Sina Koloğlu

Sina Koloğlu

s.kologlu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

NTV’de ‘Tarih Konuşmaları’nda reklamın altın çağı 60’lar konuşuldu. Bu çerçevede bizim reklam sektörü de ele alındı. Konuklardan ekranın son dönemlerde flaş konuşmacılarından (Özellikle Okan’ın programlarının vazgeçilmezidir) Levent Erden bizdeki televizyon-reklam ilişkisi üzerine geçmişten bir ayrıntıyı bugüne taşıdı: 80’li yıllarda tek kanalın olduğu dönemde TRT’ye reklam vermek şansa bağlıymış. Her yıl aralık ayında çekiliş yapılırmış. O çekilişte firma, bir yıl sonra hangi gün kendi reklamının yer alacağını öğrenirmiş. Yer yoksa reklam da yokmuş. Kullanılmaması gereken kelimeler belirliymiş, sayısı da 210’muş.

Haberin Devamı

Tekerlekli sandalyenin reklamı bizde olmaz
Sanırım RAI kanalıydı, seyredince “Yahu bizde mesela bunun reklamı yok” demiştim. Neydi o? Engellilerin kullandığı tekerlekli sandalye. Bizde yoktur. Peki İtalya’da kullananla bizde kullanan arasında ‘reklamını yapmaya değmez’ denecek kadar çok mu büyük fark var?

Bizde reklamlar dizi gibidir
Çünkü bizim milletin ‘ürün’ değil, dizi şeklinde reklam izleme merakı var. Reklamcı da aklı sıra bu yöntemle dolaylı yoldan ürüne sabitlediğini zanneder tüketiciyi. Ayşegül’ün macera kitapları gibidir bizim reklamlar. Bizim tüketici “Bi güldürsene len beni” çapındadır.
Levent Erden, Türkiye’de reklamı yapılan sektör ve ürün sayısının 100’ü geçmediğini söyledi. Bilmem bundan böyle bir gün tekerlekli sandalye tanıtımı da yerini alır mı bizim reklamlarda?

PERRAN KUTMAN SİT-COM’U
Haber sonrası ekrana gelen yarım saatlik ‘Canımın İçi’ dizisi için ‘Cosby Ailesi’nin yerli versiyonu’ tanımı yapıldı. İlk bölüm, ilk izlenimler şu soruyu sormama neden oldu: “Bu ülkede ‘çocuk oyuncu’ yok mu?”
Hani arada kaynayan rollerde pek hissedilmiyor. İş çocuklara düşen dizilerde bu soruyu hep sordum. ‘Canımın İçi’ dizisi Perran Kutman üzerine kurulu, ama çocuklar oyuna girince tempo düşüyor. Bu genelde, bizim tüm yerlilerdeki özellikle de komedilerde yaşanan sorun. Sit-com’da lafı satmak zorundasınız. Daha bu satışı beklenen düzeyde değil. Alışmak adına bunu bir kenara koydum.
Hakan Algül tam da bu yoğun işlerin toparlayıcı yönetmenidir. Hani nasıl denir, çatır çatır çeker, orasını burasını toplar dizinin. Peki ne olur bu dizi? İş, bir hoş sada bıraksın yetmez mi?

Haberin Devamı

REHBERiM

RADYO GÜNLERİNE GÖNDERME
CNBC-E, ‘Woody Allen’ filmlerini ‘Radyo Günleri’yle bitiriyor. Woody Allen’ın kendi çocukluğundan yola çıkarak çektiği bir film. Allen 40’lara nostaljik bir bakış getirirken, dönemin popüler kültür aracı olan radyoyu çeşitli hikayelerle anlatıyor. (22.00)

ORHAN PAMUK’TAN YENİ HAVADİSLER
Orhan Pamuk uzun zamandır bizim ülke toprakları üzerinde konuşmadı. Romandan esinlenerek hazırlanan ilk müze ‘Masumiyet Müzesi’ni anlatacak. Ama her an gündeme yeni bir madde düşebilir. Bugün ‘BeşN BirK’ya katılıyor. (CNN TÜRK / 19.30)