‘SEN ANLAT KARADENİZ’

27 Ocak 2018

Her üç kadından biri, şiddet görüyor. 2017 yılında 409 kadın öldürüldü. Bunların üçte biri eşinden ayrılmak istediği için cinayete kurban gitti. Fiziksel, cinsel ve sözel şiddet rakamları çok daha korkunç. ATV’nin bu hafta yayına giren dizisi ‘Sen Anlat Karadeniz’, işte bu yüzden çok anlamlı bir proje.

24 yaşındaki Nefes, saplantılı bir adam olan Vedat tarafından adeta zorla alıkonulmuş ve bu ilişkiden bir de çocuk olmuştur. Neredeyse her gün işkenceye varan bir şiddet görmektedir. Nefes, daha fazla dayanamaz ve çocuğunu da alarak evden kaçar. Vedat’la iş yapan Karadenizli ailenin asi çocuğu Tahir, kendisine sığınan bu kadına arka çıkar. Hem de tüm ailesini karşısına alarak. “Kocasıdır, döver de sever de” diyerek şiddeti görmezden geliyoruz ne yazık ki. Kadınlar bile hemcinslerinin uğradığı şiddete kayıtsız kalıyor. Yalnız kalan kadınlar da çaresiz, kaderine boyun eğiyor. ‘Sen Anlat Karadeniz’, bu toplumsal suskunluğumuza meydan okuyor adeta.

Dizinin yönetmeni ve yapımcısı Osman Sınav’a bu durumu sordum. Şunları anlattı: “Yeni bir sayfa açmak istiyoruz. Amacımız, düşündürmek ve tartışma yaratmak zaten. Resmi nikah bile olsa, kimse bir kadını zorla alıkoyamaz. Karadenizli muhafazakâr

Yazının Devamı

ALTIN KÜRE’NİN FATİH’İ

13 Ocak 2018

Amerika’da verilen Altın Küre dünyanın en önemli ödüllerinden biri. Oscar’ın habercisi olarak bilinir. Bu yıl en iyi yabancı film dalında ‘Paramparça’ (In the Fade) filmiyle Fatih Akın aldı ödülü. Sürmene’li bir ailenin Hamburg doğumlu çocuğu, Almancı yani. Eğitimini de orada aldı, sinema kariyerini de orada geliştirdi. Dünyada Türkiye asıllı Alman yönetmen olarak biliniyor. Ödülü alınca bir tartışmadır gitti. Akın Türk mü Alman mı? Ödülünden dolayı gurur duymalı mıyız duymamalı mıyız?

Ana mevzudan çıkmayalım. Fatih Akın Türkiye ve insanı ile bağını her daim canlı tutan bir dünya sinemacısı. Almanya olduğu kadar Türkiye de onun memleketi. Almanca kadar Türkçe de onun dili. Ve her şeyden önemlisi, onu Fatih Akın yapan Sürmeneli bir ailenin Hamburg doğumlu çocuğu olması. Yani kendi hikayesi. O hikayeden Hamburg’u, Sürmene’yi ya da İstanbul’u çıkarırsanız bambaşka biri olurdu. Ben ‘Duvara Karşı’yı, ‘İstanbul Hatırası’nı yapan Fatih Akın’ı çok seviyorum. Aynı dili konuştuğum bu sinemacının büyük başarısından kendime de bir paye çıkarıp gurur duyuyorum. Tebrikler Fatih!

MÜNİR ÖZKUL’A VEDA MÜMKÜN MÜ?
Münir Özkul’u kaybetmedik. O evlerimize konuk olmaya, bizi güldürmeye,

Yazının Devamı

2017’NİN STAR’I KİM?

6 Ocak 2018

Geçtiğimiz yılın reyting sonuçları geldi. Tüm kanalların hedefi, en çok izleyicinin ekran başında olduğu prime time, yani saat 20.00-24.00 arası olan dilimde birinci olmak. Çünkü en büyük reklam pastası burada.
O yüzden de en iddialı ve büyük maliyetli işler bu saatlerdedir.

Prime time diliminde tüm izleyicileri kapsayan Total grubunda, gelir ve eğitim açısından üst grup AB’de ve reklam verenlerin veri olarak kabul ettiği 20 yaş üzeri ABC1 kategorisinde birinciliği Star TV aldı. ‘Söz’, ‘Ufak Tefek Cinayetler’, ‘İstanbullu Gelin’, ‘Fazilet Hanım ve Kızları’, ‘Kara Sevda’, ‘Anne’ ile ‘Cesur ve Güzel’ gibi diziler, kanalı birinciliğe taşıdı. Kadın izleyici kategorisinde de yine Star TV’nin birinci olması, reytinglerde belirleyicinin kadın izleyiciler olduğunu gösteriyor.

