Sinan Biçici

Sinan Biçici

sinanbicici@hotmail.com

Tüm Yazıları

Dünyanın hiçbir yerinde bu kadar uzun dizi süresi yok, Türkiye’den başka. Dilimizde tüy bitti bu sürelerin zararları hakkında. Şimdi Kanal D’den ilk adım geldi, diğer kanallardan da bekliyoruz. Pazar günü yayınlanan ‘Bodrum Masalı’ bundan sonra 60 dakika yayınlanacak, ardından da ‘Hayat Şarkısı’ yine yersiz uzun bir sürede.

Bu değişimi yeni gelecek ‘Kara Yazı’ dizisi için yapmış olsalar da, Kanal D’yi tebrik ediyoruz ve sonuna kadar destekliyoruz.

140-150 dakikaya çıkan diziler yurt dışına satılırken üçe bölünüyor. Çünkü bu

KANAL D’DEN CESUR ADIM
süreleri kimse kabul etmez. Tabii bu aynı zamanda üç bölüm parası demek. Kanallar bizde de “Siz uzun çekin, biz ikiye üçe bölüp yayınlayalım” demezler umarım. O zaman bir anlamı da, faydası da olmaz. Bir bölüm parasına iki ya da üç bölüm kazanmak istiyorlarsa bunu da sektör çalışanları kabul etmemeli.

Haberin Devamı

Seyirci dizi sürelerini kısaltabilir mi?

Zaten süreler normalken bir akşamda iki dizi yayınlanıyordu. Lastik gibi uzatılmadığı için daha tempolu, daha iyi yazılmış ve çekilmiş bölümler izleyen seyirci ekrana kilitleniyordu. Sokaklar boşalıyordu. Şimdi böyle bir proje yok ne yazık ki.

‘Bodrum Masalı’nın senaristlerinden Başar Başaran’a bu gelişmeyle ilgili fikirlerini sordum. “Bize de sektöre de umut olsun. Makul süre olduğunda daha güçlü hikayeler ve ritmi yüksek bir kurguyla seyircinin karşısına çıkacağız. Umarım eskiden olduğu gibi seyirciyi ekrana kilitleyen, ocakta yemek taşıran fenomen diziler yapabiliriz” dedi.

Eyyy seyirci, size de iş düşüyor. Normal sürelerde olan projeler yüksek reyting alırsa devamı gelir. Siz de uzatılmış bir dizinin boş sahnelerini izleyeceğinize, iki farklı ve daha kaliteli dizi izleme şansına sahip olacaksınız.

Amerikalılardan daha mı kurnazız ne?

Bu dizi süresi meselesi çok yönlü. Senaristlere, yönetmene, oyuncuya ve set çalışanlarına ayrı yük. İnsanlık dışı çalışma koşulları getiriyor. Seyirci de bakışmalarla, kliplerle dolu boş boş sahneler izliyor. Hayatından fazladan üç saat çalınıyor, kalite düşüyor vs. Daha çok reyting bahanesiyle uzatılıyor diziler. Peki bütün dünyaya dizi satan ve alanında bir numara olan Amerikan televizyoncular bunu düşünemiyor mu sizce?

Neden yapmıyorlar?

Haberin Devamı

PAZARIN YENİ LİSELİSİ: ‘LİSE DEVRİYESİ’

Bu köşeden sıkça yazarım, bizim diziler yabancı diziler gibi farklı türlere pek girmek istemiyor diye. İşte gençlik-polisiye-komedi türlerini birlikte barındıran yeni bir dizi TRT 1’de başlıyor yarın, ‘ Lise Devriyesi.’ ARC filmin yapımcısı olduğu projenin yönetmeni Yahya Samancı, senaristleri ise Tuna Kıygı, Öktem Başol, Fatih Enes Ömeroğlu ve Samed Aslan. Oyuncu kadrosu da genç yüzlerden oluşuyor.
İlk bölümde genç komiser yardımcısı Yiğit, bir mafya babasını yakalamak için oğluna yakınlaşma görevini üstlenerek ekibiyle birlikte gizli görevle bir lise öğrencisi olur. ‘Bodrum Masalı’ ve ‘Hayat Bazen Tatlıdır’ın ardından pazar akşamının üçüncü lise dizisi olacak. ‘Lise Devriyesi’ ekibine başarılar…

‘Bam Teli’mizin hüznü: Tayfun Talipoğlu

Memleketi karış karış gezip, ‘Bam Teli’mizi titretirdi Tayfun Talipoğlu. Programlarında konuşmaz, şiir okurdu sanki. Sesi çatallaşır, kaşları düşer, kelimelerinin tonuna bir hüzün gelirdi. Televizyonlarda gezi programları çok yapıldı. Kadınların yaptığı bazlamalara tereyağı sürülüp yenildi, köy kahvelerinde mis gibi demli
çaylar içildi. Yaşlı teyzelerle şakalaşıp, kaynanalara gelinler, gelinlere kaynanalar soruldu. Köy, kasaba özlemimiz giderildi, nostaljik bir gülümsemeyle geçildi.
Onun ‘Yol Öyküleri’nde ise köylünün derdi tasası da, kasabalının kederi de görmezden gelinmedi. Memleketin güzellikleri kadar sorunları da mesele edildi. Yolu olmayan köyler, işi olmayan gençler, okula gidemeyen kız çocukları da vardı. Bunlarla ‘Bam Teli’mize dokundu. Hani aklınıza, “Uzun zamandır neden ekranda yok?” gibi bir soru gelirse bundandır herhal. Seni unutmayacağız usta!