Sina Koloğlu

Sina Koloğlu

s.kologlu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

LİG TV PLAY OFF’TAN MEMNUN

Play off’un adı değişti ‘Süper Final’ oldu. Bu, seneye de aynı sistem devam edeceğinin sinyali olarak algılanabilir. Lig TV’den aldığım izlenim, play off sisteminin yeni açılımlarla devam edeceği. “En çekişmeli yıl oldu” yorumunu yapıyorlar. Sadece ilk dörde kalan takımların değil, ‘Süper Final Avrupa Ligi’ adıyla bir nevi gaza getirilmiş diğer 5-8 takımlı grubun da iddialı maçlar oynayacağı görüşünde Lig TV.
Birinci bitiren takım, ‘Süper Final Şampiyonluk Grubu’ dördüncüsüyle UEFA Avrupa Ligi’nde ‘iki ön eleme oynama’ hakkını kazanacak olmasının, maçların heyecanlı geçmesini sağlayacağı görüşündeler.

Haberin Devamı

Seneye bir de play out
Seneye bir de küme düşmenin belirleneceği ‘play out’ maçlarından söz ediliyor. Yani lig, yine mayıs ayında seneye şampiyonun yanı sıra küme düşecek takımın da belirleneceği bir maratona daha sahne olacak.
Lig TV yetkilileri şöyle bir örnek veriyor, “Geçen pazar gündüz oynanan maçları aynı anda verdik. Olağanüstü bir trafik oldu. Geçmiş yıllara baktığımızda izleyicinin bu yıl maçlara ilgisi çok daha fazla...”

Yılan hikayesi dedikleri bu olsa gerek. Özel televizyon kanalları halihazırda yayınlarını ‘resmi belgeleri’ olmadan yapıyor. Çünkü frekans ihalesi bugüne kadar sonuçlanmadı. 20 Nisan 1994’ten beri didinip duruyoruz.
RTÜK Yasası çıktıktan bir yıl sonra frekans tahsisinin yapılması öngörülüyordu. 1997’de ilk hamle yapıldı. Ama Başbakanlık’tan gelen bir yazıyla durduruldu. 2000’li yıllarda tekrar ihale süreci başlatıldı. 3 Mart 2001’de 6112 sayılı yasa çıktı. Kuruluşlardan yıllık kullanım bedeli alınmaya başlandı. Bu kez Danıştay ihaleyi durdurdu. 2005’te yasa değişikliği oldu. RTÜK üyelerini TBMM seçmeye başladı.
Yeni RTÜK Yasası’yla birlikte bir nevi kulp bulundu mevcut duruma: ‘Geçici kullanım bedeli’. Bu konuda çıkarılan yönetmelik mahkeme kararıyla iptal oldu.

Frekans ihalesinde son durum; bir yıl kaldı
Üst Kurul’un en geç iki yıl içinde karar vermesi gerekiyordu yeni yasaya göre. Bunun bir yılı bitti. İhale düzenleyebilmek için gereken frekans planlaması bir kere daha yapıldı. O günden bugüne bir de teknolojik şartlar değişti.
Şimdi sayısal yayıncılığın şartları geçerli. Yayın olarak kodlama formatı ve karasal sayısal yayıncılık standardı belirlendi nihayet. Sırada önce sıralama ihalesi var. Yani yeni teknolojiye uyum sağlayacak ve yayın frekansı alma hakkını kazanacak kanallar belirlenecek. Ondan sonra da işin teknolojik kısmna geçilecek.
Ama sorun hem yayıncıların hem izleyicilerin bu yeni sisteme ayak uydurabilmesi. Yani analog yayından sayısala ülke olarak geçmek gerekecek. Paralel yayın süreci bu işe yarayacak ve iki yıl sürecek. Sıralama ihalesi yapıldıktan sonraki süreç.
Yani 1994’te başlayan frekans ihalesi, umarım 2016’da çözümlenmiş olacak!

Haberin Devamı

REHBERiM

POPÜLER BİLİM ADAMI OLMAK

Gölcük depremiyle, iplemediğimiz ‘bilimadamları’ birden gözde oldu. Tehlikeyi önemsedik, “Hocam ne olacak şimdi?” diye peşlerinde koştuk. Hatta ‘yılın en seksi erkeği’ bile ilan ettik (Işıkara Hocamız mesela).
Bu akşam işte son zamanların popüler bilimadamlarından Prof. Dr. Orhan Şen, ‘Tıkırtı Gazetesi’ nde. Şöyle tanıtılmış kendileri: “Sert geçen kışta isabetli gün ve saat tahminleriyle dikkat çeken...”
Onlar hep oradaydılar ve çalışıyorlardı. Biz yeni keşfediyoruz. Meteoroloji tahminlerinden, internetin sağladıklarından ve tabii ki sosyal medyadan konuşulacak. (24 / 22.10)

Haberin Devamı

OKYANUS ÖTESİNDE DİN HALLERİ

CNN Türk’ten Nevşin Mengü ABD’ye gitti, seçim öncesi durumu izledi. ‘Beyaz Saray Yolunda Dinler Savaşı’ adlı bir haber dizisi yaptı. Bu hafta gün boyu haberlerde ekrana gelecek haber dizisinde, “Evanjelistlerle mormonların mücadelesinde son durum nedir?”, “Cumhuriyetçi Parti adaylarından biri mormon olursa neler yaşanır?” gibi sorulara yanıt aranacak.

BİR YENİDEN ÇEVRİM

CNBC-E’nin ‘Ustalara Saygı’ kuşağında bir Jonathan Demme filmi; ‘Marçuryalı Aday’ ekrana gelecek. 1962 yılında John Frankenheimer çekti bu filmi ilk. Son dönemde yeniden çevrimlere yönelen Demme de filmi günümüze uyarladı. Klasik olmuş bir filmi yeniden çekmek riskli. Ama yönetmen, ustalığını gösteriyor ve ortaya eli yüzü düzgün bir politik gerilim çıkıyor. (22.00)