Sinan Biçici

Sinan Biçici

sinanbicici@hotmail.com

Tüm Yazıları

Nisan ayında erken seçim tarihi açıklandı. Ekonomik kriz beklentisi de eklenince, sektör ani olarak frene bastı. Planlanan ve konuşulan işler hızlıca durduruldu, sadece daha önce başlayanlar devam etti. ‘Bu sezon dizi yapılmayacak, olanlar da çok küçük bütçeli olacak’, ve ‘kanallar ucuz programlarla dolacak’ gibi söylentiler alıp başını gitti. Seçim sonrası 1-2 haftalık kararsızlığın ardından sektör hiç bunları konuşmamış gibi devam etti yoluna... Dönem dizileri ve büyük prodüksiyonlu dramalar start aldı. ‘Bir Zamanlar Çukurova’, ‘Can Kırıkları’, ‘Nefes Nefese’... Tam Türk usulü bir durum yaşadık. Herkes birbirini gaza getirip, frene bastırdı, sonra da teker teker gazı kökledi.

Haberin Devamı

DİZİ SEKTÖRÜNDE NELER OLUYOR

Bu yıl yine birçok dizi yapılacak. Kanalların gönlü düşük bütçeli programlardan yana olsa da, kimse güvenemediği için yine yapımlarda arıyor çareyi. ‘Mehmed: Bir Cihan Fatihi’ gibi devasa bütçeler olmayacak ama ekranlarda yine büyük prodüksiyonlu dramalar göreceğiz. Yüksek rakamlar alan oyunculardan indirim istendi. Döviz hızla yükseliyor, ekonomik olarak çok zor günler yaşayacağız. Bu kez de, ’Ekonomik krizde insanlar dışarı çıkamaz, gezmeye tatile gidemez, evde televizyon izlemek zorunda’ diye düşünülerek, dizilere devam edilecek. Ekonomik krizlerde şirketler, önce reklam harcamalarını kısar. Reklam birim fiyatlarında indirimler, sürelerinin de uzamasını getirecek. Yapımların süreleri uzun olmaya devam edecek. Biz bol bol reklam izleyeceğiz. Büyük bütçeli işler çareyi yurt dışında arayacak yine... Dövizin yükselmesiyle dış satımlardan gelen gelirler TL’ye çevrildiğinde avantajlı olacak. Bütçelerde birçok kalem sabit, oyuncu ücretleriyse, çok değişken. Yani siz, 10 bin TL’ye de baş rol oynatabilirsiniz, 200 bin TL’ye de...

Bütçeleri dengelemenin yolu, özellikle başrol oyuncu ücretlerini düşürebilmekten geçiyor. Yeni yüzlerle karşılaşma imkanı da daha fazla olacak önümüzdeki süreçte...

ÇARŞAMBAYI SALLAR MI?

DİZİ SEKTÖRÜNDE NELER OLUYOR

‘Çocuklar Duymasın’, çarşamba gününe alındı. Türkiye’nin en çok izlenen iki dizisi var o akşam: ‘Diriliş Ertuğrul’ ve ‘Sen Anlat Karadeniz’... ‘Nefes Nefese’ de aynı gün. Kanal güçlü rakipleriyle rekabet edebilmek için, karşısına çok güvendiği bir komedi koydu. Komedi isteyen seyircileri kazanma stratejisi doğru mu? Aslında doğru. Ben her zaman yazıyorum bunu... Aynı seyirciye hitap eden dizileri birbiriyle vuruşturmak, hepimize zarar. Ama pazar günleri seyircisini bulmuş, rakiplerine karşı direnebilmiş bir projenin yerini değiştirmek, bence riskli. Çarşamba gününe yeni bir komedi dizisi koymak çok daha iyi olurdu. Kanal D, bu kadar sert hikaye anlatan, büyük bütçeli dramalarla mücadele edecek. ‘Çocuklar Duymasın’ın arkasında durmalı...

Haberin Devamı

SUNAL KİMLE ALAY EDİYOR?

“Kemal Sunal filmleri yıllarca bu ülkeye yapılmış kötülük. Zekamıza hakaret...” dedi birisi ve herkes bu konuyu konuşur oldu. Mizah zeka işidir, doğru. Ama mizahın zekası karmaşık şeyler söylemek, artistik laflar etmek değildir. Deha, sadelikte gizlidir.

Mizah basit anlatır, abartır. Söylenene değil, söylemek istediğine bakılmalıdır. Mesela Nasrettin Hoca da zekamıza hakaret mi? Göle maya çalıp tutmasını beklemek, aslında akıl dışı bir şeydir ve saçmalıktır. Tabii yüzeyselce bakarsak... Ama orada başka bir şey anlatılır. Umut etmenin, imkansız gibi görünen şeylerin olabilirliğinin ve inancın önemi anlatılır.

Haberin Devamı

Mizah yapmak kadar, onu anlamak da zeka işidir. Bu ülkeye en büyük kötülüğü, zekası, bilgisi ve anlama kapasitesi olmayanlara kanaat önderi muamelesi yapılması vermiştir. Bu kötülüğün nedenleri de, o filmlerde anlatılır. Gazeteci, yazar, akademisyen ve uzman gibi unvanlar, sıfatlar bol keseden dağıtılınca sonuç bu. Biri o hanımefendiye ne söylemek istediğimi anlatırsa çok sevinirim.