Gündüzün kraliçesi yine Müge Anlı

Tüm gün kategorisinde ise yılın birincisi ATV... Sebebi basit, Müge Anlı... Yıllardır birinciliği kimseye kaptırmıyor bu program. Gündüz kuşağında bu sezon rekabet daha da artacak. İzdivaç programları bitirilince, kanallar büyük bir arayışa gitti geçtiğimiz sezon. Herkes hazırlıksız olduğu için kimse ne yapacağını bilemedi. İstikrarı koruyan sadece Anlı oldu. Bu yıl gündüz dizilerinin

Yazının Devamı

2017’DE KİM KAYBETTİ?

23 Aralık 2017

Yılın son haftasına girdik. Gelenek olduğu üzere, bir değerlendirmesini yapmak gerek. Geçtiğimiz sene 24 Aralık’ta 2017 yılına ait öngörümü anlatan bir yazı kaleme almıştım. ‘Yeni yılın kaybedeni komedi olabilir’ tahminim ne yazık ki tuttu.

Sezonda 60’tan fazla dizi yayınlanıyor, haftadaysa 35-40 arası. Haftalık diziler içinde 8-10 tanesi komedi. Peki komedi dizilerinin performansı nasıl? Mesela, aralık ayında en çok reyting alan 10 dizi içinde bir tane komedi var: ‘Yeni Gelin’. İlk 20’deyse ‘Şevkat Yerimdar’la sayı ikiye çıkıyor. Bu yıl gün birinciliği tadan komedilere bir de ‘Çocuklar Duymasın’ı ekleyebiliriz.

Sinema, komedi filmleriyle rekor kırdı bu sene. Büyük gişe yapan ‘Ayla’ istisnası dışında, listede en üst sıralarda hep komediler var. İnternette de en çok komik videolar izleniyor. Komedinin başarılı olamadığı tek mecra, televizyon.

Komediler ciddiyeti hak etmiyor mu?

Peki neden? Yeşilçam komedilerini tekrar tekrar izleyen, sinemada rekor kırdıran seyirci, neden televizyonda komedi tercih etmiyor dersiniz?

Bence bunun sebebini seyircide aramak yerine, işlerin kendisine bakmak gerek. Komedi dizileri hep küçük bütçeli işler kategorisinde değerlendiriliyor. Senaryolara dramlar

Yazının Devamı

KANAL D NE YAPMALI?

2 Aralık 2017

Kanal D, önceki hafta Rus ruleti oynadı. ‘Çocuklar Duymasın’ı kaldırıp kaldırmadığını açıklamadan yayın akışından çıkardı. Yerine ‘Hayati ve Diğerleri’ni koydu. ‘Çocuklar Duymasın’ ekibi, devam edecek mi, kalkacak mı bilmeden diken üzerinde bekledi.

‘Hayati ve Diğerleri’, beklenen reytingi alamayınca, bu kez o ekip diken üzerinde, akıbetini bekliyor.

İyi bir reyting alsaydı, devam edecekti. Sevineceklerdi ama bu, Rus ruleti oynayan bir kişinin ilk seferde başarılı olmasına benziyor. Açıkçası bu şekilde yayına girdiği için, iyi reyting almamasına sevindim. Başarılı olsaydı, zaten soğukkanlılığını ve mantığını yitirmiş sektörde, yanlış bir gelenek başlatacaktı. İyi gitmeyen her dizi, 1-2 hafta bekletilip yerine yeni dizi denenecek, olmayınca öbürü tekrar yayına sokulacak ve yenisi gelince bu durum böyle sürüp gidecekti.

Böyle bir ortamda yayındaki diziyi yapanlar, yeni dizisi için aylarca hazırlananlar, bu psikolojiyle nasıl başarılı olacak, mümkün mü? Psikolojide bir kavram var. ‘Stability of instability’, yani ‘istikrarsızlığın istikrarı.’ Bir taraftan dünyada zirveye oynayan bu sektör, içeride böyle kuralsızlık, istikrarsızlık ve belirsizlik içinde. Yukarıda anlattığım uygulama

Yazının Devamı

NEDEN ‘KALK GİDELİM?’

25 Kasım 2017

TRT 1’in yeni dizisi ‘Kalk Gidelim’, İstanbul’da lüks içinde yaşayan bir ailenin, iflas edip yıllar sonra Muğla’daki köyüne dönme hikayesini anlatıyor. Eski aşklar, ailenin geçmiş hesaplaşmaları yanında, dizinin asıl anlatacağı, şehrin nimetlerini bırakıp, bir köyde yaşamak zorunda kalanların hikayeleri. Bakalım ne kazanacaklar, ne kaybedecekler?

