Kanal D’nin yeni dizisi ‘Babam ve Ailesi’ aşk, aile, babalık, annelik, kardeşlik ve intikam üzerine. Ailesinin onaylamadığı aşığı Nilgün’den iki çocuğu olur Kemal’in. Ama
o Suzan’la evlenir, iki çocuğu daha olur. Sahte mutluluk fotoğraflarıyla zengin bir hayat yaşar. Nilgün çocuklarını emeğiyle zorlukla büyütür. Gün olur bir kazayla Kemal’in ‘resmi’ oğlu böbreğe ihtiyaç duyar. Uygun donör, Nilgün’den olan oğlu Kadir’dir. Ama o onları terk edip, hayatlarını mahveden babasından nefret etmektedir. Böbreği verecektir ancak bir şartı vardır:
“Karından boşanıp annemle evleneceksin, bizden çaldığın hayatı da geri vereceksin!”
Güçlü bir meselesi, dramatik bir hikayesi, dengeli, derdini anlatmayı başarabilen, akıcı bir senaryosu var. Rejisi, sanat yönetimi ve müziği hikayenin ağırlığını başarıyla taşıyor.
Yeni bir yıldız: Caner Şahin
Bülent İnal, Ayça Bingöl ve Ceyda Düvenci gibi usta oyuncularıyla kadrosu güçlü. Ama Kadir rolünü üstlenen genç oyuncu Caner Şahin dikkate değer. Hikayenin can damarını oluşturan karaktere sadece hayat vermemiş, aynı zamanda onu parlatmış. Karaktere ruh üfleyen böyle gençlerle karşılaşmak ayrıca mutluluk veriyor.
Peki eksiği ne? İki kadını da aldatmış, çocuklarına acılar çektirmiş, parayla kendini affettirmeye çalışan bir baba Kemal.
Güçlü ve gururlu iki anne arasında sağlam durmuyor. Hatalarını ailesine de, seyirciye de iyi anlatabilmeli. Çünkü biz kötü şeyler de yapsa güçlü babalar severiz, isteriz. Dizinin şanssızlığıysa çok zor bir güne denk gelmesi. İlk bölüm reytingi hak ettiğinin altında.
Ama şaşırtıcı finaliyle büyük bir beklenti vadediyor. Yolu açık olsun.
KANLI PAZARTESİ
Pazartesi, sezonun ilk ve aynı zamanda en zor günüydü. Peki sonuç nasıl oldu? Çetin Tekindor, Erkan Petekkaya, Çağatay Ulusoy, Aras Bulut İynemli, Bülent İnal, Ayça Bingöl ve Ceyda Düvenci gibi starların karşısında, ‘Kırgın Çiçekler’ genç oyuncularıyla birinciliği kaptırmadı. İkinci ve üçüncü sezonlarını geçiren ‘Paramparça’
ve ‘Kırgın Çiçekler’ yeni dizilere kendini ezdirmedi.
Akşamın tek ‘erkek işi’ ‘İçerde’ ikinci oldu. Biri mafya, biri polise köstebek olarak sızan iki kardeşin hikayesi.
Aynı kıza aşık olacaklarsa da aşk hikayesi ilk bölümde başlamadı. Bu haliyle özellikle 20 yaşın üzerindeki kadın seyirciyi zor alacak gibi görünüyor. Onları almadan da birinci olması çok zor.
Pazartesi gününün reyting mücadelesi ilerleyen haftalarda daha da kızışacağa benziyor. Öyle bir günde yarışmak zaten ‘delikanlı’ işi. Zirve mücadelesini merakla izleyeceğiz.
EDEBİYATIMIZIN PARILDAYAN ‘GÖLGE’Sİ
Yazar değil, bir büyücü aslında. İsmail Güzelsoy Doğan Kitap’tan çıkan son romanı ‘Gölge’yle yine büyüledi bizi. 1800’lerin İstanbul’u, Abdülhamit dönemi. “Maymun fuhşa alet olur” fetvasıyla gözü dönmüş kalabalıklar maymun dükkanlarını basar, maymunları meydanda darağacına asarlar ve hikaye böyle başlar. Yetim bir çocuk İsmail, onu cambaz olarak yetiştiren kumarbaz Kahkah, katliamdan kurtulan maymun Leylifer’in yollarının kesişmesiyle devam eder.
Cambazların, kumarbazların, rüyabazların ve büyücülerin kol gezdiği İstanbul gibi, romanda da akla hayale gelmeyen karakterler ve onların hikayeleri var. Güzelsoy’un bir önceki romanı ‘Değmez’ gibi ‘Gölge’ de rüyayla gerçek, geçmişle bugün, akılla delilik arasında gidip gelen, hiçbirinden vazgeçmeyen bir dünyayı anlatıyor yine.
Merak uyandırıcı, maceraperest, derinlikli... Hem absürd hem gerçek. Aynı anda birkaç roman okuyor hissine kapılıyorsunuz. “Her aşk hikayesi soğanın cücüğüne biraz daha yaklaştırır bizi” diyen mizahi bir dili de var. Başka dünyalar, başka hayatlara kulak misafiri olmak için roman okuruz bir yerde. ‘Gölge’yle bambaşka olacak bu yolculuk.
Okumazsanız pişman olursunuz, kesin bilgi.
