kologlu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Mobbing kelimesini bize öğreten olayın yeni cephesi: Orhan Alkaya, nam-ı diğer kaptan, kendisine iş ortamında şiddet uyguladığını ve taciz ettiğini (yani mobbing!) öne süren ve bunu Bloomberg kanalında çıkıp anlatan oyuncu Hülya Karakaş aleyhine davayı önümüzdeki hafta açıyor. Avukat Ergin Cinmen olacak. Orhan Alkaya şu ana kadar basına bir açıklamada bulunmadığını söyledi. Kendisi adına yapılan açıklamanınsa ‘hoş’ olduğunun altını çizdi bu arada. Enteresan suçlamalar var. Orhan Alkaya‘nın söyledikleri var. Ben dava aşamasına gelindiği için burada yazmıyorum. Ama gerçekten ‘ilginç ve psikolojik durumu olan’ bir dava bizi bekliyor diyebilirim.

ŞİDDET İÇEREN ÇİZGİLERİ GÖSTEREN KANALLAR

Bu uyarı beş yaşında bir çocuğu olan okurumdan geldi. Ebeveynler, mecburen çocuk kanallarının da izleyicisi oluyor, çocukları kontrol için. O kadar çok çocuk kanalı var ki... Ve ‘şiddet içeren çizgi’ler konusunda pek de öyle ince eleyip sık dokudukları söylenemez. İsim vereceğim burada. Karşı olan ve “Hayır” diyen olursa açıklamalara yer veririm. Bu konuda şikayeti olanları da köşeme taşırım. Söz konusu okurun takibi sonucu iki kanal göze batıyor. İlki Atv’nin yeni çocuk kanalı Minika. Okurum, “Şiddet içeren çizgi filmleri var, bu kanalın dikkati çekilmeli. Minika’yı silince kıyamet koptu” diyor. Evlerinde izlenmesi yasak olan bir başka çocuk kanalı da ‘Cartoon Network’. Bir öneri de çocuk kanallarının yayınlarını erken bitmesi yönünde. TRT Çocuk ve Yumurcak yayınları saat 9-10 gibi bitiriyormuş. Çünkü yayın devam edince çocukların akılları orada kalıyor anlaşılan. “İzlettirmeyin, bu kadar basit” demek benim de aklımdan geçti. Ve bir soru daha geldi: Çocuk kanalının normal yayına devam etmesinin nedeni nedir? Gündüz izleme şansı bulamayan küçüklerin gece oturup izlemeleri mi yoksa?

EVLENDİRME YARIŞMALARININ OTELLERİ

Yarışmacılar kendi aralarındaki dedikoduları anlatınca ortaya çıkıyor. Malum yarışmaya geldiklerinde otelde kalıyorlar. Anlaşılan, süre uzayınca geyikler dönmeye başlıyor. Konu evlenme olunca ucu ‘sadece duygusal’ durumlara doğru gitmiyor. Biri birine kur yapıyor. Öteki kıskanıyor. Cepten mesaj çekiyor “Seni bekliyorum” diye. Ama aslında sabah kahvaltıda kendisine evlenme teklif eden diğer yarışmacıyla işi pişirmiş. Bir diğeri, göz koyduğu kadının öteki yarışmacıyla sarmaş dolaş oturmasını kıskanıyor. Hatta kıskançlık o safhaya geliyor ki çaktırmadan otele gelip kendi parasını vererek kalıyor durumu izlemek için. Bir de “Burada anlatılmaz” dedikleri var! Yarışmadan daha enteresan sanki bu oteller.

REHBERiM

NOTALARDAN ŞiZOFRENİYE YOLCULUK

Gecenin en iyilerinden ‘The Soloist’, SinemaTV’de. Juilliard’daki ikinci yılında şizofreniye yakalanan müzik dahisi Nathaniel Ayers, hastalığının ilerlemesi üzerine evsiz barksız kalarak Los Angeles sokaklarına düşer. Hayatını keman ve çello çalarak sürdürmeye çalışan Ayers’ın, yaşantısı giderek değişmeye başlar. Film, Robert Downey Jr.‘ın canlandırdığı Steve Lopez karakterinin gerçek hayattaki kitabından uyarlanmış. ‘Aşk ve Gurur’, ‘Kefaret’ adlı filmleri 11 dalda Oscar, dokuz dalda da Altın Küre ödülüne aday gösterilen yönetmen Joe Wright bu kez şizofreniye yakalanan bir dahinin evsizler arasına katılmasının gerçek öyküsünü beyazperdeye yansıtıyor.(21.00) Not: Bilgiler beyazperde.com’dan alınmıştır.

Haberin Devamı

BÜYÜMEKTEN KORKANLARA!

CNBC_E’de ‘Tutku Yolculuğu’ oynuyor. Marie iki çocuklu dul bir kadındır. Marthy ise New York’ta yaşayan bir iş kadınıdır. Marie her gece yatağına girip uykuya daldığında Marthy’i görmektedir. Birbirinden iki farklı yaşama sahip olan bu iki kadın, birbirlerini rüyalarında görmekte ve diğerini kendi yarattığı bir karakter sanmaktadır. Bir yorum hoşuma gitti; “Büyümekten korkanlar için güzel bir film...” Demie Moore duraklama dönemi filmlerinden biri olduğu da CNBC-E’nin notları arasında. (23.00)