Staff Film’in yapımcılığını, Hatice Memiş’in yönetmenliğini yaptığı projenin oyuncu kadrosu zengin... Ufuk Özkan, Erkan Sever, Ayça Varlıer, Kerem Kupacı, Yıldız Kültür ve Mehtap Bayri... Dizinin senaryosunu, Güliz Kucur ve Baykut Badem yazıyor.

Bu hikayenin yaratıcısı Güliz Kucur, unutamadığımız birçok dizinin senaryosunda imzası olan bir yazar. ‘Deli Yürek’, ‘Süper Baba’, ‘İkinci Bahar’, ‘Aliye’, ve ‘Yabancı Damat’... Meslektaşım olduğu kadar çok sevdiğim bir arkadaşım olan Güliz’e, “Neden böyle bir hikaye yazmak istedin?” diye sordum.

“Eskiden ‘Süper Baba’, ‘İkinci Bahar’ gibi kültürümüzü anlatan kaliteli işler yapmak için çok çaba harcıyorduk. Gurur duyduğumuz dönemdi. Sonra bir furya başladı, Kore dizileri, uyarlamalar… Dizi süreleri arttı, işler özensizleşti ve çalışma şartları kötüleşti. O dönemde bizler atıl kaldık. Benim için de,

Yazının Devamı

HERKES ‘YOL AYRIMI’NA GELECEK!

11 Kasım 2017

Fragmanı yayınlandığından beri filmi merakla bekliyorduk. Yavuz Turgul ve Şener Şen olunca merak etmemek imkansız. Bu kez ikilinin, alışık olmadığımız bir filmiyle karşı karşıyayız. Mazhar, bir tekstil imparatorluğunun tamamen şirket çıkarlarına odaklı, kazanmak için her türlü hileyi, kötülüğü yapabilecek acımasız, duygusuz
ve vicdansız yöneticisidir. Bir gün kaza geçirir ve yaşadığı travmayla bambaşka
bir adama dönüşür.

Çocukluğundan beri bastırdığı insani duyguları, en önemlisi de vicdanı, gün yüzüne çıkar. Hayatına, işine, ailesine ve sisteme bu yeni kimliğiyle bakar ve büyük bir hesaplaşmaya girer. Acımasız bir kapitalistten, romantik bir sosyaliste dönüşür. Hayatını kökten değiştirmek istediğinde ise, karşısına ailesi dikilir. Düzen devam etmelidir ve bu uğurda gerekirse onu yok etmeyi bile düşüneceklerdir.

Film, Franz Kafka’nın ölümsüz eseri ‘Dönüşüm’ü hatırlattı. Ailesinin istediği gibi biri olan ve onlar tarafından sevilen Gregor Samsa, bir sabah uyandığında böceğe dönüştüğünü görür. Ailesinin eski Gregor’u olacağını sanırken, büyük bir hayal kırıklığına uğrar. Ona bir böcek muamelesi yaparlar. Roman, “Ailemizin istediği gibi olmazsak, bizi önce yok sayar, sonra da yok

Yazının Devamı

KASIM NEDEN EN KORKUNÇ AY?

4 Kasım 2017

Neden son yıllarda dizi kıyımı giderek arttı? Alfabetik sırayla ATV, FOX, Kanal D, Show TV, Star TV, TRT 1 ve TV8 olmak üzere yedi büyük kanal var. Eski yıllarda 20-25 reyting alan diziler vardı. Yayınlandığında sokaklar boşalırdı, hatırlayın. Şimdi ise bu yedi büyük kanalın toplam reytingi, haftanın altı günü 30 reytingin altında. Bu ne demek? Bölün, çarpın, herkes eşit bile alsa, bir projeye ortalama dört reyting düşüyor. O bile rahat olmak için yetmiyor. Aralarından biri 6-7 reyting alınca
otomatikman o günkü iki diziyi yoğun bakıma ya da dizi mezarlığına gönderiyor demektir.

Çarşamba günü 34’lere kadar yükseliyor ama rahat bir gün değil, çünkü 7-8 fazla reytingi, ‘Diriliş Ertuğrul’ alıyor. 10 reyting barajını geçebilen tek dizi... Çarşamba gününün ilginç sonucunu sektörden bazı arkadaşlarla çözmeye çalıştık ama bir cevap bulamadık. Bulabildiğimiz tek şey, toplam reytingin neredeyse üçte birini oluşturan bir grup seyirci var ve bunlar ‘Diriliş Ertuğrul’ dışında hiçbir büyük kanalı izlemiyor. Reyting matematiği bize bunu söylüyor. Bu durumun nedenini anlamak için bir anket yapmak gerekiyor. Bu 7-8 reytingin sahibi seyirci, neden sadece ‘Diriliş Ertuğrul’u izliyor?

‘Düny

Yazının Devamı